DOLAR

39,3022$% 0.32

EURO

44,9570% 0.28

STERLİN

52,9693£% -0.2

GRAM ALTIN

4.147,84%-0,55

ÇEYREK ALTIN

6.724,00%0,36

ONS

3.288,72%-0,86

BİST100

9.019,57%-1,65

BİTCOİN

4103531฿%-0.96791

TETHER

39.21$%-0.0936

Ankara HAFİF YAĞMUR 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Tivi 6
  • Gündem
  • Dervişoğlu: “Batı emperyalizmi yaşama geçiremediği Sevr’in intikamını alıyor”

Dervişoğlu: “Batı emperyalizmi yaşama geçiremediği Sevr’in intikamını alıyor”

ad826x90

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye sloganıyla ambalajlanan süreç, anayasa değişikliğine ve bu değişikliğe bağlı olarak Erdoğan’ın yeniden aday olmasına yönelik bir süreçtir” dedi. Türkiye’nin uzun vadede büyük problemlerle karşılaşabileceğini vurgulayan Dervişoğlu, terör örgütü PKK’nın sözde fesih bildirisinde Lozan’ın hedef alındığına işaret ederek “Batı emperyalizmi yaşama geçiremediği Sevr’in intikamını alıyor” değerlendirmesini yaptı. Sözcü TV’de gündeme dair soruları yanıtlayan Dervişoğlu’nun gündeminde infaz düzenlemesi de vardı.

ad826x90

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu SZCTV ekranlarında İpek Özbey’in moderatörlüğünde Serap Belovacıklı, Özlem Gürses ve Senem Toluay Ilgaz’ın sorularını yanıtladı.

‘’HAKİKATİ SUSTURAMAYAN EKRANLARI KARARTIR’’

SZC TV’ye verilen 10 günlük ekran karartma cezasını eleştiren İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; ‘’ Hakikatler susturulamazsa yayınlar susturuluyor. Son derece üzüntü verici bir durum. Hem basın özgürlüğü hem de halkın haber alma hakkının kısıtlanması açısından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sıfatıyla son derece üzgünüm. Tüm bunlar demokratik toplumda yaşanmaması icap eden meseleler. Bunların sıklıkla gündeme gelmesi de hükümetin demokrasiye bakışının sorgulanmasına vesile oluyor. Ben mahkemeden çıkacak kararın gecikmeden hatayı telafi edecek bir karar olmasını temenni ediyorum. Kaygılarım var Türkiye’de hukuk ve adaletin toplumsal beklentiye cevap verecek bir biçimde hakimiyet alanı tesis ettiğine inanmıyorum. Adaleti bekliyoruz ama adaletin tecellisine dair olan inancımız zayıflıyor. Bu kapsamda yayın karartma cezası almış SÖZCÜ TV’ye geçmiş olsun diyorum. Burada çalışan emekçilere sizler gibi kıymetli gazetecilere bir ders olarak algılanmamalı. Hayatımızın bazı döneminde aleyhimize alınan cezaların bir şeref madalyası gibi algılanması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.

‘’MECLİS KAPALI KAPILAR ARKASINDA PLANLANAN BU OYUNUN FİGÜRANI YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR’’

ad826x90

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; ‘’SDG hâlâ oyalama taktiklerine devam ediyor’’ sözlerine ilişkin ‘’Süreçte sıkıntı mı yaşanıyor?’’ sorusuna Dervişoğlu; ‘’ Bu ifadelerine baktığımda gördüğüm şu; demek ki hükûmete birtakım teminatlar verilmiş ama Sayın Cumhurbaşkanı onların beklentilerine uygun bir biçimde gerçekleşmediğini ifade etmiş. Öyle ise bu sürecin en başından itibaren bizim yaptığımız uyarılar çerçevesinde bir kere daha ele alınması lazımdır diye düşünüyorum. Çünkü her şey kapalı kapılar ardında sürdürülüyor. Kamuoyu, STK’lar, Meclis kapalı kapılar arkasında planlanan bu oyunun figüranı yapılmaya çalışılıyor. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi olup biten yanlışlıkların suç ortağı konumuna taşınmak da isteniyor. Anlaşılan o dur ki terör, terörist, terörizm kavramları arasındaki farkı bir türlü idrak edemezseniz, toptancı bir tarih şuuruyla yaklaşmayan, yaşadığımız coğrafyanın jeopolitiğinden bir haber, uzun vadede neler getirebileceğini kestiremeyen devlet yöneticilerinin atmış olduğu adımlar var. Yani ben bu süreç ne kadar allanıp pullanırsa pullansın milletin beklentisine cevap verebilecek bir biçimde sonuçlanacağına inanmıyorum.’’ dedi.

’DEVLET BAHÇELİ, ABDULLAH ÖCALAN’IN TALEBİNİ YERİNE GETİRİYOR’’

KCK’nın; ‘’Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmazsa silah bırakmayız.’’ açıklamasını değerlendiren Dervişoğlu, 2013 yılında yaşanan Açılım Süreci’nde terörist başı Öcalan’ın Türk Milliyetçilerini ikna etmeden sürecin gerçekleştirilemeyeceği ifadelerini hatırlatarak; ‘’Abdullah Öcalan’ın bir talebini yerine getiriyor bahsettiğiniz siyasi partinin genel başkanı. (Devlet Bahçeli) Daha sonraki süreçlerde de işte ‘komisyon kurulmalı’ derken diasporası olan bir örgütün uzun vadede Türkiye’nin başına bela olacak ve bir hakikat komisyonu gibi sürecin algılanmasını temin edecek adımların atılması da Abdullah Öcalan tarafından arzulanıyor. Yani onu da dinlendiren aynı kişi.) ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin; ‘’Abdullah Öcalan TBMM’ye gelsin, konuşsun.’’ İfadeleriyle başlayan sürecin, Abdullah Öcalan’ın affını temin edebilmek için olduğunu vurgulayan Dervişoğlu; ‘’İçinde ‘umut hakkından yararlansın’ ifadesi de var. Dolayısıyla Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması beklentisini güncelleyen ifadelerdir bunlar. Dolayısıyla çatı örgütü sayılan KCK’nın da böyle bir talebi Türkiye’nin önüne koyması kadar doğal bir şey olmaz. Ama hep söylüyorum, Milliyetçileri temsilen sadece bir siyasi partinin genel başkanının ifadeleri, partisinin isminin önünde milliyetçi var diye Türkiye ve Türk milleti için yeterli değildir.’’ diye ekledi.

ad826x90

‘’BATI EMPERYALİZMİ, YAŞAMA GEÇİREMEDİĞİ SEVR’İN İNTİKAMINI ALIYOR’’

‘’Terörsüz Türkiye’’ sürecine dair konuşan Dervişoğlu; ‘’Şimdi bu ‘barış süreci, terörsüz Türkiye’ altın kutusuyla sunulan zehrin uzun vadedeki sonuçları da Türkiye’yi ziyadesiyle sıkıntıya sokuyor. Yani bu hükümet belki bir anayasa değişikliğiyle Sayın Erdoğan’ı ömrü boyunca Cumhurbaşkanı yapabilecek zamanı kazanacaktır ama Türkiye uzun vadede çok büyük bir belayla muhatap kılınacaktır çünkü PKK sözde fesih kongresini toplamadan önce PKK diasporası, Kürt diasporası adıyla Avrupa’da toplantı yaptı. Sözde fesih kongresi gerçekleşti, Diyarbakır’da bir toplantı yaptı. Şimdi baktığınızda aslında Batı emperyalizmi, yaşama geçiremediği Sevr’in intikamını alıyor. Zaten sözde fesih kongresinden sonraki bildirgede de ilk atıf Lozan’a yapılıyor.’’ dedi.

‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ İSTEMİYORLAR’ DENMESİ BÜYÜK BİR AYIPTIR’’

Süreçle ilgili kaygılarını dile getiren Dervişoğlu; ‘’Terörsüz Türkiye’den kim rahatsız olabilir? Terörsüz Türkiye’yi en çok benim yaş kuşağım arzular. Türkiye’de benim yaş kuşağımın siyasi ayrım bulunmadan söylüyorum ‘Terörsüz Türkiye’yi istemiyorlar’ denmesi büyük bir ayıptır. Dönemin devrimcileri içinde ülkücüleri için de ben bunları telaffuz ediyorum. Bu ayrışmalardan nemalanmak yerine birleştirici bir söylem geliştirmemiz gerekiyor.” dedi.

‘’TÜRKİYE’NİN BAŞINA UZUN VADEDE BELA OLACAK BİR SÜRECİ DEVLET AKLI DİYE TANIMLAYABİLMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR’’

Yürütülen süreçte devlet aklının etkisi olup olmadığı sorulan Dervişoğlu; “Burada her şey olabilir ama burada bir devlet aklı planlıyor tereddütüne asla katılmam. Türkiye Cumhuriyeti Devleti iki imparatorluğun bakiyesi üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Türkiye’nin başına uzun vadede bela olacak bir süreci devlet aklı diye tanımlayabilmemiz mümkün değildir.’’ dedi.

‘’YÖNETTİĞİ DEVLETLE BARIŞAMAYAN BİR İKTİDAR YAKLAŞIK 25 YILDIR İŞ BAŞINDA’’

Dervişoğlu şöyle devam etti: ‘’Bu ülke kurulduğundan beri üzerinde konuşulan vesayet kavramı var. Bir vesayetten diğer bir vesayete sörf yapan bir devlet anlayışı var. Cumhuriyet 100 yıllık ve yönettiği devletle barışamayan bir iktidar da yaklaşık 25 yıldır iş başında. Dolayısıyla 100 yıllık Cumhuriyetimizin 25 yılını bu iktidar yönetti. Bu dönem içerisinde bir türlü barışamadığı bir durum var.”

‘’DEVLET KENDİSİYLE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ EŞİTLİYOR’

Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın; ‘’Birlik olmazsak birlikte yok olacağız. Öyle bir denklem ki Ortadoğu’da sınırlar değişti. Netanyahu başlarken bütün sınırlar değişti.’’ ifadelerinde devlet aklının devreye girip girmediği sorusuna Dervişoğlu; ‘’Eğer bu pencereden bakıyorsanız bu Türkiye’nin sıkışmışlığına işaret eder. Tuncer Bakırhan’ın bir şey söylemesine gerek yok. Bir terörist örgütün üst düzey yöneticisi; ‘Türkiye öyle bir ittifakın içinde ki onların söylediklerini şayet yapmazlar ise sonları Osmanlı’dan kötü olur’ diyor. Doğrudan doğruya tehdit ediyor. Bunu düzeltmek için bunu diyen adamlarla masaya oturmak makul bir yöntem ise o zaman bu aklın arkasında devletin kendisini müdafaa etmek üzere oluşturduğu bir strateji vardır diyebiliriz ama devlet onu yapmıyor ki. Üzülerek söylüyorum, devlet kendisiyle terör örgütünü eşitliyor yanlış stratejileri münasebetiyle.’’ dedi.

‘’BU KADAR KOLAYDI MADEM 23 SENEDİR İMRALI’DAKİ CANİ BAŞINA SİLAH BIRAKTIRMA TALEBİNİ NİYE GÖTÜRMEDİNİZ?’’

Terörsüz Türkiye sürecinin toplumsal boyutunu ele alarak konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Bu ülkenin ürettiğinin %90’ını %10’luk bir kesim alıyor, geri kalan %90’ı da kalanı paylaşıyor. Ben ona da terör tanımlaması yapıyorum. Tenceresini kaynatamıyorsa bir emekli mutfakta terör var demektir. Bir çocuk yatağa aç gidiyorsa orada terör var demektir. Biz terör deyince bütün bunlar acaba neyin birikiminden kaynaklandığını araştırmamız icap eden bir şey değil bu. Türkiye doğru yönetilmiyor. Bu, bu kadar basitse bu ülke terörü sıfır noktasında teslim aldı. Bu kadar kolaydı madem 23 senedir İmralı’daki cani başına silah bıraktırma talebini niye götürmediniz?’’ diye konuştu.

‘’TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ AMBALAJIYLA SUNULAN ŞEY ASLINA BAKARSANIZ BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ’NİN TA KENDİSİDİR.

Sürecin kurgulayıcılarına dair konuşan Dervişoğlu; ‘’Kimin emaresinde olduğunu ancak karinelerine bakarak değerlendirebiliriz. O zaman kim ne söylüyor ve kime hizmet ediyorsa kurguyu yapanın oyuncağı odur. Ama büyük bir emperyal proje ile karşı karşıya bulunduğumuz aşikardır. Bu Kürt meselesi diye ortaya atılan, bugün çözüm süreci diye tanımlanan, ‘terörsüz Türkiye’ ambalajıyla sunulan şey aslına bakarsanız Büyük Ortadoğu Projesi’nin ta kendisidir.’’ dedi.

‘’TÜRKİYE SUÇ İŞLEME EĞİLİMİNDE OLANLARIN CENNETİ HÂLİNE DÖNÜŞTÜ’

TBMM Başkanlığına gelen İnfaz Düzenlemesine dair konuşan Dervişoğlu, iktidar döneminde Türkiye’nin suç işleme eğiliminde olanların cenneti hâline dönüştüğünü vurgulayarak; ‘’Bu son derece tehlikeli bir durumdur ve infaz düzenlemeleriyle ortadan kaldırılabilecek bir durum değildir. Türkiye aslında çok daha büyük bir dertle baş başadır. Bütün bunların aşılabilmesi noktasında bazılarıyla yapılmış pazarlıklara bağlı olarak kişisel tatminleri karşılayacak düzenlemelerin de çözüm diye sunulmaması lazım. Türkiye’de suçlar klişeleşmiştir artık. Suç işlemeye hazır ve bunu bedeli mukabilinde gerçekleştirmeye hazır yapılar oluşmuştur Türkiye’de.’’ dedi.

‘’ANAYASA KONUSUNDA BENİM VE PARTİMİZİN DURUŞU AÇIK VE NETTİR ‘’

Yeni Anayasa tartışmalarına ilişkin konuşan Dervişoğlu, Numan Kurtulmuş’un Meclis’te İYİ Parti grubunu ziyaret ettiğinde yaptığı açıklamasını hatırlatarak; ‘’Ben tek adam düzenini tahkim edecek, bu rejimi güçlendirecek herhangi bir anayasa değişikliğine katkı sağlamayız diye ifade etmiştim. Benim diğer konularda olduğu gibi anayasa konusunda da duruşum ve partimizin duruşu açık ve nettir. Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu şey geleceğimiz açısından hepimizi tehlikeye düşürecek tek adamlık diye tarif edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden kurtulmak olmalıdır.’’ diye konuştu.

YEREL YÖNETİMLER YASASI’NIN DÜZENLENMESİ: ‘’TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETMESİ MUHTEMEL DEĞİŞİKLİKLERİN KARŞISINDA DURURUZ’’

Yeni Anayasa tartışmalarıyla ilgili Yerel Yönetimler Yasası’nın da gündeme gelmesine Dervişoğlu; ‘’Yerel Yönetimler Yasası’nın düzenlenmesi. Orada da meleklerle şeytanlar başka bir torbanın içinde karıştırılmak istenirse Türkiye’yi tehdit etmesi muhtemel değişikliklerin karşısında dururuz. Ademi merkeziyetçi bir yapı istiyorlar. ‘Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti kaldırılmalıdır.’ diyor. Oysa merkezi yönetimin vesayet diye tanımlamayın genel anlamıyla üniter devlet yapısından kaynaklı yetkilerine yöneltilmiş bir eleştiridir bu. Burada bir ademi merkeziyetçi yönetim anlayışının yaşama geçirmesi talebi de yeni değildir. Bu görüşmeler esnasında da yapıyorlar. Topluma yedire yedire bu süreci götürüyorlar.’’ dedi.

‘’ÖNCELİKLE BİR ŞEYDEN KURTULACAKSA TÜRKİYE’YE BU TEK ADAMLIK DİYE TARİF EDİLECEK CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDEN KURTARMAK LAZIM’’

Kendisinin ‘’Parlamenter Sisteme geçilmeden Türkiye’nin huzura edeceğine inanmıyorum dolayısıyla adaylığı düşünmüyorum’’ ifadeleri sorulan Dervişoğlu; ‘’Devamında da rejim ve sistem icranın başına bir cumhurbaşkanlığı seçimine bağlı olarak birini taşıyacaksa o zaman siyasi partiler iktidar olmak için kurulurlar ve böyle bir görevden ve adaylıktan kaçınılmaz dedim. Ben temennimi ifade ediyorum. Olmayan bir şeye talip olmanın da gereği yok. Ben Türkiye’nin tek adamlığa evrileceği tehlikesini işaret ettiğimiz bir rejimin kökleşmesi tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu görüyorum ve bu bana çok ağır geliyor. Dolayısıyla öncelikle bir şeyden kurtulacaksa Türkiye’ye bu tek adamlık diye tarif edilecek cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden kurtarmak lazım.’’

‘’MUHALEFETİN EYLEMDE, SÖYLEMDE VE SEMBOLDE BİRLEŞMEMESİ İÇİN ELİNDEN GELEN HER ŞEYİ YAPAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI VAR’’

‘’Bütünleşik muhalefet’’ tanımlamasını hatırlatarak konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Böyle bir otokrat rejime karşı nasıl direnirsiniz? 3 ayrı sütun üzerine bina edeceksiniz stratejinizi. Söylemde, eylemde, sembolde birlik sağlayacaksınız. Eylemde, söylemde ve sembolde birleşmemesi için muhalefetin elinden gelen her şeyi yapan bir yönetim anlayışı var. Muhalefetin bir kısmının da iktidarın yaptığı işlere ve kurduğu tuzaklara düşme hali var.’’ diye konuştu.

‘’BUGÜN EKREM İMAMOĞLU CEZAEVİNDE İSE BUNUN BİR TEK SEBEBİ VAR: CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASI’’

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin konuşan Dervişoğlu; ‘’Ekrem Bey’in bir Cumhurbaşkanı adayı olarak seçim takviminden çok önce ortaya çıkması ve çıkarılması kendisini hedef tahtasına koymuştur. Ekrem bey sıradan bir kişi olsaydı başına gelmezdi.’’ diyen Dervişoğlu, iktidarın iştahını kabartacak uygulamalardan kaçınmak gerektiği uyarısını hatırlatarak; ‘’Benim işaret ettiğim tehlike yaşama geçti yani Sayın Erdoğan’ın siyaseten iştahı kabardı ve kendisine siyaseten rakip olması muhtemel kişilere karşı da stratejileri değişti. Bunun sonucu olarak da Sayın İmamoğlu şu anda Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı şayet normal bir Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı statüsünde kalsaydı bu işe muhatap kılınmayacaktı. Bugün Ekrem İmamoğlu cezaevinde ise bunun bir tek sebebi var, Cumhurbaşkanı adayı olması.’’ diye ekledi.

‘’RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BİR KERE DAHA SEÇİLMESİNİN ÖNÜNÜ AÇAN ŞEY ERKEN SEÇİM’’

Dervişoğlu şöyle devam etti: ‘’Erken seçimle ilgili görüşlerimi de şöyle anlatayım. Yine bu süreçte erken seçim telaffuz edildiğinde de söyledim: Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kere daha seçilmesini anayasaya göre önünü açan şey erken seçim. Onun da hemen bir seçim başarısının üstüne gündeme getirilmesinin doğruluğu ya da mahsurları üzerinde düşünmek lazım. Ama siz diyorsunuz ya hani ‘muhalefet ortak hareket edecek mi?’ ortak düşünemiyor ki ortak hareket etsin.’’

‘’Muhalefetin sinerjisine zarar verecek adımları atmam’’ diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; ‘’Mesela oradan buradan adam transfer etmem başkaları gibi. Muhalefetin moralini bozmam. Muhalefeti bir zafiyet içerisine düşmüş gibi göstermem. Ben çok fazla saldırının muhatabı olmuş bir siyasi partinin Genel Başkanıyım. Buna rağmen bu tavrımı ve üslubumu değiştirmem. Bu saldırılar devam edecek önümüzdeki dönemlerde partilerden transferden öte anayasa değişikliği için grup kararı alınamıyor gizli oyla yapılıyor, partiler içinden adam devşirmeye yönelik adımların atılacağına dair endişelerim de var.’’ dedi.

‘’İKBAL VE İSTİKBAL İÇİN FİKREN BAŞKALARINA KÖLE OLMALARIDIR’’

İYİ Parti’den istifa ederek diğer partilere transfer olan vekiller ile ilgili Dervişoğlu; ‘’İkbal ve istikbal için fikren başkalarına köle olmalarıdır. Milletin maneviyatını bozmalarıdır. Muhalefetin sinerjisine zarar vermeleri hâlidir. Milletin umudunu kırmalarıdır. İhanet diye tanımladığım odur.’’ diye konuştu.

‘’İYİ PARTİ’NİN POTANSİYELİNİN ÇOK YÜKSEK OLDUĞU KANAATİNDEYİM’’

Hakan Bayrakçı’nın son seçim anketinde İYİ Parti’nin oyunun 7,2 olarak saptanmasını değerlendiren Dervişoğlu; ‘’Şu anda İYİ Parti sadece Sayın Bayrakçı’nın yaptığı araştırma değil başkalarında da yedinin üzerinde gösteren çok sayıda anket var.’’  diyen Dervişoğlu şöyle devam etti:

‘’Ben İYİ Parti’nin potansiyelinin çok yüksek olduğu kanaatindeyim. Parti kurulduğu andan itibaren geride bıraktığımız seçimlerde şu ya da bu sebeple İYİ Parti’ye oy veren seçmen kitlesi %24 olarak görülüyor. Dolayısıyla İYİ Parti’ye genel seçmen toplumunun içinde bir kere geçmişte oy vermiş insanı yeniden takdir ve teveccühüne mazhar olmak ve onu tercihe dönüştürmek halinde Türk siyasetinde sadece söylemi ve duruşuyla değil istikbali yönüyle de umut olacak bir siyasi parti kimliğine bürüneceğimize inanıyorum. O zamanlar gidenler pişman olacak.’’

‘’SAYIN CUMHURBAŞKANI OĞLUNUN BU İFADELERİNE BAKARAK ONU UYARMASI LAZIM’’

Programın sonunda Bilal Erdoğan’ın eğitimle ilgili; ‘’Türkiye eğitimde şu anda dünyanın Avrupa’nın en başarılı ülkeleri arasına girmiş durumda’’ sözlerine Dervişoğlu gülerek; ‘’Buna göre dünyada ilk yüze giren çok sayıda üniversitemiz vardır demektir. Çocuklarımız iyi bir eğitim alıyor demektir, köy okulları açılmış demektir. Okullarımıza sabun koymayı becerebilen bir yönetim anlayışı hâkim olmuş demektir. Üniversitelerimizden mezun olan çocuklarımızın dünyanın her yerinde iş buluyor olmaları demektir. Üniversitelerin, özel okulların ticaret olma vasfından ileriye giderek bir eğitim yuvasına dönüştükleri demektir. Yani bunlara gülmem, neye gülerim onu bilmiyorum. Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir aile ferdi ama Sayın Cumhurbaşkanı oğlunun bu ifadelerine bakarak bana göre onu uyarması lazım. Çünkü alay konusu olması muhtemel kelamlar.’’  dedi.

 

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Numan Kurtulmuş ve Özgür Özel’den görüşme sonrası flaş açıklamalar!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.