38,2552$% 0.34
43,8333€% 0.15
51,0885£% 0.12
4.075,24%0,33
6.682,00%0,64
3.326,81%0,01
9.317,24%-0,84
฿%
$%
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, AYM’nin Can Atalay için verdiği ihlal kararının Meclis’te okutulması ardından başlayan tartışmalara ilişkin “Siz bu ülkede, bir hukuk devleti kimliğinin ya da hukukun üstünlüğünün tesis edilmesini istiyorsanız, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyacaksınız” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde cezaevlerinde 59 bin 429 tutuklu bulunduğunu, bu rakamın bugün 420 binlere yaklaştığını belirten Çömez, “23 yıl iktidarda kalacaksınız ve cezaevlerindeki mahkum sayısı bu kadar dramatik bir şekilde artacak. Bunun sorusunu öncelikle kendinize sormanız ve millete hesap vermeniz icap eder” dedi.
2024 yılında 41 bin 488 çocuğun mahkum olduğuna işaret eden Çömez, “Bir ülkenin 1 yıl içerisinde 40 binden fazla evladı hapse mahkum oluyorsa; iktidar sahiplerinin, o ülkeyi yönetenlerin uyumaması lazım. Kendi çocuklarına her türlü ihtimamı gösteren, her türlü bakımı gösteren, her türlü desteği katkıyı sağlayan, yeri geldiğinde yurt dışlarında eğitimini yapan bu güruh sokaklarda açlığa, sefalete, yokluğa ve suça sürüklenmiş çocuklardan maalesef haberdar değil” şeklinde konuştu.
Çömez, iktidarın 2025 yılı için 700 bin metrekareden fazla 11 cezaevinin yapımını planladığını ve 2027 sonuna kadar da cezaevleri için 23 buçuk milyar lira bütçe ayrıldığını ekledi.
“Bu ülke ne zaman bu hale geldi?”
2010 yılında 83 bin olarak gerçekleşen suça sürüklenen çocuk sayısının 2022 yılında 206 bine 2023’te ise 178 bine yaklaştığına işaret eden Çömez, “Resmi istatistiklerin bize vermiş olduğu çok vahim bir tablo daha var. 2023 yılında 25 bin 700 yavrumuza bu ülkede cinsel istismar yapılmış. Medeni bir ülkede, eğer bir tek yavruya cinsel istismar yapılmış olsa o ülke ayağa kalkar. Bizim sadece 2023 yılında tam 25 bin 700 yavrumuza cinsel istismar yapılmış. İstisnasız her hafta haberlerle karşılaşıyoruz. Yargıya intikal etmemiş, hakkında işlem yapılmamış ne kadar yavrumuz var onu bilmiyoruz.” dedi.
Bandırma’da bir cami imamının 4 kız çocuğuna tecavüz ettiği suçlamasıyla yargılandığını hatırlatan Çömez, “Allah aşkına bu ülke ne zaman bu hale geldi?” diye sordu.
“Temel sorumlu bu ülkeyi yönetenlerdir” diyen Çömez, “Arkasında sosyolojik sebepler, açlık, sefalet, yoksulluk ve giderek artan tırmanan suç ve mafyanın ve tabii ki uyuşturucunun olduğunu tahmin etmek güç değil” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanlığı raporlarına göre geçtiğimiz yıllarda zorla çalıştırılan 50 binin üzerinde çocuk tespit edildiğini dile getiren Çömez, “Allah aşkına bu ülkenin çocuklarını zorla çalıştırmaya, açlığa, sefalete, yoksulluğa mecbur bırakmak kimin haddine? Kim nasıl olur da böyle bir sürece göz yumar?” ifadesini kullandı.
“Yaşananlar tek adam rejiminin nelere mal olduğunun bir göstergesi”
İçişleri Bakanlığı’nın bugün düzenlediği uyuşturucu operasyonuna değinen Çömez, “Sabahın erken saatlerinde bakanlığa ait araçların çakallarla poz vermesi eleştireceğimiz bir konu. Devlet meydan okuyarak çalışmaz. Meydan okunacak yer dış politikadır. Devlet işini yapar, gereğini yapar ve sükunetle adaletin, hakkın ve hakikatin tesisi için gayret sarfeder” dedi.
Çömez, şöyle devam etti:
“Günlerdir tartışılıyor. Ankara’da polislerin izinleri durdurulmuş. Civar illerden polisler Ankara’ya transfer ediliyormuş. ‘Acaba partilere kayyum mu atanacakmış. Acaba bazı belediyelere operasyon mu yapılacakmış. Acaba yine sabahın köründe insanların kapısı çalınacakmış’ diye gereksiz spekülasyonlar aldı başını gitti. Bunların oluyor olması Türkiye’de sistemin nasıl çalıştığının ya da Türkiye’de düzenin ne hale geldiğinin, tek adam rejiminin nelere mal olduğunun bir göstergesi”
“Siz nasıl bir ülke tesis ettiniz?”
Operasyon kapsamında 525 torbacı olarak tabi edilen uyuşturucu satıcının yakalandığını bunlardan 110’nun çocuk olduğunu söyleyen Çömez, “Siz nasıl bir ülke tesis ettiniz? 110 çocuk sokaklarda torbacı olmuş ve kendi arkadaşlarını zehirleyen alçak bir mekanizmanın parçası durumuna gelmişler. Az önce bahsettiğim rakamları arka arkaya koyduğumuzda, bugün yapılan operasyonda ortaya çıkan tabloyu da göz önünde bulundurduğumuzda vahameti ve vahametin ciddiyetini anlamamız zor değil” değerlendirmesini yaptı.
Cumhuriyet başsavcılıklarının verilerine göre; 2024 yılında 433 bin 482 kişiye uyuşturucuyla ilgili işlem yapıldığını aktaran Çömez, “Korkunç bir şey. Bu ülkede bu kadar çocuk tecavüzü, bu kadar çocuk istismarı, bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, soygun, böylesine bir uyuşturucu düzeni nasıl kuruldu. Yarım milyona yakın kişiye işlem yapılmış bu ülkede. Orta ölçekli bir Avrupa kenti nasıl oldu da bu hale geldi?” diye sordu.
Çömez, “Bu vahim tablo, bu çeteler, bu torbacılar ve arkasındaki o inanılmaz güçler, mafya ve yurt içi yurt, yurt dışı uzantıları oldukça; inanın ne size ne bize ne sokaklardaki gençlerimize, yavrularımıza ve istikbalimize bir güven yok. Bu Türkiye’nin vahim bir gerçeği. Çocukların içine düştüğü durum, cezaevlerindeki mahkumların giderek artan rakamı, öte yandan sokaklardaki uyuşturucu faciası. Bunu konuşmak, bunu tartışmak lazım. Sabahtan akşama, siyasi spekülasyonlar ve iktidarın ona buna parmak salladığı gündemler yerine Türkiye’nin gerçek gündemiyle hepimizin meşgul olması lazım” diye ekledi.
Bütçe giderlerindeki artış
Bütçe giderlerinin geçen yılın ilk 3 ayına göre yüzde 45 artışla 3 trilyonun üzerinde gerçekleştiğini, 2024 yılının ilk 3 ayında 250 milyar olarak kayıtlara geçen faiz giderlerinin de bu yıl yüzde 85’lik artışla 464 milyar liraya yükseldiğini aktaran Çömez, “Türkiye 2025 yılı için 1 trilyon 950 milyar liralık bir faiz öngördü. Bu faiz saatlik 222 milyon lira. Bu korkunç bir şey. Yabancı tefeciye ödenen faizle millet giderek fakirleşiyor. Millet giderek daha da açlığa ve sefalete terk ediliyor. Yavrularımız bundan dolayı açlığa, sefalete, sokaklara ve suça sürükleniyor” dedi.
Çömez, 2024’ün ilk 3 ayında 513 milyar lira olarak gerçekleşen bütçe açığının da 2025’te 710 milyar liraya yükseldiğini ekledi.
“Türkiye yeniden bir ek bütçe yapmak zorunda kalacak”
2025 bütçesinde hedeflenen bütçe açığının 1 trilyon 930 milyar lira olduğunu hatırlatan Çömez, “Ama bu rakamlar bu şekilde devam ederse bu 3 trilyonu bulacak. İktidarın 2025 itibariyle hazırlamış olduğu ve onaylamış olduğu bütçe hiçbir zaman hayata geçmeyecek ve göreceksiniz sonbahar gelmeden Türkiye’ye yeniden bir ek bütçe yapmak zorunda kalacak. Faizin pençesinde inim inim inleyen ülke, bir anlamda halkını, milletini, toplumunu daha da fazla sefalete sürükleyecek” şeklinde konuştu.
Proje okullardaki atamalar: “Bıkmadınız mı haksızlık yapmaya?”
Proje okullardaki öğretmen atamalarına değinen Çömez, “Kimi, neye göre, nereye gönderiyorsunuz? Tayinler için hangi kriterleri öne çıkarıyorsunuz?” diye sordu.
Balıkesir’in Edremit ilçesindeki Şehit Mustafa Serin Fen Lisesi’nde yaşananlara işaret eden Çömez, “Burada 40 öğretmenimiz vardı. Bunlardan 24 tanesi 8 yıllık dönemi doldurdu. Beklenen nedir? Standartları ve uygulama prensiplerini ortaya koyarsınız ve onları da mağdur etmeyecek bir politika üretirsiniz. Peki bakanlık ne yaptı? Bu 24 öğretmenin 11 tanesini tayin etti. Peki 8 yılı dolmuş olmasına rağmen bir yere gönderilmeyen öğretmenlerin ortak özellikleri ne? Hepsinin bir tek ortak özelliği var. Eğitim Bir Sen Üyesi olmaları. Bunlardan bir tanesi de Edremit’teki Eğitim Bir Sen’in başındaki şahsın eşinin olması, bir başkasının da eski içişleri bakan yardımcısının kardeşinin olması. Allah aşkına siz bıkmadınız mı yandaşlık yapmaya? Bıkmadınız mı bu ülkenin insanlarına haksızlık yapmaya?” diye ekledi.
AYM’nin Can Atalay kararının okutulması
Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çömez, AYM’nin Can Atalay için verdiği ihlal kararının Meclis’te okutulması ardından başlayan tartışmaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Bir an önce özgürlüğüne kavuşması ve Hatay iradesinin parlamentoda yeniden tecelli etmesi için gereğinin yapılması şart. Anayasa Mahkemesi, ‘Can Atalay milletvekilliğine geri dönsün’ dedi. Eğer siz bu ülkede bir hukuk devleti kimliğinin ya da hukukun üstünlüğünün tesis edilmesini istiyorsanız, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyacaksınız. Sayın Erdoğan’ın bir zamanlar dediği gibi ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum’ diyorsanız, o zaman bu ülke anayasal, demokratik bir rejim değildir”
Kararın tutanaklarda yer almamasına da değinen Çömez, “Böyle bir düzen ve uygulama olur mu? Savaşı yönetmiş Gazi Meclisi’n çatısı altında yapılmış bir konuşma, okunmuş bir Anayasa Mahkemesi kararı sisteme konulmuyor” diye ekledi.
Turgut Özal’a, vefatının 32. yılında anma töreni
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.