ING, Merkez Bankası’nın Haziran PPK Toplantısı’ndan Umutlu Değil

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İngiliz Bankası ING, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 19 Haziran’da yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini değiştirmesini beklemediğini açıkladı. Banka, mayıs ayı enflasyonundaki düşüşün temelinde baz etkisinin olduğunu vurguladı ve sıkı para politikasının etkilerinin devam edeceğini öngördü.

Mayıs Enflasyonunun Düşüşü ve Baz Etkisi
ING, mayıs ayında yaşanan enflasyon düşüşünün baz etkisi nedeniyle olduğunu belirtti. Enflasyon oranlarındaki bu gerilemenin geçici olduğunu ve şok etkiler yaşanmadıkça Türkiye’nin dezenflasyon sürecine devam edeceğini öngördü. Banka, TCMB’nin sıkı para politikasının etkili olduğunu ve bu politikanın enflasyonla mücadelede başarılı olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Merkez Bankası’nın Faiz Politikası
ING, TCMB’nin mevcut durumda hem kredi fiyatlarını hem de hacmini kontrol etmek amacıyla makro ihtiyati tedbirler uyguladığını belirtti. Banka, TCMB’nin faiz indirimi yapmayı ya da faiz oranlarını yüksek tutmayı seçebileceğini ancak şu an için bu konuda bir değişiklik beklemediklerini vurguladı. Cevdet Akçay, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, bankanın iki farklı strateji izleyebileceğini belirtmişti:

• Faizleri düşürmek, ancak bunun için koşulların elverişli olmasını beklemek.

• Politika faizini yüksek tutarak, kredi hacmi kısıtlamalarını aşamalı olarak kaldırmak.

  

Ancak bu stratejiler arasında nasıl bir tercih yapılacağı konusunda belirsizlik olduğunu belirten ING, 19 Haziran’daki PPK toplantısında faiz değişikliği beklemediklerini yineledi.

Mevcut Para Politikası Durumu
TCMB, şu anda kredi verenleri genellikle yüksek faiz oranlarından fonlamakta ve gecelik faiz oranını yaklaşık %49 civarında tutmaktadır. Bu duruma ek olarak, Mayıs ayı enflasyon verileri, piyasa koşullarındaki istikrar ve rezerv birikiminin yeniden başlaması (Mayıs başında 138,5 milyar dolardan 153,1 milyar dolara yükselmiş olması) ile Merkez Bankası’nın fonlama politikasını bir haftalık repo ihalelerine kaydırabileceği ve buna bağlı olarak daha düşük bir efektif fonlama oranına yol açabileceği belirtiliyor.