İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, AKP-MHP ittifakına karşı tüm muhalefetin birlikte olması çağrısında bulunarak, “Ben sıkça ‘bütünleşik muhalefetten söz ediyorum. Bu noktada muhalefette ‘söylemde, eylemde ve sembolde birlik’ gerekir. Amacı, ne pahasına olursa olsun iktidarını sürdürmek olan bir iktidar anlayışına karşı, muhalefetin, Cumhuriyet için, iki aşamalı bir planlamaya ihtiyacı var. Önce onu koruyup kollamak, sonra da sağlıklı bir şekilde yaşatacak iktidarı tesis etmek” dedi.
Dervişoğlu, PKK’nın feshini, yeni anayasa tartışmalarını, Türkiye’nin güneyinde sınır ötesinde yaşanan gelişmeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığı, CHP’li belediyeler yönelik operasyonları NEFES’e değerlendirdi.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
ZATEN EŞİT YURTTAŞIZ TERÖRSÜZ TÜRKİYE:
Kürtlerin sorunları vardır evet. Ve Türklerin sorunlarından farklı değildir. Ekonomik yıkım Türk-Kürt ayırmıyor. Adaletsizlik Türk-Kürt ayırmıyor. İstibdat Türk-Kürt ayırmıyor. Kaderimiz ortak, dertlerimiz de. Biz meseleye böyle bakıyoruz. Zaten eşit olan yurttaşlığı, ‘eşit yurttaşlık’ diye tanımlayıp ardından da ‘ortak vatan’ vurgusu yapmak yerine, gerçekçi çözüm tüm yurttaşlar için fırsat eşitliğini sağlamaktır. Terörsüz Türkiye, kendi güzel, niyeti kötü bir tariftir. Diyoruz ki: Türkiye, Cumhuriyetin mahvolması pahasına sözde bir barış sürecinde harcanamaz! Türkiye’yi yönetenler, vatandaşından esirgediği adalet ve umudu, iktidarın geleceğini kurtarmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla teröristlere bahşedemez!
REKLAM SLOGANI:
Öncelikle belirteyim ki, bizim için her şeyi tehdit kabul eden güvenlikçi-vesayetçi anlayışla, kendi iktidarının devamını sağlamak amacıyla teröristlerle pazarlık yapmayı ve ortaklık kurmayı bile devlet aklı diye sunanlar arasında bir fark yoktur. Türk vatandaşını ve Türkiye Cumhuriyeti’ni öncelemeyen her kafa bizim için vesayetçi kafadır ve aynıdır. Cumhuriyeti ve anayasal düzeni postalla çiğnemek de mokasenle çiğnemek de bizim için aynıdır. İşte o yüzden parlamenter sistem diyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem tezimizde ısrar ediyoruz. Ama bugün görüyoruz ki, Sayın Erdoğan’ın “Talimatını verdim, arkadaşlar çalışıyor” dediği anayasa işi, hem terör örgütünün talepleri ışığında yürüyecek, hem de Sayın Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasının önünü açmayı hedefleyecek. Bakın milleti ve ihtiyaçlarını konuşan yok. Sayın Erdoğan’ın ömür boyu başkanlığı için neye ihtiyaç varsa göreceksiniz oralara çalışacaklar. İktidardakiler bir sabah kalkıp “Hadi terörü bitirelim, bunun içinde şunları, şunları yapalım” demediler herhalde. “Anayasa değişikliği için Meclis’te parmak desteği lazım. O halde DEM’in desteğini almamız lazım” dediler ve bu yola öyle çıktılar. Bütün hesap budur. Terörsüz Türkiye seçim döneminde bir reklam sloganı olacak. Ve amaç hasıl olursa da kaybolup gidecek, göreceksiniz.
ARDI ARKASI KESİLMİYOR BOP’UN TA KENDİSİ:
Bakın, biz terörsüz Türkiye tanımına karşı değiliz. Ancak kapalı kapılar ardında yürüyen bir süreç, şaibeli bir süreçtir. Görünen o ki bugünkü süreç terörist başının talepleriyle yürüyen bir süreç. Bugüne kadar süreçle ilgili Kandil’den, İmralı’dan, DEM’den yapılan açıklamalara dikkat edin. Hep talep var. Oysa iktidar “Hiçbir şart olmadan silah bırakılacak” falan diyordu. Şartların ardı arkası gelmiyor. Hatta son yapılan bir toplantının sonuç bildirgesinde, ‘Merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayetine son vermek’ten bahsediliyor. O bir vesayet değil, üniter yapının gereğidir. Demek ki bu süreç pazarlıksız bir süreç değil. Aksine, meseleyi, terör örgütü ve Abdullah Öcalan’ın taleplerini yerine getirerek sonlandırmayı hedefleyen bir süreç. Bu da teslimiyet demek. Dolayısıyla bu terörsüz Türkiye projesi değil, BOP’un ta kendisidir. 4 kantonlu Kürt Devleti’nin kurulması projesidir. (Irak’ın Kuzeyi-Suriye’nin Kuzeyi-İran’ın Güneyi ve son olarak Türkiye’nin Güneydoğusu).
“ADAYLIK CEPTE” DİYOR:
Tüm bu yapılanların ve yaşatılanların sebebi, Erdoğan’ın ömür boyu başkanlık iştahıdır. Bakın sayın Erdoğan geçenlerde “Benim yeniden adaylık gibi bir derdim yok” dedi. Hem iktidar medyası hem de ortağı bunu yanlış anladı. Çünkü “Aday olmayacağım” demiyor, “Adaylık noktasında bir derdim yok” diyor. Yani aslında “Ben o işi hallettim, adaylık cepte” diyor. “Olası rakiplerimi içeri attırdım, canımı sıkana soruşturma açtırıyorum, yargı sopasıyla milleti korkutuyorum. Medyanın tepesinde ise Demokles’in kılıcını sallıyorum. Dolayısıyla benim yeniden aday olmak gibi bir derdim yok. Ben zaten gereken her şeyi yaptım, geriye prosedürler kaldı” diyor. Evet, dediğinden çok anlattığı budur. İşte bu operasyonların sebebi ve açıklaması da budur.
YENİ ANAYASADAN SÖZ EDİLMESİ TRAJİKOMİK
Müsavat Dervişoğlu’na göre mevcut anayasayı bile tanımayan, uygulamayan, hatta çiğneyen bir iktidarın, yeni ve özgürlükçü bir anayasadan söz etmesi ‘trajikomik.’ “Bahsettikleri anayasa değişikliğinin, Sayın Erdoğan’a bir dönem daha adaylığın, hatta ömür boyu başkanlığın önünü açmak, bu amaçla da terör örgütünün taleplerine cevap vererek siyasi destek sağlamaktan başka bir gayesi olmadığını görüyorum” diyen Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim, milletin ikbali yerine şahısların ikbali üzerine bina edilecek bir anayasa değişikliğine ortak olmamız mümkün değil. Varlık gerekçemizi, ilkelerimizi inkâr etmek anlamına gelir. Görüyor ve inanıyorum ki milletimizin bizden beklentisi de budur.”
LOZAN HASSASİYETİNİ GÖRÜP GERİ ÇEKİLDİLER
Dervişoğlu, terör örgütü PKK’nın fesih açıklamasının ardından yaşanan Lozan ve 1924 Anayasası tartışmaları hakkında şunları söyledi: -“Lozan Anlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir. 1924 Anayasası da toplumsal sözleşmemizdir. Dolayısıyla her iki değerimize olası saldırıların karşısında durmak, Cumhuriyeti koruma görevimizin gereğidir. – Bu konudaki tavrımız ve milletimize gerçekleri anlatmak noktasındaki çabalarımız, karşılık gördü. İktidar da şu aralar iş birliği halinde oldukları terör örgütü de Türk Milleti’nin Lozan ve 1924 Anayasası ile ilgili hassasiyetini görüp geri çekildi.”
‘SÖYLEMDE, SEMBOLDE, EYLEMDE BİRLİK’ ÇAĞRISI
Muhalefetin iktidara karşı yan yana olması gerektiğini kaydeden Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben ‘bütünleşik muhalefet’ten söz ediyorum. Bu noktada muhalefette ‘söylemde, eylemde ve sembolde birlik’ gerekir. Bu bir yanıyla ortak akılda ve ortak değerlerde buluşmak anlamına gelir. Bu nitelikte olmayan bir iş birliğinin de anlamı yoktur. Ne pahasına olursa olsun iktidarını sürdürmek olan bir anlayışa karşı, muhalefetin, Cumhuriyet için iki aşamalı bir planlamaya ihtiyacı var. Önce onu koruyup kollamak, sonra da sağlıklı bir şekilde yaşatacak iktidarı tesis etmek. Dolayısıyla, nicelik kadar nitelik de önemlidir.”
News
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
Gündem
