DOLAR

38,0957$% 0.12

EURO

43,0436% -0.5

STERLİN

50,4489£% 0.56

GRAM ALTIN

3.952,71%0,67

ÇEYREK ALTIN

6.495,00%0,78

ONS

3.230,83%0,74

BİST100

9.393,79%-0,32

BİTCOİN

3206162฿%-0.94599

TETHER

38.07$%0.14353

Ankara AÇIK 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Tivi 6
  • Gündem
  • “75 yıl sonra Türkiye’mizin nüfusu 55 milyona gerileyecek”

“75 yıl sonra Türkiye’mizin nüfusu 55 milyona gerileyecek”

ad826x90

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, mayıs ayında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda boşalacak üyeliğin DEM Parti kontenjanından seçileceğinin konuşulduğunu belirterek “DEM Parti bu genişlemeyle, bu büyümeyle Cumhur İttifakı’nın üyesi olmuşken, Cumhur İttifakı da bünyesine DEM Parti’yi katacak kadar genişlemiş vaziyette. İşte tam da bu sebeple, Cumhur İttifakı’nın iktidardan düşmesi için artık elimizde yeni, geçerli bir sebebimiz vardır” ifadesinde bulundu.

ad826x90

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, mayıs ayında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda boşalacak üyeliğin DEM Parti kontenjanından seçileceğinin konuşulduğunu belirterek “DEM Parti bu genişlemeyle, bu büyümeyle Cumhur İttifakı’nın üyesi olmuşken, Cumhur İttifakı da bünyesine DEM Parti’yi katacak kadar genişlemiş vaziyette. İşte tam da bu sebeple, Cumhur İttifakı’nın iktidardan düşmesi için artık elimizde yeni, geçerli bir sebebimiz vardır” dedi.

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, siyasiler ve gençlerin hukuksuz yere cezaevinde tutulduğunu belirten Karamahmutoğlu, İsrail ve Suriye arasında yaşanan çatışmalara da değindi. Karamahmutoğlu, şunları söyledi:

“Geçen haftanın en ağırlıklı, bizim için en önemli konuşulan gündemi; İsrail ile Türkiye arasında Suriye’de askeri bir çatışma yaşanabileceği olasılığının gerçekleşmiş olmasıydı ve ne yazık ki Türk medyasından ziyade yabancı medyada, dışarıda bu konu enine boyuna tartışıldı, konuşuldu. İsrail, kurulduğundan bu yana tarihinde ilk kez Türkiye’yi ikaz etme cüretini gösterebildi. Bunu Suriye üzerinden yaptı. İsrail, Suriye’nin daha da istikrarsızlaşması için Suriye’nin etnik ve dini farklılığını kullanmaya başlayan bir politika güdüyor. Dış politikada, bir perdeleme, bir karartma uygulanıyor. Meclis’ten kaçırılan bir dış politika güdülüyor. Kamuoyunun bilgisinden kaçırılan bir dış politika güdülüyor.

Yine son hafta dış politikada yaşadığımız, Türkiye açısından mevzi kaybettirici bir diğer husus; Kıbrıs Adası’ndaki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla tanınırcasına, ne yazık ki Türkistan’daki Türk Cumhuriyetleri tarafından – üstelik de Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi – tanınması ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında bu Türk Cumhuriyetlerinin büyükelçilik açması faaliyeti oldu. Bilindiği gibi Avrupa Birliği’nin temsilcileri Türkistan’daydı. Onların ‘Orta Asya’ diye adlandırmak istedikleri bölgede, Türk Cumhuriyetleri ile yaptıkları toplantıda – bunlar Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan idi – ve bunlardan 12 milyar avroluk yardım, destek karşılığında büyükelçilik açması istendi. Oysa başlangıçta görüşmelerin konusu bu değildi, bu yoktu. Farklı bir iş birliği vardı. Fakat ne yazık ki Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’ın talebi üzerine, oyun bozan bir tavır ve tutumu üzerine, Avrupa Birliği’nin mecbur kalmasıyla birlikte Türk Devletleri Teşkilatı’nın üyesi olan bu Türk Cumhuriyetleri de Yunanistan’ın bu talebine rıza göstermek zorunda kalmış ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla tanınır şekilde oralarda büyükelçilikler açılmıştır.

ad826x90

“Eğer AK Parti hükümeti olur vermese, rıza göstermeseydi, Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği üyesi olamazlardı”

Bu, ta en başından güdülen yanlış dış politikanın ürünüdür. Çünkü bilindiği gibi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla Avrupa Birliği’ne üye olmasına rıza gösteren Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetidir. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti olur vermese, rıza göstermeseydi, Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği üyesi olamazlardı.”

“AK Parti hükümetinin başı olan kişinin siyasal bekası, ulusal çıkarlarımızın önüne geçiyor”

Türkiye nüfusunun giderek azaldığına dikkat çeken Karamahmutoğlu, şunları söyledi:

ad826x90

“Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin başı olan kişinin siyasal bekası, ulusal çıkarlarımızın önüne geçiyor. AK Parti hükümeti iş başına gelmeden bir yıl önce, 2001 yılında bu ülkemizdeki barındırmak zorunda olduğumuz yasa dışı kaçak nüfusla beraber, onların doğurganlık oranıyla beraber, ülkedeki sayıların artmasıyla beraber ülkemizdeki Türk vatandaşlarının doğurganlık oranlarını karşılaştırarak bunu dikkatinize sunmak istiyorum. AK Parti hükümeti iş başına gelmeden önce, 2001 yılında, hemen bir yıl öncesindeki veriler Türkiye’de 2,38 olan doğurganlık oranı, 2021’de, 22 yıl sonra, yani Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin iş başında bulunduğu zaman dilimi içerisinde, 2023 yılında Avrupa Birliği’ndeki oranın da altına düşerek 1,51’e geriledi. 2023 yılında Türkiye’deki doğurganlık oranı 1,51 ve bu oran Avrupa Birliği’ndeki doğurganlık oranının altındaki bir sayıdır.

“75 yıl sonra Türkiye’mizin nüfusu 55 milyona gerileyecek”

Halbuki değerli arkadaşlar, bir ülkede nüfusun stabil kalabilmesi, yani yerinde sayabilmesi için bile bir kadın başına en az 2,1 çocuk doğması gerekiyor. Biz bunun da altındayız. 2,1 nüfusu stabil tutarken, durağan tutarken; nüfusu biz 1,51’e gerilmiş durumdayız. TÜİK, bu eğilimin ışığında bir çalışma yapıyor. Bu çalışmada, 2100 yılında, yani sadece 75 yıl sonra Türkiye’mizin nüfusu 55 milyona gerileyecek. Bu veriler ışığında, doğurganlığın gerilemesi, çalışan nüfusun azalması, emekli nüfusun artması ve bir de sağlığın gelişmesiyle birlikte uzun yaşa bağlı hastalıkların ülkemizin sağlık sistemi üzerindeki yaratacağı baskıyla birlikte, Türkiye’mizin geleceğini de sadece sağlık sistemi üzerinde değil, ekonomik açıdan da ve nüfusun devamlılığı açısından da bir felaket tablosu çiziyor.

“Tüm bu yaşananlara rağmen Türk milleti karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmesin”

Karamahmutoğlu, iktidarın politikalarını eleştirerek şöyle konuştu:

“Buradan hareketle dileğimiz, Türkiye’mizde uyutulmuş, uyuşturulmuş olan Türklüğün uyanması, titreyip kendine gelmesi için bu şımartılmış siyasal kitlenin saldırganlığından ders çıkartılmasıdır. Yargının siyasallaşması, hukukun araçsallaştırılması hem Türkiye ekonomisine hem de Türk milletine ve devletine en az bu terör kadar zarar vermektedir. Ancak yine de tüm bu yaşananlara rağmen, değerli arkadaşlar, Zafer Partisi siyasette var olduğundan bu yana gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz ki, tüm bu yaşananlara rağmen Türk milleti karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmesin. Biz yurtseverler, milliyetçiler, Atatürkçüler, tarihin doğru tarafında duruyoruz ve tarihin haklı tarafındayız.

Yakın zamana kadar protesto, eleştiri, muhalefet yalnızca siyasi eylemlerken, artık potansiyel tehditler olarak görülüyor ve kriminalize ediliyor. İşte 300 gencimiz, bu demokratik haklarını, bu yurttaşlık sorumluluğuyla kullandıkları için hükümetin şiddetiyle, hapishanelerde tutuldu. Geçen süre içerisinde 200’e yakını serbest bırakıldı, eğitimlerinden geri kaldılar, sınavlarından geri kaldılar ve yüzü aşkını hâlen daha cezaevlerinde tutuklu vaziyette.

Her geçen gün daha da otoriterleşen bu AKP hükümeti, içerideki belediye başkanlarını tutuklu halde bulundurdu. Siyasi parti genel başkanını tutuklu halde bulunduruyor. İş insanlarını bulunduruyor. Gazetecileri, sanatçıları bulunduruyor.

“AKP hükümeti, hapishanelerde alıkonulan gençleri ve öğrencileri serbest bırakmalıdır”

Alıyor, salıveriyor. Fakat hâlen daha şu an en kalabalık halde içeride tutuklu olarak bulundurduğu ne yazık ki bu gençlerimiz. Çoğu üniversite öğrencisi olan bu gençlerimiz… AKP hükümeti, bir gün bile geçirmeden, hâlen hapishanelerde alıkonulan bu gençleri ve öğrencileri serbest bırakmalı ve onların öğrenim hayatını engellemekten vazgeçmelidir.”

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

6 vekilin dokunulmazlık dosyaları Meclis’te

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.