DOLAR

42,1240$% 0,23

EURO

48,5858% 0,44

STERLİN

55,1698£% 0,24

GRAM ALTIN

5.427,44%0,67

ÇEYREK ALTIN

9.103,00%0,87

ONS

3.996,67%0,32

BİST100

11.075,93%0,96

BİTCOİN

4327987฿%0.05142

TETHER

42.1$%-0.00124

Ankara KAPALI 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Tivi 6
  • Gündem
  • Kavuncu: “Meclis’in Saygınlığını Zedeleyecek Yaklaşımlara Karşıyız”

Kavuncu: “Meclis’in Saygınlığını Zedeleyecek Yaklaşımlara Karşıyız”

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, Terörsüz Türkiye adıyla yürütülen süreç kapsamında kurulan komisyonun İmralı’ya giderek terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’a görüşme ihtimaline tepki gösterdi. İmralı’nın meşrulaştırılmaya çalışıldığını savunan Kavuncu, “İmralı’nın vereceği mesajlar her seviyede, her düzeyde gidip görüşenler tarafından kamuoyuyla paylaşılıyor. Komisyonun oraya gitmesinin sembolik bir amacı var. Meclis’in saygınlığını hırpalayacak, zedeleyecek böyle bir yaklaşıma sonuna kadar karşıyız” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.

Terörsüz Türkiye adıyla yürütülen sürece değinen Kavuncu, “Bu konuyla ilgili yürütülen süreç bizleri endişeye sevk etmektedir. Bununla alakalı tereddütlerimiz her platformda gündeme getiriyoruz. Aslında buradaki sıkıntının büyüğü de şudur; bildiğiniz gibi 2018 yılı itibariyle Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Bununla beraber Türkiye’deki otoriterleşme durumu artık kurumsallaşmaya başladı. Bu ikili bir yapıydı ama İmralı’nın da bu sürece dahil olmasıyla karşımızda artık üçlü bir yapıyı görüyoruz. Otoriterleşmenin iki unsuru, ittifakın iki ortağı bunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle kurumsallaştırırken, terörsüz Türkiye sürecinde buraya bir de İmralı dahil oldu. Siyasi parti değil ama zihniyet olarak bir unsur olarak onun da bu gidişata dahil olduğunu ve Cumhur İttifakı eliyle dahil edildiğini görüyoruz” dedi.

“Komisyonun İmralı’ya gitmesi için gösterilen çabanın arkasında başka bir amaç var”

Süreç kapsamında kurulan komisyonun İmralı’ya gitme olasılığı üzerine yaşanan tartışmalara dair Kavuncu, “Meclis’in saygınlığını çok önemsiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde her şeyin konuşabileceğini her şeyin tartışılabileceğini ilk günden bu yana ifade ediyoruz. İmralı’yla bir görüşme ihtiyacı olduğunda zaten herkes gidip görüşmesini yapıyor. Oradan gelen mesajlar kamuoyuyla paylaşıyor. Burada hiçbir sıkıntı yok. Fakat Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulmuş bir komisyonun İmralı’ya gitmesi için çaba gösterilmesinin arkasında yatan başka bir sebep ve amaç var. Peki bu nedir? Burayı meşrulaştırmak, burayı meşru kanaat bildiren bir yapı haline getirmek, göstermek. Bize göre tamamen bir algı yaratmak üzerine

ad826x90

Az önce de söyledim; İmralı’nın vereceği mesajlar her seviyede, her düzeyde gidip görüşenler tarafından kamuoyuyla paylaşılıyor. Komisyonun ısrarla oraya gitmesinin sembolik bir amacı vardır. Meclis’in saygınlığını hırpalayacak, zedeleyecek böyle bir yaklaşıma sonuna kadar karşıyız” ifadesini kullandı.

Kamuoyu araştırmalarını örnek gösterdi

İktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin bir kamuoyu araştırmasından yola çıkarak “Komisyon İmralı’ya gitmesin” manşetini gösteren Kavuncu, “Umarım bunu okumuşlardır. Bunu paylaştığımızda ya da bununla ilgili bu şekilde bir bilgi geldiği zaman şöyle bir feveran ediliyor; ‘algı yaratmak için uydurulmuş, gerçekçi olmayan bir çalışma.’ Komisyonun İmralı’ya gitmesi, meclisin saygınlığının zedelenmesi, bu işin sonunun bir çıkmaz sokak olduğu, bunların doğru adımlar olmadığına dair tespitlerimiz yapılan bu çalışmalarda da görülüyor. Ancak ‘kavgadan ötürü bir algı yaratmak için yayınlanan bir çalışma’ deniliyor. Bakın isim vererek size bazı rakamlar paylaşacağım. KONDA’nın yapmış olduğu Eylül ayı anketi. Milletimizin yüzde 62’si yürütülen sürece inanmıyor. Kürtlerin yarısı bu iktidara asla inanmadığını söylüyor. Toplumsal Çalışma Enstitüsü’nün Eylül ayında yapmış olduğu bir çalışmada da ‘Öcalan umut hakkından faydalansın ve serbest kalsın mı?’ sorusuna milletimizin yüzde 87’si hayır demiş. Az önce gösterdiğim gazete manşeti için ‘Bir algı yaratmak için kasıtlı yapıyorlar. Bunların hiçbir karşılığı yok. Millet bunu sahiplendi’ diyorlar ama ben de yapılmış çalışmaları paylaşıyorum. METROPOLL anketine katılanların yüzde 68’si PKK’nın silah bırakma şovuna inanmadığını söylüyor. Yüzde 80’ni ise Öcalan’ın ne olursa olsun serbest bırakılmaması gerektiğini düşünüyor. Bu liste böyle devam ediyor. Geçtiğimiz ay yapılan bu çalışmalar az önceki gazete manşetini doğrular nitelikte” ifadesini kullandı.

ad826x90

“İktidar partisine, Cumhur İttifakı’na sesleniyorum…”

“Bunların hiçbirisine inanmıyorsanız o zaman şöyle bir soru soralım” diyen Kavuncu, “Bugünkü Cumhur İttifakı, 2023 yılında yapılan seçimlerde milletten oy isterken şu cümleyi kursaydı acaba mecliste kaç sandalyesi olurdu? ‘Biz iktidara gelirsek terör örgütü başını umut hakkından faydalandırmak isteyeceğiz’ veya ‘İktidara gelirsek bir komisyon kuracağız ve İmralı’ya götüreceğiz. Başlatacağımız sürecin baş aktörü de terör örgütü başı olacak’ deselerdi, Meclis’teki sandalye sayıları aynı mı olurdu? Elinizi vicdanınıza koyun. İktidar partisine, Cumhur İttifakı’na sesleniyorum. Bugün atmış olduğunuz adımları 2023 yılı seçim kampanyanızda aynen bugünkü şekliyle millete anlatsaydınız alacağınız oy oranı ne olurdu? Bu konuyla ilgili bize atılan iftiralara da hiç girmiyorum. Dolayısıyla buradaki ana amacın bir yıl önce söylenenlere bakıldığında, terörün bitmesi gibi bir cümleyle ifade edilmesi maalesef hiç kimseyi inandırmamakta. Bunun arkasındaki maksadı ve hesabı milletimiz net olarak bilmektedir. AK Partili sanırım bir genel başkan yardımcısının açıklaması var. ‘2028’de süresi dolan seçim bir hafta önce de yapılabilir. Yeter ki mecliste 360 milletvekilini bulalım. Gerisi lafı güzaftır’ dedi. Bu kadar basit cümlelerin altını Türkiye’nin geleceğiyle oynayacak şekilde doldurmaya çalışmak yapılabilecek en büyük ihanettir” şeklinde konuştu.

“2026 bütçesi milleti tüketmiş olan AK Parti iktidarının tükeniş bütçesidir”

2026 Bütçesi’ne dair değerlendirmelerde bulunan Kavuncu, “Türkiye’nin gerçek gündemini yakalamak, iktidarın nasıl bir geleceğe baktığını ve milletin önüne ne koyduğunu ne yapacağını anlayabilmek için bütçenin çok ciddi şekilde tartışılması gerekiyor. Bu iktidarın namusudur. Bu siyasetin en önemli belgesidir. 2026 bütçesi maalesef büyük bir tükenişin göstergesidir. 2026 bütçesi milleti tüketen iktidarın tükeniş bütçesidir. Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın yaptığı detaylı sunumda neden bu cümleyi kurduğumuzun detaylarını da çok net olarak görebilirsiniz. 2026 bütçesi milleti tüketmiş olan AK Parti iktidarının tükeniş bütçesidir.

Dünyada en yüksek enflasyon oranına sahip beşinci ülkeyiz. Venezuela. Güney Sudan, İran, Burundi ve Türkiye. Övündükleri ekonomi övündükleri bütçenin hali. 2026 için enflasyon yüzde 25 ile yüzde 29 bandında olacaktı. Ekim ayı rakamları açıklandı ve biz Ekim ayı rakamlarıyla gördük ki Aralık ayı sonu itibariyle enflasyonun yüzde 30’un altında kalması için Kasım ve Aralık ayı enflasyon oranın yüzde 1.2’nin altında olması lazım. Dolayısıyla böyle bir ihtimal artık söz konusu değil. Geçmiş aylardaki rakamlara bakarsak 2026 yılı bütçesini yüzde 32’lerde kapatacağız. Yani yeni bir revizyon daha yapılacak.” dedi.

“Ekonomi eskiyi de aratacak bir hale gidiyor”

Hükümetin acımasız bir şekilde vergi topladığını savunan Kavuncu, “Millete hizmet için, altyapı için, farklı yerler için ağırlıklı olarak harcarsa milletimiz ‘Hiç olmazsa hizmet alıyoruz’ der ama

Topladıkları 100 liralık verginin 21.4’ü faize gidiyor. 2015 yılında ne kadarmış biliyor musunuz? Her toplanan 100 liralık verginin 12.5’i sadece faizlere giderken, bugün bu rakam 21.5’lere çıkmış. Bunları söylediğimizde hemen 2002’nin gerisine gidiyorlar. Bir çanak durumu var burada. Ekonomi eskiyi de aratacak bir hale gitmekte. Enflasyonla mücadele etmek istiyorsanız

para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlarla ciddi bir disiplin oluşturmanız lazım. İktidarın sadece para politikasıyla ilgili adımlar attığını, maliye politikasıyla ilgili ortada hiçbir şey olmadığını ve yapısal reformlar konusunda da tek bir örnek verebilecek durumlarının olmadığını görüyoruz. ‘Enflasyonla mücadelede şöyle bir yapısal reform yaptık’ desinler ama yok. Varsa yoksa para politikası. Maliye politikası yok. 2026 bütçesinde yüzde 16 enflasyon hedefleniyor ama kamu giderleriyle ilgili ortaya koydukları artış yüzde 26-27. Hadi bunun büyük bir kısmı orada çalışan memurumuzun alacağı zamlardan kaynaklanıyor. Ama aradaki makas gene de anlaşılamayacak kadar çok büyük. Bir para politikası disiplini var ama mali politikayla, kamu politikasıyla ilgili hiçbir adım atılmadığını görüyoruz” ifadesini kullandı.

“Türkiye’de üretim bitme noktasına geldi”

Türkiye’de sanayinin de bitme noktasına geldiğine işaret ederek, uluslararası bir lojistik firması sahibinin ‘fabrikasını kapatmış iş adamlarının makinalarını Tunus’a taşıdık’ dediğini aktaran Kavuncu, “Türkiye üretim konusunda adeta bir travma yaşıyor. İş adamlarımız çok korkunç bir durumda. MÜSİAD, İstanbul Sanayi Odası, TÜSAİD… Bunların yaptığı açıklamalara bakın. Hepsinin açıklamaları birbirine o kadar yakın ki. Üretici kan ağlıyor. Çünkü uygulanan kur politikası ve artmış olan işçilik maliyetleri, iş adamımızın belini tamamen bükmüş durumda. Üretim adeta bitme noktasına gelmiş. Makine ve teçhizat yatırımında geçen seneye kıyasla artış yüzde 1. Üretilen malın yüzde 76’sı ithal edilen ara mal. Bununla ilgili hiçbir değişiklik yok. Hiçbir önlem alınmamış. İhraç ettiğimiz kadar da ithalat yapıyoruz. Bu 30 yıldır 40 yıldır, Türk sanayisinin içinden çıkamadığı bir cenderedir. Ara mal konusundaki açığını bir türlü kapatamamaktadır. Biz sanayi bakanından bu konularda net, radikal çözümler, adımlar duymak istiyoruz. Türkiye katma değeri yüksek ve yüksek teknolojik ürünler ihraç etmek zorunda. Bu cari açığı kapatmasının başka yolu yok” değerlendirmesini yaptı.

Vergi haraçları!

Vergi harçlarının ise haraç haline geldiğini savunan Kavuncu, “İktidar nerede bu milletin menfaatine, nerede bu milletin bütçesine dokunacak olumlu bir şey görünce gözünü direkt oraya dikiyor. Bu millet cep telefonlarını yurt dışından ucuza alıyor. Orayı da yakaladılar, orayı da gördüler, oraya da göz diktiler. Bir kayıt parası getirdiler. İstedikleri, talep ettikleri kayıt parası, yurt dışında aldığınız telefonun ücretinden daha yüksek. Böyle bir şey olabilir mi? Almayın diyor. Burada pahalı telefona mahkum ediyor. Çünkü o telefondan aldığı vergiyle bütçeye bir getiri elde ediliyor. Dünyanın en pahalı araçlarını kullanan ülkesi olduğumuz gibi cep telefonunda da böyle bir durumumuz var.” dedi.

“İktidara sesleniyorum; kaçmayın, korkmayın”

Borsadaki manipülasyon tartışmalarına değinen Kavuncu, “Merkez bankası başkan yardımcısının geçmiş dönemde adının karıştığı çifte kredi kartlarıyla ilgili bir yolsuzluk durumu oluyor. Bütün bunları bir araya getirecek bir araştırma önergesi verdik. ‘Bu kurumlar önemlidir. Burada bir güvensizlik hissinin oluşması asla kabul edilemez.’ dedik. Bununla alakalı bir araştırma komisyonu kuralım istedik ama reddedildi. Reddedildikten bir hafta sonra da Maliye Bakanı bir açıklama yaptı. Borsada birtakım fonları manipülasyon yaptığını söylediler ve bununla ilgili de adım atmaya başladılar. Araştırma önergeleri ile ilgili olumlu bir cevap hiçbir zaman vermiyorlar ama hiç olmazsa herhalde duyuyorlar ve dinliyorlar. Araştırma önergesine ‘hayır’ deseler de hiç olmazsa ilgili kurumlar ve bakanlar bazı adımlar atabiliyor. Bu bile bizler açısından en azından olumlu değerlendirilebilecek bir durum. İktidara sesleniyorum; kaçmayın, korkmayın. Bu araştırma önergeleri size zarar vermez. Araştırma önergelerini bu millete, bu devlete olan sevgimizden; bu ülkenin iyiliğini istediğimiz için veriyoruz. Bunları kabul etmekle ne siz zarar görürsünüz ne de bu ülkede yaşayan milletimiz bu işlerden zarar görür” ifadelerini kullandı.

Eurofighter alımı: “Ne yaptığını bilmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız”

Eurofighter alımı üzerinden iktidara yönelik eleştirilerine devam eden Kavuncu, “İYİ Parti olarak dış politikada, milli savunmada milli çıkarların tarafında yer aldık; iktidarın getirdiği bazı uluslararası anlaşmalara, tezkerelere evet dedik. Türkiye’yi yurtdışında güçlü, ayakta tutacak; hepimizin menfaatini ilgilendirecek konularda, iktidar lehine olumlu tavırlar sergiledik. Ancak Eurofighter alımlarına baktığımızda uzun uzun buraya nasıl geldiğimizi anlatmayacağım ama muazzam bir plansızlık, muazzam bir savrukluk var; adeta hangi yöne gittiğini, ne yaptığını bilmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Sadece biraz geçmişe bakın: F-35 alınacaktı, F-16 alınacaktı; olmadı. S-400’ler alındı; S-400’ler kullanıma açılamadı; milyarlarca dolar harcandı. Bu Eurofighter’larla ilgili geçmişte ‘Konsorsiyuma dahil olup olamama imkânı ve ihtimalleri’ sorulmuştu; ona da ‘yok’ dedik. Bugün 20 uçağa ödediğimiz parayla Almanya’nın ödediği para arasında da fark var. Hadi, konsorsiyuma Almanya dahil olduğu için eğitimde, teçhizatta o uçaklarla ilgili bazı parçaları birlikte ürettikleri için avantaj sağlamış olabilir. O zaman şu soruyu soruyorsunuz; ‘Bizim bu avantajlardan istifade etme imkanımız olmadı?’ Bunun tek sebebi dış politikadaki savrukluk, düzensiz strateji ve plansızlıktır. “Kaan” diye bir uçaktan bahsedildi. Gurur duyarız. Bu ülkenin milli savunma sanayisinin yerli ve milli olması hepimizi mutlu eder, hepimizi gururlandırır. Ama işte gözümüzün içine baka baka “yerli ve milli” dedikleri uçağın ve motorunun da aslında dışarıdan alındığı, dışarıdan tedarik edildiği; bunun farkında olunmadığına dair bir sürü şey konuşuldu. Tekrar söylüyorum: Bu kadar önemli, milli savunmamızı ve dış politikamızı ilgilendiren konularda bu kadar savrukluk, bu kadar plansızlık, bu kadar sorumsuzluk kabul edilebilir değildir” diye ekledi.

“Bunu bir tiyatroya çevirirseniz orada dur deriz”

AK Parti Gençlik Kolları’nın Çin’e yapacağı ziyarete işaret eden Kavuncu, “Çin’in ne kadar demokratik, ne kadar güzel bir ülke olduğunu anlatacaklar. Bununla ilgili bizim hiçbir problemimiz yok; ama bunu bir tiyatroya çevirirseniz orada dur deriz. Daha önce başka bir kesime buradan seslendim: O zaman daha sol, liberal görüşlü arkadaşlar götürüldü; şimdi de muhafazakâr görüşlü arkadaşlar oraya götürülüyor. Gidin, sonra bize gelin; biz size ailesini kaybetmiş, yakınlarından haber alamayan, orada zulme uğramış; ayrılıkçı olmayan, bölücü olmayan, hiçbir terör örgütüyle alakası olmayan; Çin toprak bütünlüğü ile ilgili de hiçbir aykırı görüşü olmayan; sadece Çin’in kendi anayasasına uymasını ve insan haklarını, kendi yakınlarını bulmak isteyen birçok Uygur Türkü kardeşimizi getirelim; onları da dinleyin. Gitmenizin hiçbir sakıncası yok ama bize de bir uğrayın. Biz de size orada sıkıntı çekmiş, zulme uğramış, halen yakınlarına haber alamayan birçok Uygur Türkü kardeşimizi getirelim. Onları da görün, dinleyin; böylelikle yapmış olduğunuz seyahatler de amacına ulaşsın. Tekrar altını çiziyorum: Bizim hiçbir ülkenin toprak bütünlüğü ile ilgili bir sıkıntımız, bir iddiamız ya da bir yaklaşımımız yok; ama insanlarımızı, soydaşlarımızın yaşadığı zulme de gözümüzü, kulağımızı kapatacak kadar mankurtlaşmak olmaz.” diye ekledi.

 

“Görüşlerini tasvip etmiyor olabiliriz ama hukukun verdiği karara uymak zorundayız”

Kavuncu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, AYM’nin Tayfun Kahraman hakkındaki yeniden yargılama talebini uymadığı hatırlatılan Kavuncu, “Tayfun Kahraman’la görüşemedik; inşallah bu hafta gideceğim, kendisini ziyaret edeceğim. Ortada büyük bir haksızlık var. Anayasa Mahkemesi’ni gereksiz olduğunu düşünen bir iktidar var karşımızda. Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan bir mahkeme. Bu cesareti nereden buluyorlar? Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bu ülkede gerekli olmadığını söyleyen bir siyasi parti genel başkanı var; dolayısıyla siyasetin yargıya müdahale etmesi, siyasetin yargı üzerinde etki kurması kabul edilebilecek bir durum değildir” yanıtını verdi.

Selahattin Demirtaş’la ilgili bir konun da gündemde olduğunu söyleyen Kavuncu, “Bir kişiyle ilgili kararı verecek olan; siyasetçinin görüşü, yaklaşımı değildir. Yargı siyasetin görüşüne göre hareket edemez. Bizimle dünya görüşü farklı olabilir, eylemlerini tasvip etmiyor, görüşlerini tasvip etmiyor olabiliriz; ama hukukun verdiği karara hepimiz uymak zorundayız.  Bugünkü iktidarın geçtiğimiz sene Selahattin Demirtaş’la ilgili neler söylediğini meclis kürsüsünde okudum. Bugün geldiğimiz noktaya bakın. Buna göre mi hukuk kendisine ayar verecek, siyasetçilerin duruşuna, görüşüne mi bakacak, ona göre mi ayar verecek? Onun için cübbelerde düğme yoktur; hukukçular kimsenin önünde düğmesini iliklemez, kimseye de eyvallahı olmaz. Suçluya suçlu der, suçsuza suçsuz der. Siyasete göre yargının pozisyon aldığı bir ülkede çok şey kaybederiz. İş adamları kaybeder, yatırımı kaybederiz; ekonomimiz bozulur; gençlerimizi kaybederiz. Büyükelçiliklerin kapısında sırada bekleyen yüz binlerce gencimizi gözlerimiz dolu dolu seyrederiz. Hukukun, adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz; olamaz.” diye ekledi.

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Süper Lig’de 12. Haftanın Hakemleri Açıklandı

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

soneros latin grill balmoral resort istanbul eşya depolama kuru kayısı