38,4304$% 0.04
43,8007€% 0.07
51,5220£% 0.53
4.116,73%0,42
6.762,00%-1,04
3.325,51%0,20
9.306,96%-1,33
3603224฿%-0.13641
38.44$%0.01289
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Jeopolitik kırılmalar, iklim değişikliği, teknolojik dönüşüm, tarımın varoluşsal sorunları ve ticaret savaşları bizi yeni bir döneme taşımaktadır. Sektörümüz, küresel, dönemsel ve varoluşsal riskler ile sınanmaktadır. Alışılagelmiş, kabul edilmiş ve sıradanlaşmış metotlarla değil, yeni bir bakış açısıyla ve istişareyi öne çıkararak önümüzdeki dönemi planlamamız gerekmektedir” dedi.
Yumaklı, Orman Genel Müdürlüğünde düzenlenen “4. Tarım ve Orman Şurası”na katıldı. Burada konuşan Yumaklı, şunları söyledi:
“Tarım, orman ve su sektörümüzün geleceğine ışık tutacak 4. Tarım ve Orman Şurası’nın startını vereli 88 gün olmuş. Bugün de farklı disiplinlerde bir araya gelen konu uzmanlarımızla artık sektörümüzün bundan sonraki on yıllarına şekil verecek ve üç gün sürecek şuramız toplanmış olacak. ‘Türkiye Yüzyılı’nı, Bereketin Yüzyılı yapma’ vizyonuyla birçok alandan paydaşlarımız katkılar verdi. Farklı fikirlerin harmanlandığı, istişare kültürüyle bugüne gelinen tarım, orman ve su politikalarımzın geleceğine yön verecek olan, haritalar oluşturacak olan, rehberlik edecek olan şuranın hayırlı olmasını diliyorum.
“Bunu ülkemiz adına büyük bir zenginlik olarak kabul ediyoruz”
Sivil toplum kuruluşlarından akademiye, araştırma kurumlarından özel sektöre kadar birçok grup bir bütünün parçalarıdır, biz buna inanıyoruz. İşte bir bütünün parçası olan tüm unsurlar 4. Tarım ve Orman Şurası’nda bir araya geldi. Bunu ülkemiz adına büyük bir zenginlik olarak kabul ediyoruz. Dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini hepimiz müşahede ediyoruz. Değişimleri algılayıp buna adapte olmak ve bu zemini oluşturmak zorundayız. Bu noktada elbette bu tür çalışmalar değişimin hızını yakalamak için son derece önemli bir fırsattır. Bu hızı yakalamanın ilk şartı da rekabet gücü yüksek ve sürdürülebilir üretim yapısına sahip bir tarım sektörüdür. İklim değişikliğine dayanıklı bir ormancılık, biyoçeşitliliği muhafazası ve bütün hedeflerin gerçekleşmesi için mutlaka gerekli olan su kaynaklarımızı korunması…
“Şuramız, tüm paydaşların aynı hedefe odaklanmasını sağlayacak bir bakış açısı sağlayacak”
Aslında birbirinin içine geçmiş, aynı zamanda tek bir sektör olan üç ayrı sektörü konuşuyoruz; tarımı, ormanı ve suyu. Bu sektörlerin her birinin içerisinde birçok konu, her konuda da birbirinden farklı düşünen birçok grup var. Şuramız her bir grubun tek başına ve kapsayıcı olması imkansız bir çözüm seti sunması yerine, sonucunda çıkacak ortak kararlarla, sorunlara bütüncül bir bakış açısı getirecektir. Bu anlamda şuramız, tüm paydaşların aynı hedefe odaklanmasını sağlayacak bir bakış açısı sağlayacaktır. Bu hedeflerin geniş bir kitle tarafından takibinin yapılacak olması da bizim için ayrıca bir motivasyon kaynağı olacaktır. Şurada alınan kararların uygulanması konusunda kesin ve net bir irademiz olduğunun altını çizmek istiyorum.
“Parçası olduğumuz ekonomik yönetim sistemi değişiyor, yönetişim sistemi değişiyor ve dönüşüyor”
Dünyada ve ülkemizde tarım sektörü çok önemli bir dönüşüm içinde. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan kural bazlı ve çok taraflı ticaret sistemi günümüzde önemli kırılmalar yaşıyor. Parçası olduğumuz ekonomik yönetim sistemi değişiyor, yönetişim sistemi değişiyor ve dönüşüyor. Dünyadaki gelişmeler mevcut konfor alanımızdan çıkmak için bizleri her geçen gün çok daha fazla zorluyor.
Sizin de bildiğiniz gibi Türkiye, kalkınmasınını 1962’den beri planlı olarak sürdürmektedir. Kalkınma planları, orta vadeli program, stratejik planlar, yıllık programlar, tematik programlar ve planlar ve programlar, ülkemizde tarım sektörünün de içinde olduğu ekonomik yapının temelini oluşturmaktadır. Jeopolitik kırılmalar, iklim değişikliği, teknolojik dönüşüm, tarımın varoluşsal sorunları ve ticaret savaşları bizi yeni bir döneme taşımaktadır. Sektörümüz küresel, dönemsel ve varoluşsal riskler ile sınanmaktadır. Alışılagelmiş, kabul edilmiş ve sıradanlaşmış metotlarla değil, yeni bir bakış açısıyla ve istişareyi öne çıkararak önümüzdeki dönemi planlamamız gerekmektedir.
Türkiye’de tarım ve orman sektörü sağlam, sürdürülebilir ve kuvvetli bir yapı üzerine oluşturulmuştur. Bu temelin sütunlarından en önemlisi kadimden gelen tarımsal üretimimizin verdiği bilgi ve tecrübesiyle üreticilerimizdir.
“Ülkemizde 78,5 milyon hektarlık bir arazi mevcudu var”
Ülkemizde 78,5 milyon hektarlık bir arazi mevcudu var. Bu arazinin 24 milyon hektarı tarım arazisi. 23,4 milyon hektarı da orman alanlarına sahip. 14,6 milyon hektarı mera arazisi, yaklaşık 2 milyon hektarı da su yüzeyi. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde ülkemizin, topraklarımızın ve doğal kaynaklarımızın yüzde 80’inden fazlasının, bakanlığımız ve sektörlerimizin faaliyet alanına girdiğini söylemek mümkün. Bu şura, herhangi bir şeyin sonu değil, belki de birçok hususun başlangıcı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporlarında sıklıkla dile getirdiği üzere, dünya tarım, gıda ve tedarik üretim zincirinde büyük bir kırılma meydana geldi. Bunun bir endişe kaynağı olduğunu hepimiz çok yakından takip ediyoruz. Sahip olduğumuz doğal kaynaklar, üretimden gelen gücümüz, bilgiye dayalı bakış açımız ve istişareyi öne çıkaran yönetim anlayışımız, inanıyorum ki bizi bu kırılmadan avantajlı olarak çıkaracaktır.
‘Yeni normal’ olarak ifade edilen bu süreç, bizim için yeni fırsatlar oluşturacaktır. Bu yeni fırsatları yakalamak için son dönemde birçok yeni düzenlemeyi hayata geçirdik. Bunlardan en önemlisi ‘Tarımsal Üretim Planlaması’ idi.”
Bakan Yumaklı’nın konuşmasının ardından şuraya katkı sunan paydaşlara plaket verildi.
İstanbul depremi öncesi kafaları karıştıran yoğun gaz kokusu!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.