38,8580$% 0.04
44,0565€% 0.42
52,1930£% 0.25
4.140,72%0,78
6.801,00%0,51
3.308,51%0,57
9.461,76%-0,55
฿%
$%
21 Mayıs 2025 Çarşamba
6 Temmuz’da yapılacak ALES/2 sınavı için başvurular bugün saat 23.59’da sona eriyor. Adayların ÖSYM AİS üzerinden başvuru yapması ve 850 TL sınav ücretini yatırması gerekiyor.
2025 ALES/2, 6 Temmuz’da gerçekleştirilecek. Adaylar ÖSYM AİS aracılığıyla elektronik ortamda başvurularını gerçekleştirebiliyor. Sınava girecekler için ise bugün kritik. Çünkü son başvurular bugün alınacak. Sınava girmek isteyen adaylar bugün saat 23.59’a kadar başvuru yapabilecek.
ALES SINAV ÜCRETİ NE KADAR?
6 Temmuz’da düzenlenecek sınava girmek isteyen adayların başvuru esnasında 850 TL yatırması gerekiyor.
Elektrik Üretim A.Ş.’ye (EÜAŞ) ait olup özelleştirme kapsam ve programında olan Çayırhan Termik Santrali ve santralin bağlı taşınmazlarının özelleştirilmesine yönelik ihale, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla kesinleşti. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı’na göre, özelleştirme ihalesini 20 milyar TL bedelle en yüksek teklifi veren Akçadağ İnşaat Enerji Madencilik A.Ş. kazandı.
Karara göre, santralin yanı sıra EÜAŞ’a ait Çayırhan Linyit İşletmesi ile bu tesislerin kullandığı EÜAŞ ve Maliye Hazinesi mülkiyetindeki taşınmazlar da satış kapsamına alındı. Ayrıca, EÜAŞ adına kayıtlı 23405 ve 30963 numaralı maden ruhsatlarının kapsadığı sahaların işletme hakkı da devredilecek.
İhale kapsamında Akçadağ İnşaat’ın yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, teminatının kamu lehine irat kaydedileceği ve özelleştirme hakkının, 19,9 milyar TL ile ikinci en yüksek teklifi veren Aslan Yapı ve Thirty Five Ortak Girişim Grubu’na geçeceği belirtildi. İkinci teklif sahibi de şartları yerine getirmezse, ihale iptal edilecek.
Söz konusu devir işlemleri, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülecek. Karar, 4046 sayılı Özelleştirme Yasası ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin geçici 8. maddesi uyarınca alındı.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Çayırhan’ın değerinin en az 80 milyar lira olduğunu, ihaleyle kamunun 60 milyar lira zarara uğrayacağını açıklamıştı. İşçiler özelleştirmeye karşı eylem yapmış, Ankara’ya yürümüş, açlık grevine girmişti.
TBMM Genel Kurulu’nda Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyenin yerine gelecek isimlerin belirlenmesi amacıyla seçim yapıldı. Yapılan oylama sonucunda; Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han, Cengiz Aydemir, Alişan Tiryaki seçildi.
Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyenin yerine seçilecek 15 aday, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda seçilmesinin ardından Genel Kurul gündemine geldi. Milletvekilleri Yargıtay üyesi kontenjanından 3, Danıştay üyeliği kontenjanından 1, avukat ve yükseköğretim üyesi kontenjanından ise 1 kişi seçti.
Yapılan birinci tur oylamada üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu hiçbir aday tarafından sağlanamadığı için ikinci tura geçildi. İkinci turda üye tam sayısını 5’te 2 çoğunluğu olan 360 milletvekilinin oyu arandı. İkinci turda da hiçbir aday için koşullar sağlanamadığı için üçüncü tura geçildi. Üçüncü turda en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulüyle kura çekildi.
Buna göre seçilen isimler; Fuzuli Aydoğdu, Hakan Yüksel, Seyfi Han, Cengiz Aydemir, Alişan Tiryaki olarak belirlendi.
Seçilen HSK üyeleri 4 yıl görev yapacak.
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Büşra Karadan, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından bu yana kentte yapılan protestolar ve gözaltı sürecinde yaşananlara ilişkin gözlem raporunu açıkladı.
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Büşra Karadan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alındıktan sonra tutuklanmasından bu yana Eskişehir’de yapılan protestolar ve gözaltı sürecinde yaşananlara ilişkin gözlem raporunu açıkladı.
Eskişehir Barosu tarafından görevlendirilen avukatların düşünce, siyasi görüş ve kimlik ayrımı yapmaksızın hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla gözlem faaliyetlerinde bulunduğunu söyleyen Karadan, hazırladıkları raporun arşivlerinde olduğunu, isteyen tüm kurumlarla paylaşabileceklerini ifade etti.
“Gözaltı işlemleri ve adli süreçleri ilk andan itibaren dikkatle izledik”
Avukatların hukuka aykırı uygulamaların önüne geçmek adına büyük bir özveriyle çalıştığını söyleyen Karadan, şöyle dedi:
“Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak mart ayından itibaren Eskişehir’de gerçekleştirilen barışçıl protesto gösterilerine yönelik güvenlik müdahaleleri, gözaltı işlemleri ve adli süreçleri ilk andan itibaren dikkatle izlemiş bulunmaktayız.
Gözaltına alınan ya da müdahaleye maruz kalan kişiler arasında farklı siyasi ve toplumsal eğilimlere sahip birçok yurttaşın bulunması, yaşanan mağduriyetlerin bireysel tercihlerden bağımsız, yapısal sorunlara dayandığını açıkça ortaya koymaktadır. Yapılan gözlemler ve tutulan resmi tutanaklar doğrultusunda hazırlanan ayrıntılı izleme ve değerlendirme raporumuzda; özellikle sürecin ilk günlerinde gözaltı sürelerinin uzatılması, avukata erişimde yaşanan güçlükler, gözaltı koşullarının yetersizliği, nezarethane hijyeni, özel sağlık ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi temel haklara dair ihlallerin tespit edilmiş ve raporlanmıştır.
“Müdafilerin gözaltı merkezlerine girişi geciktirildi”
Anayasa’nın 34. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. ve 11. maddesi kapsamında güvence altına alınan ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149 ve 150. maddelerinde düzenlenen müdafi yardımından yararlanma hakkı ve AİHS madde 3’te yer alan kötü muamele yasağı çerçevesinde değerlendirdiğimizde; bazı uygulamaların bu hakların kullanılmasını zorlaştırdığı görülmüştür. Ayrıca sürecin ilk evrelerinde gözaltı sürelerinin uzatılmasına ilişkin yeterli hukuki bilgilendirme yapılmaması, gözaltına alınan kişilerin müdafi talep etmeleri yönündeki haklarının gerektiği şekilde bildirilmemesi ve bazı durumlarda müdafilerin gözaltı merkezlerine girişinin geciktirilmesi gibi hususlar da tarafımızca tespit edilmiştir.”
Nezarethane koşullarına yönelik gözlemlerini de aktaran Karadan, “Nezarethane koşullarına dair gözlemlerimizde ise hijyen yetersizlikleri, barınma koşullarındaki eksiklikler ve sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan aksamalar özellikle dikkat çekicidir” diye konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kerkük ziyaretleri kapsamında Irak Türkmen Cephesi (ITC) Genel Başkanı Mehmet Seman Ağa’yı ziyaret etti. Ziyarette hem duygusal hem de siyasi mesajlar veren Davutoğlu, Kerkük’ün hem kişisel tarihinde hem de Türkiye’nin dış politikasında özel bir yere sahip olduğunu söyledi.
Ahmet Davutoğlu, Kerkük ziyaretleri kapsamında Irak Türkmen Cephesi (ITC) Genel Başkanı Mehmet Seman Ağa’yı ziyaret etti. Konuşmasında, Kerkük’ün Orta Doğu barışının anahtarı olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Kerkük’te huzur yoksa Irak’ta huzur olmaz. Irak’ta huzur olmazsa Orta Doğu’da huzur olmaz” sözleriyle bölgedeki barışın Kerkük’ten başladığını ifade etti. Türkmenlerin, Kürtlerin ve Arapların barış içinde yaşamasının önemine değinen Davutoğlu, Kerkük’ün geçmişte olduğu gibi bugün de kardeşliğin simgesi olması gerektiğini belirtti.
3 Ağustos 2012’de 75 yıl aradan sonra (Tevfik Rüştü Aras’tan sonra) Dışişleri Bakanı olarak Kerkük’ü ziyaret eden ilk Türk yetkili olduğunu hatırlatan Davutoğlu, o dönemde de güvenlik risklerine rağmen bölgeye gitmekte tereddüt etmediğini belirterek, “Ben Kerkük’e gideceğim” diyerek verdiği kararı bugün hâlâ gururla taşıdığını söyledi.
“Bir olduğumuzda kimse bize yanaşamaz ama bölündüğümüzde zayıf düşeriz”
Ziyaretleri sırasında Kerkük Üniversitesi’ne de giden Davutoğlu, rektör İmran Bey ile görüştüğünü ve üniversitede ders verme sözü verdiğini dile getirdi. Kerkük’ün diğer Irak şehirlerine kıyasla daha fazla gelişime ihtiyacı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türkiye’deki iş insanlarına da çağrıda bulunarak, “Sermayenizin yarısını Kerkük’e yatırın” mesajı verdi. Türkmen toplumunun birlik içinde hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, “Büyük davalar küçük ihtilafları taşıyamaz. Bir olduğumuzda kimse bize yanaşamaz ama bölündüğümüzde zayıf düşeriz” diyerek özellikle seçim sürecinde beraberlik vurgusu yaptı.
Valilik süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, hiçbir kesimin dışlandığı bir yönetimin başarıya ulaşamayacağını belirterek, “Türkmenlerin dışlandığı bir süreç kimseye fayda getirmez, Kürtlerin dışlandığı bir süreç de aynı şekilde zarar verir. Herkesin onayının olduğu bir seçim yapılmalı” dedi. Ziyaretinin sonunda çocukluğunda babaannesinden dinlediği Türkmen duasını paylaşan Davutoğlu, “Oğlunla ordu, kızınla oba olasın” diyerek sözlerini tamamladı ve resmi görevi olmasa da Türkmen davasına yürekten bağlı olduğunu yineledi. Davutoğlu, “Bu bir yürek görevi. Tarih bize bu misyonu yükledi” ifadelerine yer verdi.