

Marmara Cezaevi’nde Suat Toktaş ve Ümit Özdağ’ı ziyaret eden Müsavat Dervişoğlu Halk TV’de Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı:
-Silivri soğukmuş , İnşa edilmek istenen istibdat rejiminin habercisi bunlar!
Dervişoğlu, son zamanlarda yaşanan siyasi operasyonlar, gözaltı ve tutuklamalar ve seçim tartışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Soğuktan kastım, meteorolojik anlamda değildi. Türkiye bir taraftan sıcak gelişmeler yaşarken, öbür taraftan insanları buz devrine götüren birtakım gelişmeleri de birlikte yaşıyoruz. Algı ile de alakalı bir takım şeyler yaşanıyor Türkiye’de.
Gerek Suat beyin ve gerek Özdağ’ın anlatımlarına bakarak bırakın tutuklanmayı, soruşturmayı açmayı bile gerektirecek bir sabote erecek suçun bulunmadığını gözlemledik.
Bugünlerde böyle geçmeyecek onun için kapıda yaptığım açıklamada, ‘Eğer siz yargıyı silah olarak kullanırsanız, unutmayın ki hiçbir silah sahibine sadık değildir, bir gün sizi de vurur’.
Siyaset, yargı yönüyle değil, birçok yönüyle ele alınması icap eder. Türkiye’nin suskunluk sarmalına alınmak istendiğini gözlemliyoruz. Konuşması gerekenlerin susturulduğu, baskılandığı bir süreç geçiyoruz ve bunun İstibdat rejimlerini çağrıştıran uygulamalar olduğunu ifade ediyor.
Türkiye konuşmalıdır, siyaset, akademi, üniversiteler, özgür basın, sivil toplum kuruluşları, sanat dünyası, yazarlar konuşmalıdır. Türkiye bu sorunlarını sindirilerek aşamaz. Dolaysıyla ben çıktığım siyasi yolculuğa adalet peşinde başladım. Türkiye’nin bugün en büyük eksiğinin de adalet yoksunluğu olduğunu vurguluyorum.
Müsavat Dervişoğlu, “İktidarın özellikle İmamoğlu konusunda böyle bir yasağı göze alabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusuna “Alabilirler” yanıtını verdi.
Dervişoğlu, değerlendirmesinin devamında şunları söyledi:
“Bu iktidarın böyle bir şeyi siyaset penceresinden baktığında risk olarak görmez. Çünkü iktidar bu konuda vazife almış durumda. Onun için ben daha işin başındayken, 2023 seçimlerinden hemen sonra gittiğim her yerde anayasayı gösterdim. Bu anayasaya göre Erdoğan aday olamaz. Aday olması için ya anayasayı değiştirecek ya da TBMM’den bir erken seçim kararı çıkarması gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki aritmetiğinde böyle bir gücü yok. Erdoğan’ı aday etmesinin ikinci yolu Meclis aritmetiğini temin etmek.
Cumhurbaşkanı Türkiye’yi 23 yıldır yönetmektedir. Bu anayasanın değiştirilmesine arzulaması gereken de muhalefettir. Çünkü Türkiye her geçen gün tek adamla evrilen bir sistemle yönetiliyor. Biz geride bıraktığımız dönem içinde de defalarca Türkiye’nin parlamenter demokratik sisteme dönmesinin temin edilmesi yolunda önemli adımlar atması gerektiğini belirttik.
Ama seçim 2028’de olacaksa Erdoğan bu anayasaya göre aday olamaz. Millete açıklaması lazım, hangi şartlarda 2028’de yeni bir İstanbul ve Türkiye kuracaksın.
Dervişoğlu, Kürşat Zorlu’nun AKP’ye katılmasıyla ilgili “Bir kırgınlığınız ve kızgınlığınız var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Kimseye yoktur. Başka partilere geçen milletvekilleri için de ben olumsuz herhangi bir beyanda bulunmadım. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne veya başka bir siyasi partiye gitmesini muhtemel gördüğümden görevlendirme yaparken, kendisine dikkat etmişimdir. Çünkü istifa eden herhangi bir milletvekiline kararını değiştirmesini için tek bir cümle kurmadım. Çünkü oynanan oyunun farkındaydım. Üzüldüklerim, kırıldıklarım oldu mu, tabii ki de var. Hem gidenlere var, hem ona sebep olanlara var.
O, mal bulmuş mağribi gibi gitmesi muhtemel olanların üzerine atlayan siyasi kişiliklerin, partiye ne yapmak istediklerini ben biliyordum. Türkiye’nin şu anda İYİ Parti’ye ne denli ihtiyaç duyduğunu kamuoyu takdir ediyor. İYİ Partisiz bir Meclis’in kime zarar vereceğini de biliyor. Dolaysıyla İYİ Parti’nin aşılmasına vesile olabilmeyi kendileri açısından bir siyasi başarı olarak görenler de ortaya çıkan tablodan kendilerine bir ders çıkarsınlar.”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda net bir cevap vermekten kaçınan Dervişoğlu, “Bunları konuşma için çok erken” dedi.
Dervişoğlu, devamında şunları söyledi:
“Ben Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye’nin en önemli meselesi olduğuna inanırım, Dolaysıyla bazı partilerin kendi iç meseleleriymiş gibi gündeme getirmelerini doğru bulmuyorum. Türkiye’nin gündeminde seçim yok.
Cumhurbaşkanlığı adaylığını düşünenleri de kırmak istemiyorum. Çünkü bir partiyi eleştirdiğimizde, siyaset kişiselleştirilmiş olduğundan kişiler sözlerimizden etkileniyor. Ben birinin adaylığına karşı, birisini adaylığını destekleyen şekilde konuşmuyorum. Ben Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığından ziyade, vatandaşların hali ne olacağının konuşulması taraftarayım.
Dervişoğlu, muhalefete “Adayınızı açıklayın” çağırısını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Buyurun önce siz adayınızı açıklayın. Recep Tayyip Erdoğan hala aday olacağını açıklamadı ki” dedi.