38,3211$% 0.05
43,6642€% 0.63
51,1259£% 0.47
4.096,92%-0,04
6.789,00%0,48
3.327,83%0,60
9.490,90%1,92
3574694฿%0.38899
38.33$%0.11883
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, dün İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depreme ilişkin, “Olabilecek en kötü senaryoya hazırlanmak durumundayız. Devlet, depreme hazır değil vatandaştan deprem çantasını hazır bulundurmasını istiyor. Yetmiyor bu konuyla ilgili görevinin başında olması gereken İBB Başkanı cezaevinde. Şehir plancısı ve İBB Deprem Risk Yönetimi Daire Başkanı Tayfun Kahraman da yıllardır cezaevinde. İstanbul’da insanlar evlerinde değil tabutlarda yaşıyor” dedi.
İYİ Parti Grup Bakanvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kavuncu, dün TBMM’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve Meclis’in açılışının 105. yılı dolayısıyla Genel Kurul Özel Oturumu’na Cumhurbaşkanı ve Bakanların katılmamasına tepki gösterdi. Kavuncu, konuşmasında şunları söyledi:
“Ortada bayram namına bir şey kaldı mı onu da bilmiyoruz. Öncelikle şunu söylüyorum; TBMM millet iradesinin tecelli ettiği bir yerdir. Biz bu önemli günde TBMM’de yapılan özel oturumda özellikle yürütmenin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı’nı orada görmek isterdik. Orada olmayı bırakın o saatlerde külliyede bir basın toplantısı yaptı. O saatte TBMM’de kuruluş yıl dönümünde başka bir şekilde yer aldık. Bu tek adam rejiminin hadiseye nasıl baktığını, zihniyetin ne olduğunu, millet iradesini nereye konumlandırdıklarını göstermeleri açısından ibret vericidir. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’te olmaması yasamanın yapıldığı bu Meclis’e ne kadar saygı duyulduğunun da açık bir göstergesidir.
Yabancı misyon temsilcileri gelmişti. Bu ülkeye duydukları saygının ve özenin gereği olarak kalabalık bir şekilde TBMM’de yer aldılar. Ne acıdır ki yabancı misyonun sayısı bizim hükümet üyelerinin sayısının çok üstündeydi. Biz bunu söylediğimizde ‘Deprem vardı, bakanların bir kısmı oradaydı’ denildi. Tabii ki bazı bakanlar orada olacak ama 18 tane bakan var kabinede. İşte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli iradeye bakışı dün gösterdikleri bu tavırla net olarak ortaya çıkmıştır.”
“Görevinin başında olması gereken İBB Başkanı cezaevinde”
Kavuncu, “Bugün dış politikada da hezimetler silsilesi yaşıyoruz. Akraba devletlerin yavru vatandaki haklı davamıza sahip çıkmalarını bile sağlayamadık” dedi. İstanbul’da dün meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremle ilgili konuşan Kavuncu, şunları söyledi:
“Gündemde deprem var. Görünen o ki biz bu işi bir türlü toparlayamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı ‘turpun büyüğü heybede’ diyordu. Turpun büyüğünü biz dün hep beraber gördük. Sayın Bahçeli ‘beka meselesi’ deyip duruyordu. Beka meselesini de biz dün 6,2 şiddetinde yaşadığımız depremle gördük. Turbun büyüğü beklenen büyük İstanbul depremidir. İstanbul’daki riskli bina sayısı Bakanlığa göre 600 bin, İBB’ye göre 350 bin civarında. Yani kaç tane riskli bina var bunu bile anlama ve tespit etme konusuna sıkıntı yaşıyoruz. Deprem konusu ciddiye alınmıyor. Olabilecek en kötü senaryoya hazırlanmak durumundayız. Devlet, depreme hazır değil vatandaştan deprem çantasını hazır bulundurmasını istiyor. Yetmiyor bu konuyla ilgili görevinin başında olması gereken İBB Başkanı cezaevinde. Şehir plancısı ve İBB Deprem Risk Yönetimi Daire Başkanı Tayfun Kahraman da yıllardır cezaevinde. İstanbul’da insanlar evlerinde değil tabutlarda yaşıyor.
Evinin dayanıklılığı ile ilgili çekincesi olan vatandaş da karot aldırmıyor. Çünkü karot aldırırsa 45 gün içerisinde doğal gaz ve elektrik kesiliyor. Vatandaş ‘Nereye gideceğiz, kira yardımı alacak mıyız, evimiz yeniden yapıldığında ekstra bir para ödeyecek miyiz’ diye soruyor. Bu şekilde yaşayan yüz binlerce belki milyonlarca vatandaş var. Bütün bu ortam içerisinde İBB, kamu bankalarına resmi bir yazı yazıyor ve ‘bu vatandaşların kentsel dönüşümde ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlayabilmek için siz kamu bankası olarak uygun bir kredi şartı sağlayın’ diyor. Kamu bankaları cevap vermiyor. Bir kamu bankasının bir belediyeye böyle bir başvuru üzerine cevap vermeme hakkı yoktur. Cevap vermiyorsanız bu çok büyük bir ahlaki problemdir.
“Kanal İstanbul’a evet diyen buralara para yatırmış Araplardır”
Türkiye’nin belki yüzde 80’i Kanal İstanbul projesine hayır diyor. Bu projeye evet diyen kesim herhalde buralara para yatırmış, zengin Araplardır. Onların ülkelerinde boy boy reklamlar veriliyor. Bugüne kadar Kanal İstanbul’un çevreye, doğaya, sulak alalara nasıl zarar vereceğini dinledik ama bunun İstanbul’a faydasına ilişkin açıklama yapabilecek tek bir yetkili çıkmadı. Bu bir İstanbul’a ihanet projesidir.
Bir ülkede eğer böyle bir çarpık kentleşme varsa o ülkedeki kurallara, kanunlara riayet edilmediğinin somut bir göstergesidir. Telefonla yakınlarımıza ulaşamadık, GSM operatörleri faturaya geldi mi zamlar çok kolay bir şekilde yapılıyor ama yatırım yok. Yatırımdan kastımız çok basit, bant genişletmeleri lazım. Telefon açtığınızda yakınınıza ulaşamıyorsanız ya sizin yakınınızdaki baz istasyonu çökmüş olmalı ya da telefon açtığınız kişinin. Eğer her iki istasyon çökmemişse ve ona rağmen ulaşamıyorsanız orada bir altyapı eksikliği var demektir. Bunu gidermek zorundalar. Biz telefonla yakınlarımıza ulaşmaya çalışırken Ulaştırma Bakanı Suriye’nin internet altyapısını geliştirmek üzere bir proje konuşuyormuş. Suriye’deki internet altyapısını bırak gel bu ülkede bizim altyapı çalışmamızı yap.”
“Suriye ordusuna entegre olmayacağını onu yutacağını söyledik”
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “İnşallah da bu terörsüz Türkiye’ye ulaşacağız. Bu arada da dün orada bir drone atıyorlar bizim Mehmetçiğimize çarptı ve sonra hastaneye götürdük ama kurtaramadık, şehit oldu. Şu anda takip ediyoruz” sözlerine ilişkin soruya yanıt veren Kavuncu şu ifadelere yer verdi:
“Bizim ‘ihanet süreci’ olarak yorumladığımız bu süreç içerisinde hem işitme hem görme kaybı yaşanıyor. Suriye’nin kuzeyinde böyle bir yapı olduğunu biz hep söyledik ve bu yanın PKK ile iç içe geçmiş olduğunu hep dile getirdik. YPG- PYD’nin özellikle Amerika tarafından donatılmış güçleri olduğunu ve bunun Suriye ordusu ile entegre olmasının da Savunma Bakanı’nın kurduğu cümle gibi bir körlük olduğunu 100 bin kişilik bir yapının 25 kişilik bir Suriye ordusuna entegre olmayacağını, onu yutacağını söyledik. Oradaki terör örgütü yapısını görmek istemeyen düşüncenin dile vurmuş halidir bu açıklama. Şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.”
“Kararların altında hep bir niyet arar olduk”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un ‘yargı paketi’ çalışmaları ve kamu düzenin bozulması halinde yapılacaklara ilişkin açıklamalarına yanıt veren Kavuncu, şunları söyledi:
“Siz gizli tanıklar vasıtasıyla İBB’ye bir tutuklama süreci yaşatırsanız, geçmişte de kendi belediyeleriniz açık tanıkların beyanına rağmen kılınızı kıpırdatmazsanız bizim itirazımız burada. Bu eşitsizliğe itiraz ediliyor. Siz meşru yoldan bu haklarınızın karşılanmadığını görünce anayasal hakkınızı kullanıyorsunuz ve sokakta tepki gösteriyorsunuz. Bunu bu şekilde tedbirlerle engelleyebilmesi iktidarın mümkün değil. Buna kafa yoracaklarına adaletsizliği bitirsinler.
Ciddi bir yargı paketi çalışılıyor bu infaz düzenlemeleri de bunun içinde değerlendirilecek. Modern dünyada kıyasladığınız pek çok ülke ile bizim infaz süreleri ciddi şekilde değerlendirmeye ihtiyaç duyuyor. Hukukun herkese eşit uygulanmadığı bir ortamda tabii ki bu tür kararların altında hep bir niyet arar olduk.”
Bakan Uraloğlu açıkladı! GSM şirketleri iletişim sıkıntısı için ne dedi?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.