“AYRILIKLARIMIZI DERİNLEŞTİRMEK YERİNE, MÜŞTEREKLERİMİZİ ÇOĞALTABİLMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Harp Okulu Diploma ve Sancak Devir Töreni’nde; “Milletimizi karşılaştığı onca badireye ve ihanete rağmen asırlardır ayakta tutan vasfı birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine sahip çıkmasıdır. Cumhuriyetimizin 100’ncü yıl dönümünü vesile kılmak suretiyle 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmayı gerçekleştirelim istiyorum. Her konuda aynı düşünmesek, aynı görüşleri paylaşmasak dahi, aynı yöne bakmayı başarabilmeliyiz. Kökenimiz, hayat tarzımız, ideolojilerimiz farklı olsa da Türkiye olarak özellikle ortak paydada buluşabilmeliyiz. Ayrılıklarımızı derinleştirmek yerine, müştereklerimizi çoğaltabilmeliyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu Diploma ve Sancak Devir Töreni’ne katıldı. İstanbul Tuzla’daki Deniz Harp Komutanlığı’nda düzenlenen törende Erdoğan şöyle konuştu:
“CUMHUR İLE CUMHURİYETİ BULUŞTURAN BİR YÖNETİM OLARAK 2023 SENESİNİ HAK ETTİĞİ ŞEKİLDE İDRAK ETMENİN GAYRETİNDEYİZ”
“Büyük Zafer’in 101’nci yıl dönümünün hemen ertesinde bu gurur gününüzde sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle bir kez daha Türk milletinin hürriyet sevdasının timsali olan Büyük Zafer’in Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum. Üzerinde özgürce yaşadığımız vatan topraklarını canları pahasına bizlere miras bırakan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında devletimizin bekasını, milletimizin huzur ve esenliğini temin için fedakarca görev yapan tüm güvenlik kuvvetlerimize Rabbimden başarılar diliyorum.
Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz içinde yeni bir başlangıcı ifade eden Cumhuriyetimizi sadece konserlere, sadece görsel şölenlere boğmak doğru bir yaklaşım değildir. Asıl mesele, anma etkinliklerini aynı zamanda Cumhuriyet’in temsil ettiği değerleri anlama, bu vesileyle milletçe büyük bir coşkuyla geleceğe yürümektir. Bu önemli yıl dönümlerini milletimizin maziden atiye uzanan yolculuğunun kilometre taşlarından biri hâline getirebilmektir. Cumhur ile Cumhuriyet’i buluşturan ve kaynaştıran bir yönetim olarak 2023 senesini hak ettiği şekilde idrak etmenin gayretindeyiz. Acısı tatlısı, doğrusu yanlışıyla bir asrı tamamlarken geçmişin kapsamlı bir muhakemesini yapmamız gerekiyor. Buradan çıkaracağımız dersler ışığında da gelecek asırdaki yol haritamızı şekillendirmemiz önem arz ediyor. Cumhuriyetimizin ikinci asrına çok daha güçlü girmemiz ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Milletimizi karşılaştığı onca badireye ve ihanete rağmen asırlardır ayakta tutan vasfı birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine sahip çıkmasıdır.
Cumhuriyetimizin 100’ncü yıl dönümünü vesile kılmak suretiyle 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmayı gerçekleştirelim istiyorum. Her konuda aynı düşünmesek, aynı görüşleri paylaşmasak dahi, aynı yöne bakmayı başarabilmeliyiz. Kökenimiz, hayat tarzımız, ideolojilerimiz farklı olsa da Türkiye olarak özellikle ortak paydada buluşabilmeliyiz. Ayrılıklarımızı derinleştirmek yerine, müştereklerimizi çoğaltabilmeliyiz. Dün gece milletimizin takdirine sunduğumuz 100. yıl marşımız bu yönde atılmış adımlardan biriydi. İnşallah, önümüzdeki haftalarda bunlara yenilerini ekleyeceğiz.
Deniz Harp Okulumuz bu sene 250’nci kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. 1773 yılında Kaptanı Derya Gazi Hasan Paşa tarafından kurulan okulumuz tam 2,5 asırdır yetiştirdiği bahriyelilerle donanmamızın gurur kaynağı olmayı sürdürüyor. Deniz Harp Okulumuzun bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi minnetle yâd ediyorum.
15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında hayata geçirdiğimiz reformlar burada da meyvesini vermiştir. Çağın gerektirdiği her türlü teorik ve pratik eğitimi alan bahriyelilerimiz başta şehadet kültürümüzü olmak üzere bizi biz yapan kadim değerlerimizi özümseyerek göreve hazırlanmaktadır. Üniversite yönetimlerinin bir müfredatı günümüzün ihtiyaçlarına ve şartlarına göre devamlı geliştirdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Geçmişte hem demokrasimize hem de ordumuzun imajına ve disiplinine zarar veren sıkıntılı durumlarla karşılaşmıştık. Bunların bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz ve alacağız. Türkiye’nin ne 27 Mayıs ne 12 Eylül ne 28 Şubat ne de 15 Temmuz benzeri vakalara tahammülü yoktur. Vatana hizmet görevini en iyi şekilde yaparak olur. Bu anlayışın kök salmasıyla birlikte devlet kurumlarının artık başarılarıyla gündeme geldiğini görüyoruz.
“KENDİ GEMİSİNİ TASARLAYAN 10 ÜLKEDEN BİRİYİZ”
Rusya ve Ukrayna arasında patlak veren çatışmalarla birlikte tüm insanlığın gözü adeta Karadeniz’e çevrildi. Akdeniz, küresel ticarette oynadığı rolün yanı sıra barındırdığı enerji kaynaklarıyla öne çıkıyordu. Bir asır önce büyük güçlerin rekabet alanı olan bölgemiz bugün de aynı mücadelelere sahne oluyor. Kaosun ve belirsizliğin arttığı bir denklemde Türkiye askeri, diplomatik, ekonomik ve siyasi hamleleriyle kendinden söz ettirmektedir. Savunma sanayi alanında attığımız adımlar milletimize güven aşılarken hasımlarımızın yüreklerine korku salıyor. Artık milli savunmamız, savunma sanayimiz özellikle bundan 20 yıl önce yüzde 20 itibarıyla yerliyken, bugün yüzde 80 yerli hâle gelmiştir. Silahlı silahsız insansız hava araçlarındaki üstünlüğümüzü zaten herkes kabul ediyor. Savaş gemisi teknolojisinde de kendi gemisini tasarlayan, geliştiren, inşa ve idame edebilen 10 ülkeden biriyiz.
TCG Anadolu sayesinde tabur büyüklüğünde bir kuvveti ana üs desteği ihtiyacı olmadan Ege, Akdeniz ve Karadeniz’deki kriz bölgelerine kolayca intikal ettirebileceğiz. Sadece oyun kuran değil, gerektiğinde aleyhimize olan oyunları da bozan bir ülkeyiz. Bunun hamasi bir söylemden öte hakikatin ta kendisi olduğunu son yıllarda pek çok kez gösterdi. Ülkemiz bir terör koridoruyla kuşatılmak istendiğinde tüm tehditlere ve baskılara rağmen Suriye’nin kuzeyinde düzenlediğimiz askeri harekatlarla terör devleti heveslerini kursaklarda bıraktık. Cudi’de bunu yaptık, Gabar’da bunu yaptık, Tendürek’te bunu yaptık ve teröristleri inlerinde inim inim inlettik. Libya’nın meşru hükümetine destek vererek hem bu ülkenin bölünmesinin önüne geçtik hem de Akdeniz’deki haklarımızı garanti altına aldık. Can Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde hiç düşünmeden tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yardımına koştuk.
Ege’ye yönelik mütecaviz eylemler karşısında sergilediğimiz tavır zaten tüm muhataplarımızca biliniyor. Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin Doğu Akdeniz’deki hak ve hukukunu sonuna kadar savunuyoruz. DEAŞ’ından PKK’sına, FETÖ’sünden DHKPC’sine eli kanlı canilerin hiçbirine nefes aldırmıyoruz.
“BAĞIMSIZLIĞIMIZA LEKE SÜRDÜRMEYECEĞİZ”
Milli güvenliğimize yönelik her türlü girişimi boşa çıkarırken bölgemizde barış ve istikrarın tesisi için de samimiyetle çaba harcıyoruz. Bundan sonra da aynı onur ile her yerde bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Bağımsızlığımıza leke sürdürmeyeceğiz. Demokrasimize vesayetin gölgesini düşürmeyeceğiz. Milli iradenin üstünde hiçbir güce izin vermeyeceğiz.”
+ Yorum Yok
Yorum ekle