İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, teğmenlerin ve komutanlarının ordudan ihraç edilmesiyle ilgili, “Burası istismar edilecek bir konu değil. Herkes bu ordudan ihraç edilmiş çocukların yerine kendi evlatlarını koysun. Bundan siyaseten istifade edelim mantığıyla bir siyasi figüre, argümana dönüştürmeye hiç kimse kalkışmasın. Bu çocuklar bugünün kahramanları olduğu gibi yarınların da kahramanları olma güç ve iradesi sergiliyorlar” dedi. Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Sizi, terörist başı Öcalan’ı kurtarıcı görecek hale getiren acaba hangi olaylara karıştınız? 22 yıldır yaptırmadığınız, yaptıramadığınız ve şimdi yapılırsa asrın mucizesi diye sattığınız meselenin aslı astarı nedir, ne değildir? Kimin elinde esirsiniz? Başınıza gelen şey nedir? Çıkın bu mevzuyu bize bir anlatın” diye seslendi.
Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, teğmenlerin ordudan ihraç edilmesine değindi. “Beştepe, Balgat ve İmralı’nın başını çektiği, Türk milletine ve Türk devletine karşı savaş ilan eden sözde iç cephe, aldığı ve aldırttığı ihanet timsali bir kararla, 5 genç teğmenimizi ve bu aymazlığa son ana kadar direnen 3 rütbeli subayımızı ihraç ettirerek, ne amaçladıklarını göstermişler, ne düşündüklerini kanıtlamışlar, Cumhuriyet devletine, Atatürk İlke ve inkılaplarına karşı ne hissettiklerini açıklamışlar, yeni Türkiye yüzyılı derken, yerli ve milli derken ne kastettiklerini de bir kere daha ispat etmişlerdir” diyen Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BOP eş başkanıyım diye ilan ettikleri günden bir adım geri düşmediklerini FETÖ ile birlikte, TSK’yı yargılamaya kalktıklarındaki cüretten hiçbir şey kaybetmediklerini, dün çözüm süreci diye yürüttükleri Türkiye’yi çözerek, parçalama arzularından hiçbir şey yitirmediklerini bir kere daha en üst perdeden haykırmışlardır. Bu hamle, Türk ordularını terhise zorlayan İşgal komutanları ve iş birlikçilerinin yaptıklarıyla bir ve aynı şeydir. Armasında Mustafa Kemal olan Harp Okulu öğrencilerinin ve armasında Mustafa Kemal olan Kara Kuvvetlerinin mensuplarının ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demelerini sindiremediler.
Sarayın değil, Türk vatanını, bir avuç utanmaz azınlığın değil, Türk milletini, kayıtsız ve yartsız öncelikle Türk devletini korumaya yemin etmeleri kendi isimlendirmeleriyle ‘iç cepheye’ zor geldi. Bu sebepledir ki ‘içimdeki Harbiyeli ruhu hiçbir zaman ölmez’ diyen teğmen Ebru Eroğlu, ‘Vatana hizmet için üniforma şart değil’ diyen teğmen Gazi Kılıç, ‘Tek endişem Türk milletine olan hizmet borcumu ödeyememe ihtimalidir’ diyen teğmen Serhat Gündar, ‘Türk istikbalinin evladı olarak şerefle doğdum, şerefle öleceğim’ diyen teğmen İzzet Akarsu, ‘Kişiler gelip geçicidir, baki kalacak olan ise Atatürkçülüktür’ diyen teğmen Deniz Demirtaş ve daha nicelerini ve ihraç ettiğiniz üç değerli komutanımızı, kendi hezeyanlarınız, saplantılarınız ve paranoyalarınız uğruna o şerefli meslekten ihraç etseniz de bu ülkenin ruhundan ve yüreğinden koparıp atamazsınız. Bizler, Türk istikbalinin evlatları olarak Türk Devleti demeye, Türk milleti demeye devam edeceğiz. Mustafa Kemal’in emanet ettiği Cumhuriyet’in neferi kalmaya da sonsuza kadar devam edeceğiz. Bunu herkes bilsin. Kimse de bu kahraman evlatlarımıza bir şey bahşetmesin.”
+ Yorum Yok
Yorum ekle