Ülke gündeminde en çok tartışılan konuların başından gelen İstanbul Sözleşmesi Danıştay kararı ile resmen iptal edildi. Özellikle kadın cinayetleri ve kadına şiddet olaylarının ardından sıklıkla gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi nedir ve İstanbul Sözleşmesi neden iptal edildi ? Adım Adım 2023 programına katılan Türk Hukuk Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İzen Çimen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili merak edilen soruları TİVİ 6 izleyicisi için cevapladı.
Hatırlanacağı üzere “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlara İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile iptal edilmişti. İptal kararının ardından muhalefette olan siyasi partiler başta olmak üzere birçok sivil toplum örgütü iptal kararına tepki göstermiş ve İstanbul Sözleşmesi’nin gerekli olduğuna yönelik açıklamalarda bulunmuştu. Daha sonraki süreçte ise kadın örgütleri ve siyasi partiler iptal kararının geri çekilmesi için Danıştay’a başvurdu.
Danıştay 10. Daire’de, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini hukuka uygun bulmuş ve davanın reddine karar verdi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 10. Daire’nin kararına yapılan temyiz başvurularını bugün oyçokluğuyla reddetti. Kurul, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali istemiyle açılan davada verilen ret kararını onadı.
“İstanbul Sözleşmesi Anlamsız Kutsallaştırıldı”
TİVİ 6 ekranlarında yayınlanan Adım Adım 2023 programına konuk olan Türk Hukuk Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İzen Çimen Türk kadının toplumdaki yeri, kadına şiddet ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili özel açıklamalarda bulundu. Programda Cafer Kardaş’ın sorularını yanıtlayan Çimen İstanbul Sözleşmesi’nin siyasi bir malzeme olarak kullanıldığını belirterek söz konusu sözleşme maddelerinin birçok kişi tarafından okunmadan savunulduğunu ileri sürdü.
İzen Çimen programda yaptığı açıklamada; “İstanbul Sözleşmesi anlamsız kutsallaştırıldı gibi geliyor bana. Reddedildiği için herkes sahip çıkmaya çalıştı. Birilerine malzeme gerekliydi. Birileri buradan nema aldı. Tartıştığımız arkadaşlarımız, meslektaşlarımız İstanbul Sözleşmesi’ni okumamışlardır bile. Popülerist bir akıma kapılmışlardır. Kimse içeriğini okumadan bir grup bunu savunuyor diye bunun arkasından giderler. Siyasi bir malzemedir bu.
“Aile Türk Toplumunun Temel Taşıdır”
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili şunu da söylemek istiyorum. Türk toplumunda bazı olgular var. Bazı malzemeleri masum bir çerçevede gösterirsiniz ki bunlar bir plandır. Lütfen bir şeyleri yaparken araştıralım. Sanki İstanbul Sözleşmesi’ni biz devreye soktuğumuzda kadına yönelik şiddet sıfırlanacakmış gibi düşünülüyor. Bizim 6284 sayılı kanunumuzu açtınız mı, okudunuz mu? Burada ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesidir bu kanunun amacı. Niye bu kanun ailenin korunması diye başlar, çünkü aile Türk toplumunun temel taşıdır. Ve siz aile kavramını yok ediyorsunuz.
“Biraz Gerçeği Görmeliyiz”
İstanbul Sözleşmesi’nde birde şöyle bir şey oldu. Sokaktan geçen birine söylediğinizde “Kadına Şiddete Hayır” sloganını herkes söylüyor. Kadına şiddet şuan bir yara. Kapanamayan sürekli kanayan kabuk tutamayan bir yara bu. Bu yarayı kimse sorarsanız sorun akşam evinde eşine şiddet uygulayan bir beyefendiye sorduğunuzda dahi evet kadına şiddete hayır der. Çünkü bu çok hassas bir olgudur. Ve siz çok hassas bir olguyu maske yapıp o sözleşmeler altında Türk Milleti’ne öyle şeyler empoze edersiniz ki; zanneder ki yine bir kesim yine derki kadına şiddete hayır. Tabii ki kadına şiddete hayır. Biraz gerçeği görmeliyiz. Biraz o körü körüne kapılıp gitmemeliyiz de geniş çerçeveyi bir görmeliyiz. Demek ki bana ne empoze edilmeye çalışılıyor. Bu kadar masum bir şey şey, yine maske tutuluyor. Altında ne var. Birazcık zeki, birazcık gözümüz açık bakabilmeliyiz olaylara. Ne var bunun altında diyebilmeliyiz. ” ifadelerini kullandı.
Programının tamamını izlemek için tıklayınız
+ Yorum Yok
Yorum ekle