DOLAR

38,8330$% -0.02

EURO

44,0196% 0.34

STERLİN

52,1075£% 0.09

GRAM ALTIN

4.131,76%0,56

ÇEYREK ALTIN

6.792,00%0,18

ONS

3.309,17%0,59

BİST100

9.464,84%-0,52

BİTCOİN

฿%

TETHER

$%

Ankara AÇIK 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Tivi6

Tivi6

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Özgür Özel’den Çerkes Sürgünü paylaşımı: “Derin kederini paylaşıyorum”

Özgür Özel’den Çerkes Sürgünü paylaşımı: “Derin kederini paylaşıyorum”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çerkes Sürgünü’nün 161. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajda, sürgün yollarında hayatını kaybedenleri andı, Çerkes halkının acısını paylaştığını belirtti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 21 Mayıs Çerkes Sürgünü’nün 161. yılı dolayısıyla sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda, “Çerkes halkının tarihindeki en karanlık günlerden birinin yıl dönümündeyiz. Sürgün yollarında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor, bu büyük acının izlerini hala yüreğinde taşıyan tüm Çerkes vatandaşlarımızın derin kederini paylaşıyorum” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

ABD-Türkiye arasında yeni bir ortaklık dönemi başlıyor

ABD-Türkiye arasında yeni bir ortaklık dönemi başlıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Washington’da yapılan Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısına ilişkin, “Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile bir araya geldi.

Bakan Yardımcısı, ABD-Türkiye ikili ilişkilerinin güçlü yapısını ve bu ilişkinin yeni bir ortaklık dönemi olarak değerlendirildiğini vurguladı; barış, ticaret ve ekonomik iş birliği gibi ortak hedefler doğrultusunda iki ülke arasında çok çeşitli alanlarda iş birliğinin ilerletildiğini ifade etti” açıklamasını yaptı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bruce, Washington’da Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau başkanlığında yapılan Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu Toplantısı’na ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Bruce, şunları kaydetti:

“Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile bir araya geldi. Bakan Yardımcısı, ABD-Türkiye ikili ilişkilerinin güçlü yapısını ve bu ilişkinin yeni bir ortaklık dönemi olarak değerlendirildiğini vurguladı; barış, ticaret ve ekonomik iş birliği gibi ortak hedefler doğrultusunda iki ülke arasında çok çeşitli alanlarda iş birliğinin ilerletildiğini ifade etti. Taraflar, Başkan Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırım hafifletme açıklamasının hayata geçirilmesinin önemini ele aldılar ve terörizm için güvenli bir sığınak olmayan, istikrarlı ve birleşik bir Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerekliliğinin altını çizdiler.”

Devamını Oku

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu AYM’ye taşıdı

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu AYM’ye taşıdı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanan avukat Burak Saldıroğlu, “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı” ile “ifade özgürlüğü”nün ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine (AYM) tedbir talepli bireysel başvuruda bulundu.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabının engellenmesinin ardından, paylaşımlarını sokaklarda dağıtan ve bu görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşan avukat Burak Saldıroğlu, 92 yaşındaki bir vatandaşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elini öpmesiyle ilgili sosyal medya paylaşımında “Erdoğan aklı yerinde bir insan olsa utana sıkıla iki büklüm olurdu burada” ifadesini kullandığı gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Saldıroğlu, Avukat Hakları Grubu üyesi avukatı Çağlar Dilber aracılığıyla AYM’ye tedbir talepli bireysel başvuruda bulundu.

Başvuru dilekçesinde, Saldıroğlu’nun “kişi hürriyeti ve güvenliği” ve “ifade özgürlüğü” haklarının ihlal edildiği belirtildi. ANKA Haber Ajansı’nın ulaştığı başvuru dilekçesinde, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bazı maddelerine atıf yapılarak, şunlar kaydedildi:

“Siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası mahkeme kararlarında yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişi haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir.

Nitekim, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ihdası ve Cumhurbaşkanının ‘nitelik ve tarafsızlığı’nı düzenleyen Anayasa’nın 101. maddesinde yapılan değişiklik sonrasında, anılan madde başlığı ‘Adaylık ve seçimi’ olarak değiştirilmek ve ‘Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer’ ibaresi yürürlükten kaldırılmak suretiyle yeniden düzenlenmiştir.

Bu itibarla, Cumhurbaşkanının aynı zamanda ‘tarafsız olmayan siyasi bir kimliğe’ sahip olduğunun kabulü kaçınılmazdır. Kaldı ki, mevcut Cumhurbaşkanının halihazırda bir siyasi partinin genel başkanlığı görevini yürütmesi dikkate alındığında, kamuoyunun yakından tanıdığı ve her türlü eleştiriye açık bir figür olmayı kendi iradesiyle tercih ettiği hususunda herhangi bir tereddüde yer yoktur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Vedat Şorli v. Türkiye kararı da açıkça göstermektedir ki, Cumhurbaşkanına yöneltilen eleştirilerin cezai yaptırımlarla bastırılması, demokratik toplum düzeniyle bağdaşmaz ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi de siyasetçilerin, kamuoyunca tanınan kişilerin ve kamusal yetki kullanan görevlilerin gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumunda olduklarını ve bunlara yönelik eleştirinin sınırlarının çok daha geniş olduğunu her zaman vurgulamıştır.

Kuvvetli suç şüphesinin kanıtlanamadığı açıktır. Tutuklamanın temel koşulunun dahi sağlanamadığı somut olayda, basmakalıp ifadelerle tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hakimliği ve tutuklama kararına itirazı reddeden Asliye Ceza Mahkemesi, ‘suçun kanunda yazılı ceza miktarına göre şüphelinin kaçacağı, saklanacağı şüphesinin bulunması nedeniyle tutuklama sebeplerinin mevcut olduğu’ gerekçesine dayanmıştır. Ancak somut olayın koşulları dikkate alınmaksızın, başvurucunun tutuklandığı adliyeye yaklaşık yüz metre mesafede ofisi bulunan, haftanın birçok günü aynı adliyede duruşmalara katılan ve iş takibi yapan bir avukat olduğu; sabit ikametgahında gözaltına alındığı gibi önemli hususlar göz ardı edilerek, alt sınırı bir yıl hapis cezası olan bir suçtan dolayı infazdan kaçma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle tutuklama kararı verilmesi, açıkça Anayasa’nın 19. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.

Sonuç olarak, başvurucunun savunması ve dosya kapsamına göre somut olayda tutuklama için gerekli olan suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin ortaya konulamadığı, kaçma ve delil karartma olasılığının da söz konusu olmadığı, dolayısıyla tutuklama nedenlerinin bulunmadığı, suçun türü, cezanın alt ve üst sınırı itibariyle tutuklamanın gerekli ve ölçülü olmadığı açık olup, başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.”

Başuruda, AYM’den, Saldıroğlu’nun “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan tutuklanmasına ilişkin Sulh Ceza Hakimliği kararı ve bu karara itirazı reddeden Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile oluşan hak ihlallerinin tespit edilmesi ve 500 bin lira manevi tazminata hükmedilmesi talep edildi.

Devamını Oku

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden kadınlara yönelik farkındalık eğitimi

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden kadınlara yönelik farkındalık eğitimi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mersin Büyükşehir Belediyesi, kadınlara yönelik kanser hastalığı bilgilendirme eğitimi düzenledi. Etkinlikte kanser belirtileri, yaş gruplarına göre görülme sıklıkları, meme kanseri ve rahim ağzı kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin risk faktörleri, erken teşhisin önemi, korunma yolları ve tedavi süreçleri ele alındı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde kent genelinde kadınların sağlık konusunda bilinçlenmesini sağlamak ve farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlediği eğitimlere devam ediyor. Bu kapsamda Büyükşehir, kansere dikkat çekmek için Toros Üniversitesi iş birliğinde Trafik Park Kadın ve Çocuk Atölyesi’nde bilgilendirme eğitimi düzenledi. Seminerde Toros Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Dr. Aysel Doğan, özellikle kadınları etkileyen kanser türleri ile ilgili kapsamlı bilgiler vererek, düzenli kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Etkinlikte kanser belirtileri, yaş gruplarına göre görülme sıklıkları, meme kanseri ve rahim ağzı kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin risk faktörleri, erken teşhisin önemi, korunma yolları ve tedavi süreçleri ele alındı.

Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Kadın Şube Müdürü Edibe Sahil, kadınlara yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları kapsamında son olarak kanser ve kanser türlerini kapsayan bir program gerçekleştirdiklerini belirterek, “Toros Üniversitesi iş birliği ile bir çalışma yaptık. Dezavantajlı mahallelerden, kırsal bölgede yaşayan kadınlardan ve bisikletli kadın topluluklarından oluşan bir gruba, kanser hastalığı ile ilgili eğitim düzenledik. Eğitimde kanser türleri, kanseri önlemenin yolları, erken teşhisin önemi, evde kendi kendimize yapabileceğimiz kanser taramaları hakkında bilgilendirmede bulunuldu” dedi.

Etkinliğe katılan Meral Baş, kendisinin de 4’üncü evre bir kanser hastası olduğunu ve bu eğitimlerin daha çok yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, “Etkinlik gayet güzeldi. Hocamız bizlere güzel bilgiler verdi. Erken teşhis hayat kurtarır. Kadınların kesinlikle her 6 ayda bir kontrole gitmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Semineri oldukça faydalı bulduğunu dile getiren bir diğer katılımcı Rukiye Evren ise “Çok faydalı ve öğretici bilgiler verildi. İhmal ettiğimiz şeyleri duyunca, hemen bir şeyler yapma gereği hissettik. Kulaktan dolma bilgiler yerine, konunun uzmanından öğrenmek farkındalığımızı artırdı. Çok güzeldi ve iyi ki gelmişim” diye konuştu.

Devamını Oku

Bolu Grand Kartal Oteli yangınında top Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atıldı

Bolu Grand Kartal Oteli yangınında top Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin de yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 32 kişi hakkında dava açtı.

İddianamede, Grand Kartal Otel’in sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye eri İrfan Acar’ın meydana gelen olaydan “olası kastları ile sorumlu oldukları” iddia edildi.

İddianamede 13 kişiye, 78 kez “olası kastla öldürme” suçu ile “olası kastla kasten yaralama” suçlarından hapis cezası verilmesi talep edilirken; aralarında otelin teknik personelleri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü yanı sıra mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver ve iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel’in “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

Şüpheli Sırrı Köstereli, “Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin 22/c-o maddelerine göre denetimlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılması gerektiğini, turizm tesislerinin değerlendirilmesi ve niteliklerine ilişkin yönetmeliğin 55’inci maddesinin (d) bendi uyarınca hazırlanan ve halen yürürlükte olan sınıflandırma çalışmalarına ilişkin değerlendirme formlarının hazırlanması ve uygulanmasına ilişkin tebliğde, otel için belirlenen değerlendirme formunun yangın önlemleri başlığı altında, bir otelde yangın güvenliği ile alakalı yer alması gereken bütün hususların yazıldığını ve buna göre puanlama yapılarak otelin sınıfı ve yıldız sayısının belirtildiğini” bildirdi.

Genel sekreterliğe bağlı ruhsat denetleme müdürlüğü tarafından ruhsatlandırma işleminin yapıldığını ifade eden Köstereli, görevli personele uzmanlık alanları ve deneyimleri dikkate alınarak denetim yaptırıldığını, Turizm Bakanlığı tarafından kendilerine gelen 27 Mayıs 2021 tarihli yazıda yeni bir denetim talebinde bulunulmadığını, bu sebeple ruhsat yeterlilik kriterlerinin kaybedilip kaybedilmediği hususunda yeni bir denetim yapılmadığını, söz konusu tarihten sonra iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ile ilgili bir yenileme ve güncelleme olmadığını da bildirdi.

“İl Özel İdare’nin yangın konusunda altyapısı ve teknik personeli bulunmaması nedeniyle denetleme yetkisi yok”

2013 yılının Kasım ayından itibaren Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalıştığını belirten şüpheli Bünyamin Bal ise otelin turizm işletme belgesi taşıması nedeniyle İl Özel İdaresi’nin denetleme yetkisinin bulunmadığını öne sürdü ve yetkinin sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda olduğunu ifade ederek “Yine de ruhsatın İl Özel İdare tarafından verilmesi nedeniyle personel zaman zaman denetim yapıyor. İl Özel İdare’nin yangın konusunda altyapısı ve teknik personeli bulunmaması nedeniyle denetleme yetkisi yok” dedi. Öte yandan Bal, ruhsat verildikten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bir talep olmadıkça ya da ruhsat değişikliği gerektiren bir durum olmadığı müddetçe periyodik aralıklarla yangın yönünden denetim yapılmasına dair yönetmeliklerde hüküm bulunmadığını da kaydetti.

İl Özel İdaresi’nde Ruhsat Denetim Müdürü olarak görev yapan şüpheli Yeliz Erdoğan ise ruhsat ve denetim müdürlüğünde yeteri kadar personelin bulunmadığını, bu konuda amirlerine alanında uzman olan personellerin eksik olduğunu bildirdiğini, ancak ilgili uzman personel talebinin yerine getirilmediğini ifade ederek, Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesinde eğer bir turizm işletme belgesi yenilenecekse Bakanlık tarafından denetim yapılacağının ve denetimde tespit edilen eksikliklerin il özel idareye bildirileceğinin belirtildiğini belirtti. Erdoğan, “Hal böyleyken bize herhangi bir bildirim yapılmadı. Zira 2021 yılında Bakanlıkça gönderilen yazıda turizm işletme belgesinin yenilenmesi yazılmış ise de yenilenebilmesi için denetim yapılması gerekirken yangın önlemleri ile ilgili bir bildirim yapılmadı” dedi.

Erdoğan ifadesinde ayrıca “Ruhsat Denetim Müdürlüğü olarak kendilerine gerek mülkiye teftişi raporları, Sayıştay teftiş raporları gerekse valilik ve her yıl yapılan genel sekreter ve genel sekreter yardımcısının denetimlerinde bugüne kadar ‘neden yangın alanında bir inceleme yapmadınız’ şeklinde bir değerlendirme olmadığını, 9207 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin değişik 3. fıkrasında turizm işletme belgeli tesislerin belgeye esas hususlarla ilgili sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlendiğini, belgeye esas hususlardan birisinin de iş yeri açma ruhsatı olduğunu, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini” söyledi.

Devamını Oku