DOLAR

38,8949$% 0.36

EURO

43,4533% -0.25

STERLİN

51,6683£% -0.22

GRAM ALTIN

3.999,77%-0,80

ÇEYREK ALTIN

6.654,00%0,01

ONS

3.202,00%-1,14

BİST100

9.668,36%1,33

BİTCOİN

฿%

TETHER

$%

Ankara KAPALI 22°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Tivi6

Tivi6

17 Mayıs 2025 Cumartesi

Gazze’de vefat edenlerin sayısı 53 bini aştı

Gazze’de vefat edenlerin sayısı 53 bini aştı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsrail ile Hamas, Katar’ın başkenti Doha’da ateşkes müzakerelerine yeniden başlarken, Gazze’de İsrail ordusunun sürdürdüğü hava saldırılarında can kaybı artmaya devam ediyor. Son 24 saatteki İsrail saldırılarında 153 kişi hayatını kaybeden 459 kişi yaralandı.

Hamas yönetimindeki Gazze’nin Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte İsrail saldırılarında hayatını kaybeden 153 kişinin cenazesinin hastanelere ulaştığını açıkladı. Hayatını kaybedenlerin yedisinin, önceki günlerde düzenlenen saldırıların ardından enkaz altından çıkarılmış olduğu belirtildi. Ayrıca kişinin de 459 yaralandığı belirtildi.

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre son verilerle birlikte, 7 Ekim 2023’te başlayan savaşın başından bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırıları sonucunda ölenlerin sayısı 53 bin 272’ye, yaralananların sayısı ise 120 bin 673’e yükseldi.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze’nin bazı bölgelerinde “operasyonel kontrol” sağlamayı amaçlayan geniş çaplı bir harekât için hazırlık yapıldığını ifade etti. Son saldırılar özellikle Beyt Lahiya, Cebaliye Mülteci Kampı ve Han Yunus çevresinde yoğunlaştı.

Hamas, Gazze’nin kuzeyine yönelik saldırıları “sistematik bir yok etme kampanyası” olarak nitelendirerek, Bağdat’ta toplanan Arap liderlere çağrıda bulundu. Hamas Arap Ligi liderlerinden saldırıların durdurulması ile insani yardımların ulaştırılması için somut adımlar atılmasını istedi.

Batı medyasına konuşan Hamas yetkilileri, Hamas ve İsrail arasında ateşkesin sağlanması için müzakerelere yeniden başlandığını doğruladı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise yaptığı açıklamada, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerin yeniden başladığını doğruladı ancak Tel Aviv’in hâlâ ateşkes veya ablukanın kaldırılması konusunda bir taahhütte bulunmadığını vurguladı.

Birleşmiş Milletler, Mart ayından bu yana Gazze’ye yardım girişinin tamamen durdurulmasının ardından kıtlık riskinin giderek arttığını belirtiyor. Gazze’deki hastaneler ağır hasar görmüş durumda ve sağlık altyapısı büyük ölçüde işlevsiz.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, bugün Bağdat’ta düzenlenen Arap Ligi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Gazze’deki insani krizin derinleştiğine dikkat çekerek, derhal kalıcı bir ateşkesin sağlanması, rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımların engelsiz bir şekilde bölgeye ulaştırılması çağrısında bulundu.

İsrail’in kara operasyonlarını genişletme planlarından duyduğu endişeyi dile getiren Guterres, uluslararası hukuk ve insani ilkelerle uyumlu olmayan hiçbir yardım operasyonuna BM’nin katılmayacağını vurguladı.

Ayrıca, Gazze halkının zorla yerinden edilmesine ve bölge dışına çıkarılmasına karşı olduklarını belirterek, bu tür uygulamaları kabul etmediklerini ifade etti. Batı Şeria’daki durumun da göz ardı edilemeyeceğini söyleyen Guterres, ilhak ve yerleşim faaliyetlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu hatırlatarak, Kudüs’ün her iki devletin de başkenti olduğu iki devletli çözümün sürdürülebilir barış için tek yol olduğunu belirtti.

Devamını Oku

İYİ Partili Ofluoğlu: “Askeri tamamen tahakküm altına almak istiyorlar”

İYİ Partili Ofluoğlu: “Askeri tamamen tahakküm altına almak istiyorlar”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kevser Ofluoğlu, AK Parti’nin dün TBMM’ye sunduğu ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde yer alan askerlerin rütbe bekleme sürelerini düzenleme ve TSK’dan ayırma yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesini de içeren kanun teklifini eleştirerek, “Askerlerin üstünde Demokles’in kılıcı gibi dolanacak bir hukuksuzluk emaresidir. Yani askeri sindirecekler. Tamamen tahakküm altına almak istiyorlar. Ordudan ellerini çeksinler” dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve emekli asker Kevser Ofluoğlu, AK Parti’nin dün TBMM’ye sunduğu ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde yer alan askerlerin rütbe bekleme sürelerini düzenleme ve TSK’dan ayırma yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilmesi de içeren kanun teklifini eleştirdi. ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Ofluoğlu, teklifin derhal geri çekilmesini talep ederek şunları söyledi:

“Türk ordusunun görevi Türkiye Cumhuriyeti devletini milletiyle beraber korumaktır dış tehditlere karşı. Kanunu teklifinin 3’üncü maddesi rütbelerde bekleme süresinin istedikleri gibi kısaltma ve uzatmayı içeriyor. Biz de bekleme sürelerinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nde teğmenlik 3 yıldır, binbaşılık 5 yıldır, ortalama 23 yılda bir teğmen albay olur. Yaklaşık 4 yıl içerisinde eskiden 4 yıllık şimdi 2 yıla çektiler, 2 yılda da kıdemli albay olur ve generallik terfi süresi başlar. Bu süreç içinde subaylar; takım, bölük, tabur, alay komutanlığı yaparak hem askeri yönden hem fikri yönden bir üst komutanlığa hazırlık aşamasını tamamlarlar. Bu sürede kısıtlamaya veya uzatmakta ki maksatları nedir? Maksat açık; ‘bizden olanlar yani kendi siyasi tabanları ile uyumlu olanlar veya onların iktidarlarını devam ettirecekleri yönde bir engel oluşturmayacak’ olanlarla yol yürümek istiyorlar. Bu kanaat oluşur herkeste, bende oluştuğu gibi. Yine aynı şekilde üst kademe yani Türk ordusunun komuta kademesi şekillenirken de bizden değilse, kafa yapısı bize uygun değilse Atatürkçüyse, milliyetçiyse, vatanperverse ya da bize soğuk davranıyorsa biz bu generali 5 yıl bekletelim, önünü açmayalım, üst kademelere gitmesin. Geçmişte bunu yaptılar ve Anayasa Mahkemesi KHK’yı iptal etti, şimdi kanun değişikliği ile bunu yürürlüğe koymaya çalışıyorlar. Bu ne Türk milletinin ne Türk devletinin menfaatine değildir. Türk ordusunun menfaatine hiç değildir, askerin tamamen siyasetin içine çekilmesine sebebiyet verecektir. Bu doğru bir hamle değildir. Bu neye yol açar biliyor musunuz; askerlerin liyakat ve ilerleyip bir yerlere gelip Türk ordusunun bu jeopolitik ortamda güçlü olmasını engel olacaktır. Liyakatsizler, tıpkı kurumlarda olduğu gibi Türk ordusunda komuta kademelerine gelirse bunun bedeli ağır olur bu coğrafyada. Kurumlardaki liyakatsizliğe benzemez bu. Cephede, çatışmada hem komuta kademe hem onun emrindekiler liyakatli iyi yetişmiş askerler olmazsa bu iş Türk devletinin bekasına gider. Onun için çok tehlikelidir.

Aynı şekilde ikinci madde, ayırma kararı yetkisini cumhurbaşkanına verme teklifinde bulunmuşlar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu, bu kanuna tabi olan herkesin yaptığı bir disiplinsizlik de nasıl cezalandırılacağını belirlemiştir. Çok net bir şekilde ve kısa sürede de disiplinsizlik önüne geçirecek yönetmelikleri, yönergeleri ve tedbirleri vardır. Bakın disiplinsizliğe derhal müdahale etmeniz gerekir, görüldüğü yerde sonlandırılmalıdır. Diyelim kışlada bir asker disiplinsizlik yaptı, komutanı bu disiplinsizliğe gereğini yapın diye Sayın Cumhurbaşkanına teklifte mi bulunacak? Laf olsun diye verdiklerini düşünmüyorum, arkasında bir beklentileri olduğunu düşünüyorum ama ayırma yetkisini kendilerine almalarının asıl nedeninin en son 2024’te Kara Harp Okulu’nda; teğmenlerin mezuniyet töreninde ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen teğmenleri ayırma kararını biliyorsunuz Yüksek Disiplin Kurulu vermişti. Yüksek Disiplin Kurulu’nun bir demokratik yapısı vardır. 5’e 4 çıkan o karardan muhtemelen rahatsız olmuşlardır. Zaten bu karar Yüksek Disiplin Kurulu’nda alınır. Astsubaylar için kuvvet komutanı, subaylar için Milli Savunma Bakanlığı’nın onayını müteakip yürürlüğe girer. Bununla ilgili hukuken hiçbir açıklık yoktur zaten. Niye böyle bir karar alma gereği duydular? Bu da askerlerin üstünde Demokles’in kılıcı gibi dolanacak bir hukuksuzluk emaresidir aslında. Yani askeri sindirecekler. Tamamen tahakküm altına almak istiyorlar. Ordudan ellerini çeksinler.

“iktidarlarını güçlendirmek üzerine verdikleri bu kanun teklifini derhal şeklinde derhal geri çekmeliler”

Ordunun siyasete bulaşması hiçbir zaman Türk devletine, Türk milletine fayda sağlamamıştır. Atatürk, 1909’da İttihat ve Terakki’nin 2‘inci kongresinde siyasete giren subayları görünce, ‘Türk askeri kesinlikle siyasetten uzak kalmalıdır, siyasetle ilgilenmek istiyorsa asker üniformasını çıkarmalıdır, siyasete girmelidir’ demiştir bu tehlikeyi gördüğü için. O nedenle hükümet bu; ne Türk milletinin bekasına ne Türk ordusunun gücüne, kudretine katkı sunmayacak, kendi iktidarlarını güçlendirmek üzere verdikleri bu kanun teklifini derhal geri çekmeliler. Kimseye faydası yok.”

Devamını Oku

İSKİ açıkladı: Marmara Denizi’ne herhangi bir atık su deşarjı gerçekleşiyor mu?

İSKİ açıkladı: Marmara Denizi’ne herhangi bir atık su deşarjı gerçekleşiyor mu?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İSKİ, Ambarlı ileri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nden Marmara Denizi’ne atık su karıştığı iddiaları ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ”Ambarlı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nden Marmara Denizi’ne herhangi bir atık su deşarjı gerçekleşmemektedir” denildi.

Bazı basın yayın ve sosyal medya organlarının Ambarlı ileri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nden Marmara Denizi’ne atık su karıştığı iddiaları üzerine İSKİ yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

”Bazı basın yayın ve sosyal medya mecralarında Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nden Marmara Denizi’ne atık su karıştığı iddialarına yer verilerek İSKİ’nin çevre kirliliğine sebep olduğu ifade edilmiştir.

Bahse konu olan Haramidere, İstanbul’un en geniş havzaya ait derelerinden biridir. Yağmurlu havalarda havzada yüzey akışına geçen yağmur suyu ile beraber tüm atıklar dereye taşınmaktadır. Dere havzasında bulunan ve sürüklenebilen tüm kil, silt ve mil denize ulaşmaktadır. Bu durum tüm derelerin deniz birleşiminde görülebilmektedir. 2009 yılında Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi henüz inşa edilmemişken derenin denize birleşim noktasında benzer görüntülerle karşılaşıldığı Google Earth uygulaması ile de tespit edilebilmektedir.

Şehir merkezlerindeki denizler ile derelerin birleşimlerindeki batık kısımlarda oluşan durumun önüne geçmek adına pompaj ile sirkülasyon sistemleri kurulmaktadır. Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ise arıtmaya tabi tuttuğu atık suları, ileri biyolojik olarak arıtarak Haramidere’ye deşarj etmektedir. Bu nedenle derenin batık kısmında ihtiyaç duyulan sirkülasyon sistemine gerek kalmamaktadır. Tesisin iki deşarj noktasından SAİS kabinleri ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veri sistemine her an data iletilmekte, istenildiğinde online numune alınarak da denetim imkânı sağlanmaktadır. Ambarlı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nden Marmara Denizi’ne herhangi bir atık su deşarjı gerçekleşmemektedir.

Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasite artırımı için şimdiden İdaremiz özkaynakları ile 2. kademe ihalesine de çıkılmıştır.”

 

Devamını Oku

Kartalkaya yangınında flaş gelişme: Cezalar belli oldu

Kartalkaya yangınında flaş gelişme: Cezalar belli oldu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 78 kişinin öldüğü Grand Kartal Otel yangınına ilişkin 13 kişi hakkında 1998’er, 19 kişi hakkında da 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle dava açtı.

AYRINTILAR BİRAZDAN…

Devamını Oku

Bungalov tatilleri işte böyle kabusa döndü

Bungalov tatilleri işte böyle kabusa döndü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sakarya’nın Sapanca ilçesine tatile gelen ailenin 4 yaşındaki çocukları, ailesinin fark etmediği bir anda havuza düştü.

Yaklaşık 10 dakika sonra ailesi tarafından fark edilerek havuzdan çıkarılan çocuk, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Bungalovun ruhsatının bulunmadığı ve müşteri girişlerini Kimlik Bildirim Sistemi’ne zamanında yapmadığı da tespit edildi.
Acı olay, Muradiye Mahallesi’nde bulunan G.H. isimli bir bungalov tesisinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, A.A. (4) isimli çocuk ailesiyle beraber konakladığı bungalovun içerisinde, ailesinin fark etmediği bir anda havuza düştü.

Yaklaşık 10 dakika sonra ailesi tarafından fark edilerek sudan çıkarılan çocuk, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan müdahalenin ardından Sapanca Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Talihsiz çocuk, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Öte yandan, olayın meydana geldiği G.H. isimli işletmenin geçici ruhsatının 31.12.2024 tarihi itibari ile iptal edildiği ve şu anda da ruhsatının bulunmadığı öğrenildi. Ayrıca, müşteri girişlerini de Kimlik Bildirim Sistemi’ne (KBS) de zamanında yapmadığı tespit edilen işletme ile alakalı idari işlem başlatıldı.

Devamını Oku