38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
6.779,00%-0,74
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
฿%
$%
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 23 Nisan Resepsiyonu’nda DEM Partililerle yaşadığı diyalog ardından gelen tepkilere yanıt verdi. Dervişoğlu, “Neymiş DEM’lilere gülmüşüm. Güldüm, yine gülüyorum. TBMM’nin açıldığı günlerde yapılan hiçbir resepsiyonda o dönemdeki HDP’lilerin bugünkü DEM’lilerin bulunduğuna şahit olmadım. Demek ki İmralı üzerindeki pazarlıklar bu boyuta gelmiş ki; TBMM’nin manevi varlığını kabul etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayan, İstiklal Marşı’nı okumayanlar Atatürk’ün kurduğu TBMM’nin kuruluş yıl dönümünde resepsiyona gelmişler. Buna gülmeyeceğim de neye güleceğim.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Trabzon’da bir otelde düzenlenen partisinin genişletilmiş il divan toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem ardından İstanbul’a giderek bir toplantı gerçekleştirdiğini ancak bu toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki uzman kadroların davet edilmediğini ifade eden Dervişoğlu, “Hem kendisi hem de bakanları depremden çıkarılacak dersleri anlattılar. Büyükşehir Belediye Başkalığı dönemini de baz alırsanız, 30 yılı aşkın bir süredir iktidarda bulunan bu zihniyet; depremi önemsememiz gerektiğini söylüyor. Günaydın demekten başka söyleyecek lafım yok” dedi.
Türkiye’nin imkanları ve potansiyeli yönüyle bütün sıkıntıları aşabilecek kudrette olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “Ancak bugünkü sorunların özü; bilgisizlik, yetersizlik, akıldan mahrumiyettir. Ülkeyi yönetenleri bu meseleyi ciddi bir biçimde ele almaları konusunda uyarıyorum” ifadesini kullandı.
“Türk milleti ihanetin karşılığını verecek”
Türkiye’nin aleyhine 1915 olaylarına ilişkin yapılan açıklamalara değinen Dervişoğlu, “Bütün bunların arkasında Batı emperyalizmi var. Onlar, bu olayları zaman zaman ‘büyük felaket’ zaman zaman ‘soykırım’ olarak tanımlayabiliyorlar. Onlar tanımlıyorlar, Türk milleti de bunlara karşı tezlerini ortaya koyuyor. Ama bu sene bambaşka bir şey oldu. Onların iddialarını tahkim edecek ifadeler bazı siyasi partilerden geldi. Amerikalıyı, Fransızı, Ermenistan’ı anlıyorum ama Türkiye’de DEM gibi Türkiye İşçi Partisi gibi partilerin, Türkleri soykırım yapmış gibi göstermelerinin bir tek ifadesi olabilir. O da; ihanet diye tarif edilir. Türk milletinin milli tezlerini ayaklar altına almaya çalışan hangi sıfatla bunu yaparsa yapsın, bu millete ihanet ediyordur. Bu ihanetin karşılığı da Türk milleti tarafından verilecektir” şeklinde konuştu.
“Trabzon’da yığınla ak saçlı var!”
Bazı Türk Devletleri’nin Rum yönetiminin olduğu bölgede elçilik açtığını hatırlatan Dervişoğlu, “Hükümetten buna karşı bir ses çıkmadı. Çıkarılması gereken sesi, bizler çıkardık. Şimdi de yaptıkları her olumsuz icraatın arkasında bunun üstünü örtmek adına gerçekleştirdikleri bir planın parçası olarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde toplayacaklarmış. Sayın Erdoğan, bu toplantıyı Kıbrıs’ta yapmak ayıbı ortadan kaldırmaz. Türk Devletleri Teşkilatı’na ak saçlılar heyeti diyorlar. Heyetin başında da Türkiye’nin eski başbakanı Binali Yıldırım var. Ak saçlılık ve ak sakallılıktan kaynaklı görevini yerine getiremiyorsa, Trabzon’da bu salonda bu ihanete karşı çıkabilecek yığınla ak saçlı var” ifadesini kullandı.
“Onların yerinde olsam utanırdım”
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Meclis’te düzenlenen özel oturuma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılmadığını hatırlatan Dervişoğlu, “23 Nisan’la zoru ne anlamadım. 19 Mayıs’a da katılmıyor. Lütfedip Cumhuriyet Bayramı’na katılıyor. TBMM’de bayram kutlamak için özel gündemle toplandık. Sadece Cumhurbaşkanı değil, Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu o yanlış davranış AK Partili bütün bakanlara nüfus etmiş. Dünyanın her yerinden yabancı konuklar ve misyon şefleri TBMM’nin kurulduğu güne saygı göstermeleri nedeniyle TBMM’de bulunuyorlar ama üzülerek söylüyorum; hükümet için ayrılmış sıralarda sadece Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Adalet Bakanı vardı. Meclis kürsüsünde de söyledim; yabancıların TBMM’nin manevi şahsiyetine gösterdiği önemi, saygıyı Sayın Cumhurbaşkanı ve AK Partililerin tamamının göstermesi lazımdır diye ifade etmeye çalıştım. Onların yerinde olsam biraz utanırdım” dedi.
“Türkiye’yi yarı açık cezaevine çevirdiler”
AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde Türkiye’nin nüfusunun 67 milyon, tutuklu ve hükümlü sayısının ise 60 bine yakın olduğunu hatırlatan Dervişoğlu, “Bugün Türkiye’nin nüfusu 85 milyon, tutuklu ve hükümlü sayısı ise 400 bine ulaşmış. Bunlar Türkiye’yi yarı açık cezaevine çevirmişler. Peki buralarda sanmayın ki sadece siyasiler, gazeteciler, aydınlar yatıyor. Bugün Türkiye’de çocuklar hakkında alınmış 48 bin 500 civarında da mahkumiyet kararı var. Yani 48 bin 500 çocuk bunların iktidarı döneminde verilen kararlarla mahkum edilmiş. Bunların bir kısmı Cumhurbaşkanı’na sosyal medyadan hakaret ettiği münasebetiyle mahkum olmuş. Bunlar kendi kendine olacak işler değil. Ben de Tayyip Erdoğan olsam, böyle bir tablo varken çocuk bayramına katılıp katılmama hususunda tereddüt gösterir ama kendimi de sorgulardım. Bu memlekette 400 bin kişi cezaevinde yatıyor ve bunlardan 48 bini çocuklarsa ben de utanırdım. Böyle bir aymazlık iki sebepten olabilir. 67 milyon insanın olduğu yerde, 60 bin tutuklu var da; 85 milyon insanın olduğu yerde, 400 bin tutuklu varsa bugün iş başında bulunan iktidar ve başındaki Erdoğan ya dirayetsizdir ya da adaletsizdir.” ifadesini kullandı.
“Ben adalet savaşçısıyım”
Sistemden kaynaklı olumsuzluklardan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi rakiplerini tasfiye etme girişimlerinde bulunduğunu savunan Dervişoğlu, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Silivri zindanlarında tutuluyor. Gazeteciler ve aydınlar da var. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun olduğu her yerde de bunlara karşı isyan edebilmek için Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Parti kadroları var. Rüşvet alan Cumhurbaşkanı Yardımcılarından bahsediliyor. 50 milyon dolar almış. İddiadır ama araştırılmaya muhtaçtır. Bakanlardan bahsediliyor. 10-20-30 milyon dolar rüşvet alınmış. İddiadır ama araştırılmaya muhtaçtır. Bu iddiaların takipçisi olacak herhangi bir soruşturma ve yargılama yok. Kime karşı bir yargılama ve soruşturma varsa, muhalif olanlar içinden seçiliyor. Ben arkadaşlarımla bu yola adalet peşindeyiz diyerek çıktım. Ben adalet savaşçısıyım. Nerede adaletsizlik ve hukuksuzluk yaşanıyorsa İYİ Parti olarak orada bulunacağımızın sözünü sizlerle paylaşıyorum” ifadesini kullandı.
“Karakola alındığında ben vardım. Adliyede sabahlayan, cezaevinde ziyaret eden yine bendim”
23 Nisan Resepsiyonu ardından bazı paylaşımlar yapıldığını belirten Dervişoğlu, “Ben trollere cevap verecek değilim. Trolleri gayet iyi tanırım ama ben adalet ararken, sizler için hak ve hukuk ararken; şahsıma ve partime haksızlık yapılmasına müsaade etmem. Çünkü o paylaşımları siyaset arenasında kendi paylarını büyütmek için yapıyorlar. Birilerini karalayıp, kendilerini temize çıkarmak için bunu gerçekleştiriyorlar. Bunu AK Partililer yapınca elbette onları eleştiriyoruz ama aynı seçmen tabanına hitap ediyoruz diye, İYİ Parti’yi aşağılara çekmek için bu troll uygulamalarına taraf olanları kınıyorum. Onların kimler olduğunu biliyorum. Onlardan bir kişi Silivri’ye götürülmek için karakola alındığında karakolda ben vardım. Adliyede sabahlayan bendim, cezaevinde ziyaret eden yine bendim. Neymiş DEM’lilere gülmüşüm. Güldüm, yine gülüyorum. İki dönemdir milletvekiliyim. TBMM’nin açıldığı günlerde yapılan hiçbir resepsiyonda o dönemdeki HDP’lilerin bugünkü DEM’lilerin bulunduğuna şahit olmadım. Demek ki İmralı üzerindeki pazarlıklar bu boyuta gelmiş ki; TBMM’nin manevi varlığını bile kabul etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayan, İstiklal Marşı’nı okumayanlar bile Atatürk’ün kurduğu TBMM’nin kuruluş yıl dönümünde resepsiyona gelmişler. Buna gülmeyeceğim de neye güleceğim” diye ekledi.
“Dervişoğlu hesap vermez ama…”
“Bana kimse milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın” diyen Dervişoğlu, “Sen kime milliyetçilik öğretiyorsun. Öcalan canisi Meclis’e gelsin konuşsun diyen ben miyim? Öcalan canisine İmralı’da ev tahsis etmeye çalışan ben miyim? Terörist başından, barış güvercini icat etmeye kalkışan ben miyim? Öcalan, Meclis’e gelsin dediklerinde; ‘Cesetlerimizi çiğnemeden bu Meclis’e giremez’ diyenim ben. Suriye’nin kuzeyinde teröristan kurmaya kalkışan ve bunda bir ölçü mesafe alan, 50 bin evladımızın katilinin yol haritasını çizdiği programa tabi olan ben miyim? Ben bu proje ‘geçit vermeyiz’ diyenlerdenim. Siz kime milliyetçilik öğretiyorsunuz? ‘Terörsüz Türkiye olsun, PKK kongresini toplasın. O kararlar da Türkiye tarafından tanınsın’ Allah’tan korkun, kuldan utanın. Size yazıklar olsun. Şehidi biz veriyoruz, kararı siz mi vereceksiniz sanıyorsunuz? Sonuna kadar direneceğiz. Trollerini harekete geçmek üzere düğmeye basanlara buradan sesleniyorum; Müsavat Dervişoğlu hesap vermez ama zamanı gelince hesap nasıl soracaktır göreceksiniz” şeklinde konuştu.
“Bu zat, Türkiye’nin başına hangi felaket geldiyse ya faili ya da o fiili işlemek isteyenin borazanıdır”
Türkiye’nin tek adamlığa evrilmiş bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetildiğini savunan Dervişoğlu, “Bu sistem hain bir darbe teşebbüsünden sonra yaşama geçirildi. Dünyanın hiçbir ülkesinde darbe teşebbüsünden sonra rejim değişikliğine rastlamanız mümkün değildir. Bir gerekçe getirdiler. O gerekçeyi de aynı kişi getirdi. Öcalan, Meclis’te konuşsun diyen adam o dönemde de ‘Cumhurbaşkanı zaten olağanüstü şartlarda olağanüstü yetkiler kullanıyor. O zaman bu yetkileri hukukileştirelim’ dedi. Bu zat, Türkiye’nin başına hangi felaket geldiyse ya failidir ya da o fiili işlemek isteyenin borazanıdır. Biz bunlara karşı çıkıyoruz diye tahditler alıyoruz. Hiç endişeye mahal yok. Şehit ve gaziler ile onların ailelerinin duaları bizlere yeter” ifadesini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan askere dair tepki çeken sözlerine de değinen Dervişoğlu, “Bu ne büyük bir aymazlık, vicdansızlık, ahlaksızlıktır” diye ekledi.
İşte CHP’nin 1 Mayıs ve Ümit Özdağ kararı!