MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi her sözünün arkasındadır. 22 Ekim 2024 tarihli Grup Toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz.” dedi.
Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Konuşmasında, “Bölgemizde her taşın altı nifakla tuzaklanmışken, küresel siyaset denklemi yeni baştan kuruluyorken, belirsiz ve bilinmez bir dünyanın kapıları gürültüyle açılıyorken, içimize kıvrılmamız, kabuğumuza kısılmamız, sessizce kımıldamamız idare-i maslahattan öte bir anlam taşımaz” ifadesini kullanan Bahçeli, sözü dinlenen, nazı geçen, ne diyeceği merak uyandıran, ne yapacağı takip edilen bir Türkiye’nin, paradigma değişiminin tesiriyle yol haritası yeni baştan çizilen dünyada muhkem bir mevki olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin tarihinin omuzlarına basıp, coğrafyasının avantaj veya dezavantajlarını fikri ve politik sezgiyle yorumlamanın, ileriyi, çok daha ileriyi görmeyi kolaylaştıracağına dikkati çeken Bahçeli, “Bugünün mihmandarlığına değil, geleceğin müşahitliğine ve mimarisine talip olmalıyız. Bu yüzden Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini gerçekleştirmeliyiz. Maksatları, muğlak ve muallakta asılı kalanların bizi anlamasını elbette beklemiyoruz. Bunların idrak damarları tıkalı, iradeleri tımarhaneliktir.” değerlendirmesinde bulundu.
İnsanların aralarındaki konuşmaların ne kadar akli ve ahlaki safiyet ve süreklilik kazanırsa, kendilerine uzak gördükleri noktalara ulaşmalarının o kadar mümkün hale geleceğini ifade eden Bahçeli, konuşarak uçurumların iki yakasının kapatılacağını, anlaşarak önyargıların ve peşin hükümlerin akıntısının kesileceğini söyledi.
Bahçeli, insanı, yine insanda tanıyıp bularak, dahası saygı ve sevgi kümesinde buluşarak yanlış anlamaların, yalan anlatıların direncinin kırılacağını belirterek, sahte davranışların çölünde zorlukla çiçek veren kaktüs arayışında olmadıklarını kaydetti.
Bahçeli, “Hafıza mihrabımızı ve hayat mizanımızı zincire vuran, çok yönlü düşünme kabiliyetimizi sekteye uğratan, yakınlaşıp birbirimizin gözünün içine baka baka diyalog kurmamızı sakatlayan ilkel dürtülerden, siyasi ve ideolojik hüllelerden ne kadar uzaklaşmamız gerekiyorsa o kadar uzağa gitmeliyiz. İnsanlarımız arasına sanal duvarlar örenleri, milli birlik ve dayanışma ruhumuza baldıran zehri serpenleri yeni yüzyılın bereket ikliminde ya hayatımızdan çekip çıkarmalıyız ya da onların eylem ve söylemlerinden peydahlanacak makus ve menhus akıbetten sızlanmayı bırakmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Türkiye’nin yeni bir fetret devri yaşamasına müsaade edemeyeceklerini, göz göre göre buna seyirci kalamayacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Siyaseti fareli köyün kavalcısına benzer şekilde yapanların tuzak ve tezgahlarına aldanıp da geleceğimizi tesadüflere havale edemeyiz. Türkiye’nin ve Türk milletinin tarihi mücadelesini onurluca sürdürmek mecburiyetindeyiz. Milletimizin arasına ayrımcılık tohumu ekmeyi demokratik hak olarak tarif ve tevil eden ucube insanlık defolarıyla ortak bir geleceğin istikametinde yürümek pek tabii imkan ve ihtimal dışıdır.
Kürt kardeşlerimizi sömüren, çocuklarını zorla dağa götüren, kanlarını emen, duygularını ajite eden ne kadar bölücü ve terörist varsa hepsi birden kaybetmeye, bunun da bedelini misliyle ödemeye mahkumdur. Terörsüz bir Türkiye, huzurlu, müreffeh ve güvenli bir Türkiye demektir. Türk milletinin asil ve asli mensubu olmak duruyorken, emperyalizmin kanlı menüsünde yer almaya tamam demek insan onurunun hiçe sayılmasıdır. Hiçbir Kürt kardeşim böylesi korkunç bir vebale ortak olmamış ve olmayacaktır. Kürt’ü Türk’ten ayırmak dünyayı güneş sisteminden ayırmak kadar imkansız ve deli saçmasıdır. Anımız bir, acımız bir, ahlakımız bir, aminimiz bir, geleceğimiz de birdir. O halde el ele verip, gönüllerimizi birbiriyle yoğurarak terörü ve bölücülüğü gündemimizden tamamıyla çıkarmalıyız.”
-“Terörizmi lanetleyecek misiniz?”
“Kandil’de ve Türkiye düşmanlarının mahzeninde DEM’lenip Türkiye’yi devirmek isteyenlerin bir karar eşiğinde olduğunun” altını çizen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bölücü terörün mü DEM’isiniz? Yoksa kader ortaklığının ve bin yıllık kardeşliğin DEM’i mi olacaksınız? Terörizmi lanetleyecek misiniz? Yoksa sırtınızı yaslamaya devam mı edeceksiniz?
Milliyetçi Hareket Partisi her sözünün arkasındadır. 22 Ekim 2024 tarihli Grup Toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı’yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz. İnandığımız yolda hiçbir baskıya aldırış etmeyiz. Onun bunun tezvirat ve tefrikalarıyla Türkiye’nin hayrına olacak görüş ve düşüncelerimizden kesinlikle vazgeçmeyiz. Televizyon ekranlarına yuvalanan özel görevli MHP düşmanlarını, ne dedikleri, neyi teklif ettikleri, nasıl bir yöntem ve reçete sundukları belli olmayan cahil ve küstah yorumcu müsveddelerini, bilhassa Halk TV başta olmak üzere MHP’ye saldırı ortamı açan, taltif ve teşvik eden medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not aldığımızı, yeri ve zamanı gelince de burunlarından fitil fitil getireceğimizi, kalabalıkta yapılan itibar suikastlarının tenhada özrünün kabul edilmeyeceğini muhataplarına duyurmak istiyorum. Akılsız, ahlaksız ve asılsız konuşanların, sahibinin sesini aktaranların, bu sinsi tertibe çanak tutanların, sponsor olanların, maaş bağlayanların alınlarını karışlar, kirli yakalarına da yapışırız.”
-“Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devletidir”
“Türk-Kürt kardeşliğini kemikleştirip Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştürmek için sabırla mücadele ediyorken, etnik bölücülüğün ve terör örgütünün hain emellerine kucak açan ve destek olan namertleri Türk milleti affetmeyecektir.” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şunları söyledi:
“Terör çıkmaz sokaktır. Terör insanlığın ortak düşmanıdır. Terörle hiçbir yere varılamaz. Kürt kardeşlerimizin terörle, terör örgütüyle ne ilgisi ne de ilişiği söz konusudur. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devletidir. Türk milleti hepimizin şanı, şerefi, mensubiyet cevheridir. Yeterince çile çekildi. Yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir. Yoksulluk kader değil zenginlik hedefimizdir. İşsizlik talih değil istihdam hedefimizdir. Yıkmak değil yatırım ve üretim hedefimizdir. Karamsarlıkları paylaşmak yerine umutlarımızın şafağında buluşalım. Asgari ücretle çalışanlarımızdan emeklilerimize, memurlarımızdan çiftçilerimize, esnaflarımızdan işçilerimize, iş adamlarımızdan dar ve orta gelirli insanlarımıza varıncaya kadar ekmeğini büyüten, büyüdükçe güçlenen, tasasız bir hayatın temelini kuran süper güç Türkiye’ye ulaşalım. Dışımız yanarken, dünya savaşı tartışılırken, içimizi barış ve kardeşlik seferberliğiyle pekiştirip kalemizi güçlendirmemiz herkesin milli ve manevi vecibesidir. Aynı zamanda ortak yararımızadır.”
Bahçeli, Irak’ın Duhok kentinde düzenlenen 5. Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu’nda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı konuşmanın kendilerini son derece rahatsız ettiğinin altını çizdi.
Davutoğlu’nun “Türkiye’de Türkler ile Kürtler ve diğer topluluklar arasında tam eşitlik sağlanacak ve Türkiye ile Kürdistan arasında mükemmel bir ilişki kurulacaktır.” ifadelerini “talihsiz” olarak nitelendiren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Sayın Davutoğlu, Başbakanlık görevini üstlenmiş bir akademisyen olarak bu iddia ve ifadelerinin hiçbir ahlaki ve nesnel karşılığı olmadığı gibi, baştan ayağa sakat ve sorunludur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki öncelik eşitliğe verilmiştir. Çünkü İkinci Meşrutiyet’in özgürlüğü esas alan sistemsel bütünlüğü tutmamış, bundan ders çıkaran Cumhuriyet dönemi eşitlik ilkesini hukuk devletinin ana kolonu yapmıştır. Bugüne kadar milletimizin hiçbir ferdi eşitsizliğe maruz kalmamıştır. Türk demokrasisi fırsat eşitliğini her zaman korumuş ve öne almıştır.
Ayrıca ‘Kürdistan’ diye bir yer de yoktur, bu ağız sipariş almış bir ağızdır ve son derece sakıncalıdır.”
Bahçeli, pişmiş aşa su katmak için kapı önünde bekleyen kifayetsiz muhterislere itibar etmeksizin yollarında kararlı adımlarla yürüyeceklerini vurguladı.
– “Özgür Bey, rejimi, yani Cumhuriyet’i değiştirmeyi nasıl başaracaksın?”
Muhalefetteki akort bozukluğunun, çatlak seslerin, uyumsuz ve uygunsuz değerlendirmelerin ne yazık ki çoğaldığına işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“CHP Genel Başkanı’nın DEM Partili ortaklarıyla katıldığı Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kurulu’nda mezhep ayrımcılığını kışkırtması, Alevi-Sünni kutuplaşmasına hizmet etmesi aymazlıktır, art niyetliliktir, nimet bilmezliktir. Üstelik utanmadan sıkılmadan, yüzü kızarmadan, şuur kepeklerini indirmiş halde rejimi değiştirmekten bahsetmiştir. Özgür Bey, rejimi, yani Cumhuriyet’i değiştirmeyi nasıl başaracaksın? Darbeyle mi yol alacaksın? İsyan mı çıkaracaksın? Dış güçlerden yardım mı dileneceksin? Söyle bize, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101 yıllık rejimini nasıl ve hangi yürekle tasfiye edeceksin? CHP’nin DEM’lenmesi başını döndürmüş, siyasi iradesini hurdaya çıkarmıştır. 22 yıllık bir iktidarı sürekli eleştirip, bu 22 yıl içinde niye iktidar olamadığını analiz edemeyen, millet iradesini kazanamayan, üç-beş belediye başkanının hukuken haklı gerekçelerle görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasını yanlış yorumlayan, mahalli yönetimlerle merkezi yönetimi birbirine karıştıran CHP iflah olmaz derecede çarpık ve hastalıklıdır.”
Bahçeli, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanı’nın önüne geçip anti demokratik ve faşizan müdahalelerle girişini engellemeye kalkışanın çakar almaz CHP’nin güdümlü milletvekilleri olduğunu belirtti.
Bahçeli, şunları kaydetti:
“Kılıç çekip korsan yemin eden bazı teğmenler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ni siyasi tartışmaların içine çekmeye yeltenen, aziz Atatürk’ü sloganda hatırlayıp eser ve emanetlerini çiğneyen bugünkü CHP’dir. Alenen disiplinsizlik yapan teğmenleri savundukları kadar terörle mücadeleyi savunmayan, tezkerelere hayır diyen bugünkü garabet CHP’dir. Camiyi bilmeyen, cemevini bilmeyen, Alevi ile Sünni arasında hendek ve husumet kazısını yapmak için çırpınan, etnik ve mezhep provokasyonu cinayetine teşne olan bugünkü işbirlikçi CHP’dir.
Kıbrıs’ta Rum görüşlerine binaen federasyon tezini savunup mavi vatana masal diyen köksüzlerin ve kimliksizlerin çatı örgütü bugünkü gayri milli CHP’dir. Terör örgütü yandaşlarını partiye doldurup, Esenyurt ve Ovacık’ta görüldüğü üzere, sonra da görevdeki bazı belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasını halkın cezalandırılması olarak açıklayan DEM’lenerek ayağa düşmüş bugünkü CHP’dir. Hep dedim, yine diyorum, bu CHP’den bir halt olmaz, bu CHP’yle ulaşılacak parlak bir gelecekten bahsetmek de akıl ve vicdan ölçüleriyle bağdaşmaz, bağdaşamaz. Mahkemeye giderler, kendilerini müdafaa yerine iftiralara bel bağlayıp kameralar eşliğinde şov yaparlar. İstanbul sular altında kalmışken Belediye Başkanı tam da malum bir mahkeme günü soluğu Almanya’da alır. Saraçhane rövanşının Ankara’da icrası amacıyla Almanya’ya kaçan ve Türkiye’yi yabancılara şikayet edenlerin Aziz Atatürk’ün mirasına sadakat gösterdiğini söylemek için şahide gerek yoktur, çünkü her şey ortadadır, siyaset işportacılarının maskesi düşmüş, israf ve ihanet deşifre olmuştur.”
Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı’nın 85 milyon Türk vatandaşını aynı ve eşit gören bir kardeşlik bilincine, “bu bayrak benim, bu vatan benim, bu millete mensubiyetten şeref duyarım” diyen her vatan evladına değer veren bir birikime, yoksula umut, yolsuzluğa duvar, yozlaşmaya çengel, yıkıma engel olan anıtlaşmış bir beraberlik hissiyatına sonuna kadar sahip olduğunun altını çizdi.
Bahçeli, kim olursa olsun, temel ilke ve ülküleriyle çelişmeyen, ahlaki, vicdani ve insani vasıflarını kaybetmemiş her insanı kazanmaktan, birlikte başarmaktan başka bir emellerinin olmadığını vurguladı.
Yunus Emre’nin “Kavgaya değil gönüller yapmaya, gönüller almaya, gönüller kazanmaya geldik, bir daha da gitmeyi hiç düşünmediK” dizelerini hatırlatan Bahçeli, “Yeni yüzyılda bir Türk mucizesine, dev gibi doğrulan Türk asrına hep birlikte imza atacağız. Biz hazırız, ayağımıza pranga vurmak isteyenleri ezip geçeceğiz. Bölücü, yıkıcı, taklitçi, teslimiyetçi ve neoliberal tehditleri aşa aşa yolumuzda ilerleyeceğiz. Mutlaka başaracağız, mutlaka yapacağız. Cumhuriyetimizi, kuruluş felsefesine hakim olan bağımsız, güçlü ve demokrasi ile gelecek hedefleriyle buluşturmak MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın sorumluluğudur ve bihakkın sorumluluktan da kaçmayacağız.” dedi.
-“Irak Türkmenleri asla yalnız değildir”
Bahçeli, Kerkük’teki nüfus sayımına değinerek, “Nüfus sayımı öncesi PKK kamplarından Kerkük’e yığınak yapıldığına dönük iddia ve ifadeler eğer doğruysa bunun sonuçları şüphesiz ağır olacak, sayımın gayri meşruluğu tescillenecektir. Kerkük’ün demografik yapısını kurcalayıp, bu Türkmen kentiyle beraber Irak anayasasında tartışmalı bölgelerin oldubittiye getirilmesi Türk milletinin kabul etmeyeceği istila girişimidir. Kerkük Türk’tür, Irak Türkmenlerinin de sonsuza kadar yurdudur. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın, soydaşlarımız, Irak Türkmenleri asla yalnız değildir.” dedi.
+ Yorum Yok
Yorum ekle