FAHRETTİN KOCA: GAZZE’DEKİ TÜRK-FİLİSTİN DOSTLUK HASTANESİ FAALİYETİNE TAMAMEN SON VERMEK ZORUNDA KALMIŞTIR

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Gazze’de faaliyet gösteren Türk-Filistin Dostluk Hastanesi, yakıtının tükenmesi ve İsrail’in devam eden saldırıları sonucunda dün faaliyetine tamamen son vermek zorunda kalmıştır. İlgili kurumlara ve uluslararası topluma yönelik tüm uyarılarımıza, çağrılarımıza rağmen… Hastaların hayatını kurtarmak dışındaki tek seçenek, hastaları bilerek ölüme terk etmektir. ‘Bunun sorumluluğunu alabilirim’ diyen var mı” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gazze’de faaliyet gösteren Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nin yakıtının tükenmesi ve İsrail’in saldırıları sonucu dün faaliyetlerine son vermek zorunda kaldığını duyurdu. Hastaların Türkiye’ye nakli konusunda destek vermeye hazır olduklarını belirten Koca’nın bugün X (Twitter) hesabından yaptığı açıklama şöyle:

“GAZZE’DE FAALİYET GÖSTEREN TÜRK-FİLİSTİN DOSTLUK HASTANESİ, YAKITININ TÜKENMESİ VE İSRAİL’İN DEVAM EDEN SALDIRILARI SONUCUNDA DÜN FAALİYETİNE TAMAMEN SON VERMEK ZORUNDA KALMIŞTIR”

“Uluslararası toplum, hastaları bilerek ölüme terk etmekle hayatlarını kurtarmak arasında bir tercih yapmak zorunda. Gazze’de faaliyet gösteren Türk-Filistin Dostluk Hastanesi, yakıtının tükenmesi ve İsrail’in devam eden saldırıları sonucunda dün faaliyetine tamamen son vermek zorunda kalmıştır. İlgili kurumlara ve uluslararası topluma yönelik tüm uyarılarımıza, çağrılarımıza rağmen! Türkiye olarak, elde hiçbir imkan bulunmadığı için hastaneden mecburen taburcu edilen kanser hastalarının tedavilerine devam edilmesi, Gazze’deki diğer çocuk ve erişkin yoğun bakım hastalarından ihtiyacı olan ve tıbbi açıdan uygun olarak değerlendirilenlerin gerekli koordinasyon sağlanarak en kısa sürede ülkemize nakli konusunda tüm desteği vermeye hazırız.

“HASTALARIN HAYATINI KURTARMAK DIŞINDAKİ TEK SEÇENEK, HASTALARI BİLEREK ÖLÜME TERK ETMEKTİR. ‘BUNUN SORUMLULUĞUNU ALABİLİRİM’ DİYEN VAR MI?”

Uluslararası toplumun ve ilgili kurumların çağrımıza bir an önce cevap vererek harekete geçmesini bekliyoruz. Uluslararası toplum ve ilgili kurumlar, hastaneye yapılan saldırıları önleme konusunda maalesef yeterli girişimde bulunmamıştır. Şimdiyse hastaların hayatını kurtarmak kaçınılmaz görevdir. Hastaların hayatını kurtarmak dışındaki tek seçenek, hastaları bilerek ölüme terk etmektir. ‘Bunun sorumluluğunu alabilirim’ diyen var mı?