DOLAR

39,7955$% -0.1

EURO

46,9941% -0.2

STERLİN

54,3642£% -0.78

GRAM ALTIN

4.281,53%0,14

ÇEYREK ALTIN

6.964,00%0,21

ONS

3.350,28%0,37

BİST100

10.239,45%1,58

BİTCOİN

4273011฿%0.76946

TETHER

39.8$%-0.12963

Ankara AÇIK 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

10 Haziran 2025 Salı

Süveyş Körfezi’nde Admarine 12 Sondaj Gemisi battı: 4 ölü, 23 yaralı

Süveyş Körfezi’nde Admarine 12 Sondaj Gemisi battı: 4 ölü, 23 yaralı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Suudi Arabistan merkezli bir şirkete ait olan “Admarine 12” adlı sondaj gemisi, Mısır açıklarında Süveyş Körfezi’nde alabora olarak battı. Gece saatlerinde meydana gelen kazada 30 kişilik mürettebattan 4 kişi hayatını kaybetti, 23 kişi yaralı olarak kurtarıldı. Kalan 3 kişiden ise hâlâ haber alınamıyor.

Facia Kızıldeniz’e Açılırken Yaşandı

Kızıldeniz’deki görev sahasına doğru ilerleyen Admarine 12, Süveyş Körfezi’nde henüz belirlenemeyen bir nedenle alabora oldu. Olayla ilgili derhal acil durum alarmı verildi. Kaza sonrası kurtarılan 23 yaralının tedavileri hastanede sürerken, kayıp 3 personel için yoğun arama kurtarma çalışmaları başlatıldı.

Bakanlar Olay Yerinde

Mısır Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Kerim Badawi ile Çalışma Bakanı Mohammed Jibran, olay yerinde incelemelerde bulundu. Badawi, “Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Tüm kurumlarla koordinasyon halindeyiz” açıklamasında bulundu.

Şirketten İlk Açıklama

Kazaya ilişkin açıklama yapan Suudi Arabistanlı şirket, hayatını kaybeden 4 kişiden 3’ünün kendi personeli, 1’inin ise sözleşmeli çalışan olduğunu belirtti. Açıklamada, “Tüm personelin güvenliği en büyük önceliğimiz. Yerel yetkililerle birlikte kapsamlı bir soruşturma başlatıldı” denildi.

Deniz Ticaretine Engel Yok

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rabi, olayın Süveyş Kanalı’nın güney girişine 130 deniz mili uzaklıkta meydana geldiğini ve bu nedenle küresel ticaret trafiğinde bir aksama yaşanmadığını vurguladı.

Devamını Oku

Hz. Muhammed karikatürü krizinde 4 tutuklama talebi!

Hz. Muhammed karikatürü krizinde 4 tutuklama talebi!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mizah dergisi LeMan’ın son sayısında Hz. Muhammed’e yönelik karikatür yayımlandığı iddiası Türkiye gündemini sarsarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla yürütülen soruşturmada kritik bir gelişme yaşandı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan LeMan Dergisi Yazı İşleri Müdürü Zafer Aknar, karikatürün çizeri Doğan Pehlevan, grafiker Cebrail Okçu ve müessese müdürü Ali Yavuz, tutuklama talebiyle İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Şüpheliler, sağlık kontrollerinin ardından Çağlayan Adliyesi’nde mahkemeye çıkarıldı.

Dergi Önünde Protestolar

Karikatürün yayınlanmasının ardından, başta İstanbul Taksim’deki LeMan ofisi önünde olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde vatandaşlar, tepkilerini protestolarla dile getirmişti.

Mali Destek İddialarına Soruşturma

Sadece içerik değil, finansal yapı da mercek altına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, LeMan dergisinin yurt dışından veya yabancı kuruluşlardan mali destek alıp almadığının tespiti amacıyla ayrı bir soruşturma başlattığını açıkladı.

Soruşturma kapsamında, dergiyle doğrudan bağlantılı olan LM Basın Yayın Ltd. Şti., şirket yetkilisi Mehmet Çağçağ, ayrıca Leman Kültür markası altında faaliyet gösteren LMK Entertainment Company yetkilisi Kemal Şentürk dahil olmak üzere toplamda 9 kişi ve 2 şirket hakkında mali iz sürülüyor.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “menfur eylemin gerçekleştirilmesine yönelik yurtiçi veya yurtdışından mali destek alınıp alınmadığının” tespit edilmesinin hedeflendiği belirtildi.

Gözler Mahkeme Kararında

Türkiye’nin ifade özgürlüğü, dini hassasiyetler ve basın sınırları tartışmaları arasında LeMan davası şimdi hem hukuki hem de toplumsal açıdan önemli bir eşikte. Mahkemenin vereceği karar, kamuoyunca merakla bekleniyor.

Devamını Oku

Marmara bölgesinde panik devam ediyor… Bir günde üç deprem!

Marmara bölgesinde panik devam ediyor… Bir günde üç deprem!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Marmara Bölgesi son günlerde art arda yaşanan depremlerle adeta beşik gibi sallanıyor. Bugün saat 13.58’de merkez üssü Bursa’nın Gemlik ilçesi olan 4.3 büyüklüğünde yeni bir sarsıntı meydana geldi. Deprem, İstanbul’un her iki yakasında da şiddetle hissedildi.

AFAD’ın açıkladığı bilgilere göre, deprem yerin 12.9 kilometre derinliğinde gerçekleşirken, Kandilli Rasathanesi ise büyüklüğü 4.4 olarak duyurdu. Bu, sadece son 24 saat içinde Marmara’da yaşanan üçüncü deprem olarak kayıtlara geçti.

Uzmanlar, bölgede artçı sarsıntıların devam edebileceği uyarısında bulunurken, halkta ciddi bir tedirginlik oluştu. Yetkililer, vatandaşları tedbirli olmaya çağırdı.

Marmara’da yaşanan bu depremler zinciri, bölge için riskin hala yüksek olduğunu gözler önüne seriyor.

Devamını Oku

Özel’den şok çıkış: “Tunç Soyer’i asla satmam”

Özel’den şok çıkış: “Tunç Soyer’i asla satmam”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İzmir’de gündemi sarsan soruşturma ve gözaltılar sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den flaş açıklamalar geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen ‘yolsuzluk’ ve ‘usulsüzlük’ operasyonunda eski Başkan Tunç Soyer ile diğer isimlerin gözaltı görüntülerinin servis edilmesi üzerine Özel, operasyonu “siyasi bir algı yönetimi” olarak nitelendirdi.

Özel, partisinin İzmir il binası önünde yaptığı konuşmada, “Arkadaşlarımızın veremeyecekleri hesap yok. Tutuklama istisna olmalı, Tunç Soyer kaçacak biri değil.” dedi. Şafak operasyonuyla gerçekleştirilen gözaltıların adeta tiyatro olduğunu vurgulayan Özel, “Bu işin siyasi bir operasyon ve algı yönetimi olduğu çok açık.” ifadelerini kullandı.

CHP içindeki rekabetin kardeşlik hukukuna zarar vermemesi gerektiğini vurgulayan Özel, “Hiçbir kardeşimi satmadım, Tunç kardeşimi de asla satmam.” diyerek birlik mesajı verdi. Ayrıca CHP’liler arasındaki nifak tohumlarına karşı uyarıda bulunup, “CHP birbirine düşerse amaçlarına ulaşırlar.” dedi.

Özel’in sert açıklamaları, İzmir’deki siyasi dengeleri yeniden hareketlendirdi. Soruşturmanın devam ettiği süreçte, gözler CHP ve İzmir siyasetindeki gelişmelere çevrildi.

Devamını Oku

Bir katliamın ötesi: Madımak – Yüksel Işık

Bir katliamın ötesi: Madımak – Yüksel Işık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

1993’e kadar “Madımak” denince aklımıza yemeği de yapılan bir bitki gelirdi; türküsü de olan o bitkinin adını taşıyan bir de otel vardı Sivas’ta. Orada konaklayacaklardı, Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak için Sivas’a giden aydın ve sanatçılarımız. Yaktılar o oteli; hem de içi insan doluyken…

O gün, bugündür, “Madımak” denince aklımıza katliam geliyor. Toplumun kalbine saplanmış sayısız cam kırığının yol açtığı bu derin sızıyı anlatacak henüz başka kavram olmadığı için katliam diyoruz. Koskoca bir oteli yakıp, karşısına geçip seyretmek insana ait bir duygu olmasa gerek. O otelde yakılanların arasında bulunan Metin Altıok, şu dizeleri yazarken kim bilir nasıl bir gelecek tasavvurunda bulunmuştu?

“İnsan dediğin saçaktaki

Güvercinin farkında olacak

Ve bir çiçek açacak kendince.”

Yaktılar onu. Tıpkı gündüzleri insanların derdine derman olmak için doktorluk yapan, arta kalan zamanlarda sözcükleri sonsuz anlamlarla şöyle güzelleştiren şair Behçet Aysan’ı yaktıkları gibi:

“bütün derinlikler sığ/ sözcüklerin hepsi iğreti/ değişen bir şey yok hiç / ölüm hariç. / aynı gökyüzü aynı keder.”

Yakılan, yalnızca tepeden tırnağa insanlık değil; Fuzuli’nin, “güzel insanların yurdu” olarak tanımladığı bu coğrafyanın geleceğiydi aynı zamanda.

Muhlis Akarsu’nun, “sen insanoğlusun kör olamazsın” dediği halde, kör; Nesimi Çimen’in, “her ne desem sözüm yara/ yar olmayan habersizdir” dediği kadar sağırdılar. Hasret Gültekin’in “Sevgi kuşun kanadında” sözünü duymamak; Edibe Sulari’nin, “ne olursa dini dili/ insanlar dünyanın gülü” şeklindeki sevgisini işitmemek için ateşe verdiler Madımak’ı.

İnsanı anlamaları için gecesini gündüzüne katan Asım Bezirci, yaşamı karikatürize ederek anlatan Asaf Koçak ve memleketin derdini dert eden Uğur Kaynar ile tanışmak varken yaktılar onları. Aralarında, gençliğini henüz adımlayan 12 yaşındaki Koray, adıyla müsemma 15 yaşındaki Menekşe ve sonsuzlukla iş 16 yaşındaki Asuman da yakıldı onlarla birlikte.

Yaktılar ve Madımak’ta yükselen ateş, bütün Türkiye’yi ve özellikle de 33 canın ocağına düşmüştü; o ocaklar kül oldu.

Neden? Çünkü tarih, geleceğin aynasıdır. Tarihi, tozlu sayfalar arasında unutturan aymazlığın hüküm sürdüğü her coğrafya, acılara gark olur.

Ne olmuştu Sivas’ta? Yüzyılın başında Anadolu ihtilalinin rotası çizilmişti Sivas’ta. Denilmişti ki “manda ve himaye kabul edilemez; esas olan, milli iradeyi egemen kılmaktır, bunun için Meclisi Mebusan’ın derhal toplanması zorunludur”.

Nâzım Hikmet, o günleri şöyle dizeleştirmişti: “Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbul’dan gelen zevat / Sivas, mandayı kabul etmedi fakat”

HEDEF CUMHURİYET DEĞERLERİ

Tarihin yaptığını, tozlu sayfalar arasında bırakıp ilerlerseniz, geleceğe tutulan aynanızı yitirmiş olursunuz. Geleceği örgütlemez, günü kurtarmak ile yetinirseniz, “manda ve himayeciler”, ansızın çıkarlar karşınıza…

Öyle oldu; 1993’ün 2 Temmuzu’nda, ellerinde ateşlerle sardıkları otelin önünde, hançerelerini yırtarcasına, “burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganıyla laikliği ve yurttaşların eşitliğini ilke edinmiş Cumhuriyeti hedef almışlardı.

Cumhuriyetin değerlerini temsil eden simgesel isimleri ateşe verenler, o ateşi körükleyenler, öfkeden gözleri dönmüş piyonların küresel bir planı uygulamak için harekete geçmişlerdi. Cumhuriyetin yüzyıllık tarihinde benzer acıları yaşadığımız onlarca toplumsal travmanın oluşmasına da piyonlar yol aracılık etmişlerdi.

Kışkırtıldıkları tartışma götürmez ve tarihsel tecrübelerden biliyoruz ki yaşananlar, “Şeriat isteriz” diyen iki sakallının kendiliğinden eylemi olmanın ötesinde bir derinliğe sahiptir. 2 Temmuz’da Madımak’ta, üç gün sonra Başbağlar’da planlanan katliamlar, kardeşliği dinamitlemek, Türkiye’yi “küresel güçlerin av sahası” haline getirmek için atılan adımların ilk işaretleridir.

33 canımızın “ateşte semaha durması”, yüreğimize batan cam kırıklarının yol açtığı bir feryada dönüşmüştür ama artık feryattan fazlasına ihtiyacımız olduğu günlerden geçiyoruz.

Farkındayım; hâlâ, “Hafik’ten bu yana Banaz’dan öte/Kızılırmak boylarında bir şehir”de bir ateş yanıyor; o ateşin sönmesi, herkesin kendi inancını, hiçbir baskıya maruz kalmadan yaşamasıyla düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki bütün engellerin ortadan kaldırıldığı özgürlükçü, laik ve demokratik bir Türkiye’nin inşa edilmesiyle mümkün olacak.

Şairin şu dizeleri de bu düşün izini sürüyor:

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim…“

Madımak’ta yananların canları da, bu hasretin giderilmesine bağlı.

YÜKSEL IŞIK / Cumhuriyet Gazetesi

Devamını Oku