38,8949$% 0.36
43,4533€% -0.25
51,6683£% -0.22
3.999,77%-0,80
6.654,00%0,01
3.202,00%-1,14
9.668,36%1,33
฿%
$%
17 Mayıs 2025 Cumartesi
Yükseköğretim Kurulu üyelğine ve bazı üniversitelere yapılan rektör atamaları Resmi Gazete’de yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Konseyi Üyeliğine ve 7 üniversitenin rektörlüklerine atamalar yapıldı.
Buna göre; Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine, Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu,Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Konseyi Üyeliğine İbrahim Şenel, Alanya Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Turan Sağer, Bartın Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Akkaya, Bayburt Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mevlüt Karataş, Iğdır Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ekrem Gürel, İstanbul Arel Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ersin Göse ve İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörlüğüne ise Prof. Dr. İbrahim Hakkı Aydın atandı.
Çorum’un İskilip ilçesine bağlı Hacıhalil Köyü’nde çıkan yangında 3 ev zarar gördü. Yangın, İskilip Belediyesi itfaiye ekipleri ve vatandaşların müdahalesiyle kontrol altına alındı.
Edinilen bilgilere göre, köyde bulunan bir evde henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangın kısa sürede büyüyerek bitişiğindeki diğer evelere sıçradı. Yangında toplam 3 ev zarar gördü; bunlardan biri atıl durumdaydı.
İhbar üzerine olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İskilip Belediyesi itfaiye ekiplerinin söndürme çalışmalarına Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri ve köy sakinleri de destek verdi.
Yangının çıkış nedenine ilişkin inceleme başlatıldığı bildirildi.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından yapılan yazılı açıklamada, İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) tarafından düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak Nurettin Yıldız’ın davet edilmesinin ardından bazı öğrencilere yönelik gerçekleşen müdahale, gözaltı ve tutuklamalara ilişin suç duyurusunda bulunulacağı bildirildi. Ayrıca açıklamada olayların tırmandırılması ve öğrencilerin şiddet görmesinden Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci’nin sorumlu olduğu belirtilerek, istifası talep edildi.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, etkinliğin, üniversitenin öğrenci kulüpleri tüzüğüne ve Kulüpler Arası Kurul (KAK) işleyişine aykırı olarak düzenlendiği belirtirken, Yıldız’ın geçmiş söylemleri nedeniyle öğrenciler tarafından tepkiyle karşılandığı ifade edildi.
“Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak kamuya duyurumuzdur” başlığıyla paylaşılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
“13 Mayıs Salı akşamı İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK), öğrenci faaliyetleri tüzüğüne aykırı biçimde kulüpler arası kurulun (KAK) onayını almadan düzenlediği etkinliğe (Anayasa’nın 41. Maddesi ve TCK 103’ü açıkça ihlal ederek) çocuk istismarını ve kadına karşı şiddeti meşrulaştıran söylemleriyle tanınan Nurettin Yıldız isimli kişiyi davet etmiş, bu kişinin kampüse gelmesi öğrenciler arasında haklı bir infial yaratmıştır. Öğrenciler Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 2911 ve Anayasa’nın 34’üncü maddesindeki temel haklarını kullanarak barışçıl protesto eylemleri yapmışlardır.
Naci İnci yönetimi, belli ki üniversite kamusunu tahrik etmek üzere kurgulanmış bilim dışı bir etkinliğe açıkça destek vererek üniversitemizde gerginlik çıkmasına önayak olmuş, öğrencilerimizin polis müdahalesine ve şiddete maruz kalmasına kasıtlı olarak yol açmıştır.
Göreve geldiği günden beri kampüste birçok öğrenci etkinliğini gerekçesiz olarak iptal eden veya sansürleyen kayyım yönetimi üniversite içi izin mekanizmalarının bile işletilmediği bu etkinliğe izin vermiş; ardından etkinlik yapıldığı takdirde meşru protesto haklarını kullanacaklarını bildiren öğrenciler hakkında disiplin soruşturması başlatılacağını ve suç duyurusunda bulunulacağını ilan etmiştir.
Etkinliğe karşı 13 Mayıs akşamı Kuzey Kampüs’te gerçekleştirilen barışçıl protesto eylemleri sırasında kayyım yönetimi kampüse çevik kuvvet polislerini bizzat davet etmiş, kampüsün ablukaya alınması sonrasında çevik kuvvet tarafından birçok öğrencimize şiddet uygulanmış ve 97 öğrencimiz gözaltına alınmıştır. Aynı sırada kampüs dışında anayasayı açıkça ihlal ederek “şeriat isteriz, yaşasın şeriat” nidalarıyla bağırarak kampüsü çevreleyen demirlere vuran, taş atan, kadın öğrencilere küfreden İBDA-C destekçisi kalabalıklara bırakın gözaltını herhangi bir uyarı bile yapılmamıştır. Buna karşılık öğrencilerimize şiddet uygularken çıkan arbedede yaralandığı iddia edilen polislerin, kampüste uzun süredir devam eden, bir işçinin ölümüne neden olmuş, her türlü inşaat prosedürünü, iş ve can güvenliğini yok sayarak sürdürülen inşaatlar nedeniyle açılmış derin inşaat çukurlarına düşmüş oldukları anlaşılmaktadır. Dolayısıyla polislerin yaralanmasının sorumlularının da başta Naci İnci olmak üzere kayyım yönetimin liyakatine, ehil olup olmadığına bakmadan göreve getirdiği, tek vasfı yandaşlık olan görevliler olduğu ortadadır.
Olaylar nedeniyle gözaltına alınan öğrencilerimizden önce 9 öğrencimiz adli kontrol şartıyla olmak üzere 91 öğrencimiz serbest bırakılmış, tutuklanan 6 öğrencimizden biri ise bugün itibariyle tahliye edilmiştir. Tek yaptıkları barışçıl protestolara katılmak, yani en temel anayasal haklarını kullanmak olan öğrencilerin şiddete maruz bırakılması, sebepsiz yere gözaltında tutulması ve aleyhlerinde somut delil olmadan tutuklanması kabul edilemez. Tüm tutuklu öğrencilerin bir an önce serbest bırakılmasını, adli kontrol ve yurtdışı yasağı gibi keyfi kısıtlamaların derhal kaldırılmasını bekliyor, öğrencilerin haklarında yürütülen soruşturmalara son verilmesini talep ediyoruz. Öğrencilerimizin haklarını savunmaya devam edecek, hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.
13 Mayıs günü üniversitemizde yaşanan üzücü olaylar sonrasında Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak kamuoyu önünde suç duyurusunda bulunuyoruz: Naci İnci bir üniversite kampüsünde yeri olmaması gereken, açıkça provokatif bir etkinliğe kurumsal destek vermiş ve çevik kuvveti kampüse davet ederek protesto hakkını kullanan öğrencilerin şiddet görmesine sebep olmuştur. Olayların tırmandırılmasından ve öğrencilere uygulanan şiddetten doğrudan sorumlu olan Naci İnci’nin görevinden istifa etmesini, istifa etmezse görevinden alınmasını ve hakkında gerekli yasal sürecin başlatılmasını talep ediyoruz.
Kayyım yönetimin tavrı ve açıklamalarının yanı sıra öğrencilerimizin aleni şekilde çocuk istismarını ve kadına karşı şiddeti olumlayan bir kişiye tepki göstermelerini “tehdit”, “linç girişimi”, “uydurma gerekçelerle kampüsü kargaşaya sürüklemek” gibi ifadeler kullanarak kınayan ve “birlikte yaşama hukukuna riayet” etmemekle suçlayan kayyım destekçisi Bura isimli derneğin veya benzeri açıklamalar yapan devlet kurumlarının temsil ettiği zihniyeti de şiddetle kınıyor, herkesi ortak insani ve vicdani değerleri savunmaya davet ediyoruz.”
Cezaevinde bulunan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın tutukluluğuna itiraz reddedildi. Bu sürecin herhangi bir hukuki temele dayanmadığını belirten Şahan, daha büyük bir kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini bildirdi.
Bugün görülen tutukluluk incelemesi duruşmasında Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın, tutukluluk halinin devamı kararı verildi. Şahan’ın sosyal medya hesabından karara ilişkin yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı:
“Cumhuriyetin sunduğu imkânlarla okumuş, kendini yetiştirmiş ve bu güzel şehrin yurttaşlarının oylarıyla Şişli Belediye Başkanı seçilmiş bir insan olarak, yaklaşık iki aydır hiçbir somut gerekçeye dayanmayan iddialarla, tek başıma bir hücrede tutulduğumu kamuoyuyla paylaşmak isterim.
Ben, Resul Emrah Şahan… Kendimi bildim bileli Cumhuriyetin bana kazandırdıklarını, bu ülkeye ve onun güzel insanlarına hizmet ederek geri ödemeyi bir görev bildim. Bu inançla, elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettim.
Şimdi ise, hiçbir hukuki temele dayanmayan bu süreçte yaşadığım tüm haksızlığa rağmen, içimdeki hizmet etme arzusunu ve sorumluluğunu yitirmedim. Adaletin bir gün mutlaka tecelli edeceğine inanıyor, özgürlüğüme kavuşacağım gün kaldığım yerden, daha büyük bir kararlılıkla çalışmaya devam edeceğimi bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
Marmara (Silivri) Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, bazı yayın organları üzerinden kendisine ve İBB yönetimine iftira atılmaya çalışıldığını belirtti. Bütün çalışma arkadaşlarının İstanbul’un muhafızı olduğunu belirten İmamoğlu, “Bu şehre ihanet eden her işe karşı çıkarlar ve çıkacaklar” dedi.
Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi resmi hesabından yapılan paylaşımda, 15 yılda 130 projede kamu alanlarından ve imar hareketliliğinden birilerinin 85 milyar dolar rant sağladığını bildirdi.
“İstanbul’a ihanet dönemi bitti” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul’a ihanet dönemi bitti, İstanbul’un milyonlarca muhafızı var. Yeşil alanları, deprem toplanma alanlarını, askeri alanları imara açtınız, birilerine özel imar verdiniz, şehri katlettiniz, trafiği mahvettiniz. Sadece 15 yılda 130 projede kamu alanlarından ve imar hareketliliğinden birilerine sağladığınız rant tam 85 milyar dolar.
Şehri birlikte mahvettiğiniz kişiler şimdi de utanmadan televizyonlara çıkıp, çalışma arkadaşlarıma iftira atıyor. Neymiş, benim yol arkadaşlarım rant projelerine karşı çıkmışlar. İyi ki karşı çıkmışlar, bu tutumlarından dolayı hepsiyle gurur duyuyorum. Bütün çalışma arkadaşlarım İstanbul’un muhafızıdır, bu şehre ihanet eden her işe karşı çıkarlar ve çıkacaklar. Bir avuç insana sağladığınız rant dönemi çoktan bitti. Televizyonlara çıkarıp bize iftira atanların bir avuç rantçı olduğunu da kendiniz tescil etmiş oldunuz.”