İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Buğra Kavuncu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, eski ramazanlarda bereketli iftar sofralarının kurulduğunu ancak Türkiye’nin bugünkü ekonomik şartlarında bu sofraların kurulamadığını söyledi.

İPA’nın yapmış olduğu araştırmaya göre gıda enflasyonunun en yüksek olduğu İslam ülkesi Türkiye şeklinde konuşan Kavuncu, gıda enflasyonu rakamının yüzde 41.76’lara çıktığını vurguladı. Savaşın yıktığı Filistin’de bile enflasyonun yüzde 21’ler civarında olduğunu belirtti. İstanbul’da temel ürün gruplarında 2024 ramazanında mutfak harcamaları 7 bin 249 lira tutarken bu yıl 10 bin 565 liraya çıktığını, Ramazan pidesinin son iki yılda İstanbul’da yüzde 150 zamlandığını ifade etti. ‘Aile ile birlikte gelin iftarı bu akşam dışarıda yapalım’ gibi bir cümle sanırım Türkiye’de hiçbir evde kurulmuyordur’ dedi.

Asgari ücret ve emekli aylıklarının da giderek eridiğini kaydeden Kavuncu, şunları ifade etti.

“Asgari ücrete bakıyoruz. Enflasyonist ortamda öyle bir hale geldi ki rakamlar, yılbaşından bu yana geçen iki ayda asgari ücretin alım gücü 1257 lira eriyerek 22 bin 104 liradan, 20 bin 577 liraya düştü. Yani artık asgari ücret net olarak 22 bin 104 falan değil. Son iki ayda yaşadığımız enflasyondan dolayı 20 bin 577 lira. En düşük emekli maaşı 14 bin 469 liraydı. Son iki aydaki enflasyon rakamlarını hesap edecek olursanız, bu da tam 999 lira eriyerek 13 bin 470 liraya inmiş. Yani en düşük emekli maaşı artık 14 bin 469 değil, 13 bin 470 lira. Vatandaşa büyük bir lütuf gibi sunulan bu zamlar artık eridi, bitti ve yok oldu” ifadelerini kullandı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 3 Mart’ta yayınladığı raporu ele alan Kavuncu sözlerine şöyle devam etti:

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 3 Mart’ta yayınladığı raporda 2024 yılında aşırı yoksulluk sınırının altında yaşayan hane sayısı 3.6 milyona yükselmiş. Sosyal yardım harcamaları ise bir önceki yıla göre yüzde 61 artarak 491.7 milyar TL’ye çıkmış. Bunlar bakanlığın kendi verileri. Aşırı yoksulluk sınırının altında yaşayan insanımızdan bahsediyoruz burada. Bir insanın, bir çocuğumuzun, evlatlarımızın yaşayabilmesi için ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaçları karşılamakta çeyrek milyon yavrumuz zorluk çekiyor” dedi.

Yargılandığı davadan beraat eden Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın içeride boşu boşuna 35 gün tutulduğunu belirten Kavuncu;

“Hayatından 35 gününü çaldılar. Bir örnektir Suat Toktaş. Ama Suat Toktaş gibi bu ülkede sırf hükümetin hoşuna gitmediği sözlerden dolayı gözaltıyla korkutulmaya, sindirilmeye çalışılan bir sürü insan var” dedi.

Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Kavuncu, “Biz, yaşanan sürecin sağlıklı, doğru bir süreç olduğunu düşünmüyoruz ve bu sürece itirazlarımızı belli başlıklar altında yaptık. Türkiye’yi bir terör örgütü liderinin iki dudağının arasına mahkum edecek hale getirecek bir yaklaşım kabullenebileceğimiz bir durum değildir. Millet iradesinin önüne bir terör örgütü liderini koyacak yaklaşım kabul edebileceğimiz bir konu değildir.”

Kavuncu, “Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısının tüm grupları kapsayıp kapsamadığına” dair soru üzerine, şunları kaydetti:

“Orası muallakta kalan bir nokta. Çünkü çelişkili açıklamalar var. Sırrı Süreyya Önder’in yapmış olduğu açıklamayla, Meral Danış Beştaş’ın yapmış olduğu açıklama birbiriyle uymuyor. DEM Parti içerisinde bile o mektuptan ne anlaşıldığına dair bir fikir birliği yok. Birisi diyor ki ‘tamamını kapsıyor’, öteki diyor ki ‘YPG’yi hiçbir şekilde kapsamıyor.’ PKK’nın, YPG’nin, PYD’nin tamamının birbiriyle iç içe geçtiğini, birinin ötekinden ayrı olmadığını Türkiye’deki artık tüm vatandaşlar biliyor. Böyle bir süreçte, bu konunun açıkta bırakılmış olması, aslında niyetin ne olduğunun, önümüzdeki süreçte nasıl bir durumla karşı karşıya kalacağımızın net göstergesi “ifadelerini kullandı.