İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: “Türkiye’de yaşananlar hazırlanmış bir senaryonun yaşama geçirilmiş hali!” | Tivi 6Tivi 6

8 March 2025 - 19:11

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: “Türkiye’de yaşananlar hazırlanmış bir senaryonun yaşama geçirilmiş hali!”

İYİ Parti Lideri Dervişoğlu: “Türkiye’de yaşananlar hazırlanmış bir senaryonun yaşama geçirilmiş hali!”
Son Güncelleme :

07 Mart 2025 - 11:02

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sözcü TV ekranlarında İpek Özbey’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı ardından yaşanan gelişmeler sorulan Dervişoğlu, “Abdullah Öcalan çağrı yapmadı. Abdullah Öcalan’ın bir çağrı yapması istendi. Buradan anlaşılıyor ki replikleri başkası yazıyor” dedi.

Zelenskiy’e yapılanın, kapı arkasında bize yapılmış olmasından endişelendiğini ifade eden Dervişoğlu, “Emperyalist güçlerin hedef tahtasına koyduğu ülkeleri ve onları yönetenleri de kuşattıklarına dair son derece ciddi endişeler taşıyorum. Zelenski’ye Beyaz Saray’da yapılalar herkesin malumudur. Zelenski’ye aleni bir biçimde yapılanın kapı arkasında bize yapılmış olması endişesini bile taşıyorum” dedi.

Barış içinde yaşamayı herkesin isteyeceğini dile getiren Dervişoğlu, “Ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bu yaklaşık yarım asırdır Türkiye’ye bela olmuş bir terör örgütünün kurucusu ve İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş terörist başıyla çözülecek bir süreç değildir. Ben burada Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında birtakım rollerin yüklendiğini, repliklerin hazırlandığını, kimin ne zaman, neyi söyleyeceğini planlandığını ve bütün bunları düşünceden eyleme dönüştürecek takvimin ayarlandığı kanaatini taşıyorum.” dedi.

“İmralı canisinin yol göstericiliğinde tasarlanmış hiçbir plana ve projeye inanmam. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin konuyla ilgili sorunların çözümüne yönelik doğru adımlar atmasının yaşama geçirilmesi gerek” diyen Dervişoğlu, “Söylemlerimiz yönüyle sanki toplumun bir kesimiyle karşılık oluşturuyoruz türünden bir kaygı yaratıyorlar. Bu son derece yanlıştır. Bu topraklar üzerinde yaşayan Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren müştereken hareket ettiğimiz hatta Anadolu’yu vatan yapma sürecinde birlikte hareket ettiğimiz unsurlarla ayrı düşmüş gibi göstermeleri ve Türkiye’deki her sorunun odağına özne olarak Kürtlerin yerleştirilmiş olması halini kabullenemiyorum. Bir taraftan bu adımları atıyoruz, diğer taraftan kayyum uygulamalarına gidiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin görevi, bu toplumda yaşayan insanların kendisini buraya ait hissetmesini temin etmektir. Bu ayrılıklardan ve farklılıklardan siyaseten beslenerek ondan netice almaya çalışmak değildir. Bu ülkede yaşayan insanların, bu toprakların yabancısı olmadığını onlara ispat etmek zor bir şey mi?” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın sorunların çözümü için büyük fırsatlar yakaladığını vurgulayan Dervişoğlu, “25 yıldır iş başında bulunan iktidar, aidiyet duygusundan değil de farklılıklardan ve ayrılıklardan beslenmeye çalışırsa elbette ki sonuç böyle olacaktır. Bu sürecin içinde herhangi bir iyi niyet emaresi görmüyorum” dedi.

Dervişoğlu, “İktidarın içinde Tayyip Erdoğan’a doğru yol gösterecek insanların olduğu kanaatini taşıyorum ama bu sistem Erdoğan’ı öyle bir hale getirdi ki, üzülerek ifade ediyorum Erdoğan’ın doğru şeyi dinlemeye tahammülü bile kalmadı” diye konuştu.

Cumhur İttifakı’nın geçmişte muhalefeti terörle yan yana durmakla suçladığı hatırlatılan Dervişoğlu, “O zaman terör örgütüyle ilişkilendirmek için sahte dokümanlar hazırlamaktan, montaj filmler yapmaktan geri durmayan hükümet, bugün kendi sınırlarında terör devletinin inşasını temin edebilecek yanlış adımlar atıyor. Yani Türkiye kendi sınırında terörist oluşturuyor. Dolayısıyla ne değişti sorusu çok açık ve net. O dönem kazanmak için o gerekiyordu, bu dönem kazanmak ve bu malum fikirleri yaşama geçirebilmek adına değiştirilmesi düşünülen anayasal hamlelerin yeniden hayata geçirilmesi arzulanıyor. Ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu vasattan, bu ülkeyi yönetebilecek tek kişi görüntüsüyle çıkmayı arzuluyor. Bu son derece tehlikeli bir şey” dedi.

Yaşanan gelişmeler kapsamında muhalefetin yaptığı açıklamalara da tepki gösterdiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Gazi meclisin böyle bir sürece aracı kılınmasını kabul etmediğim için iktidarla birlikte muhalefeti de uyarma ihtiyacı içerisinde oluyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi ne yapacaktır? Elimizde anayasa var. Türkiye’nin bu zamana kadar tartışılmayan hangi sorunu vardır ki, konuşulmayan hangi problemi vardır ki? Türkiye’nin konuşulmayan ya da tartışılmayan soruları değil, çözülmeyen sorunları vardır” ifadesini kullandı.

Öcalan’ın “40 yıl önce Kürt’ün adı yoktu, bugün belediyeleri var” şeklindeki sözleri sorulan Dervişoğlu, “Bu neyle temin edilmiş? Terörle, cinayetle, şehitlerimizin katledilmesiyle. Terör faaliyetleriyle elde edilmiş. Ben dün doğmadım, benim çok sayıda Kürt arkadaşım da vardı. 40 yıl önce Kürt’ün adı bile yoktu demek, yaptığımız silahlı mücadeleyle bunu temin ettik anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mahkemelerinde yargılanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş birisinin, böylesine konularda siyasi öndere dönüştürülmüş olması hâli bile, eğer utanç aranıyorsa bu hükümete yeter” değerlendirmesini yaptı.

“Öcalan çıkarılır mı” sorusuna Dervişoğlu, “Her şey yapılmaya teşebbüs edilebilir. Erdoğan bu durum gündeme geldiğinde bunu cevapladı. ‘Öcalan’ı affedeceğimize dair birtakım iddialar var, adam çıkmak istemiyor’ dedi. Demek ki o kişiye çıkıp çıkmaması ile alakalı birtakım görüşler ifade edilmiş. Kendisi güvenliği için yaşamını İmralı’da sürdürmesinin daha uygun olacağını söylemiş. Ama demek ki birileri Öcalan’a ‘çıkmak istiyor musun?’ diye sormuş. Buna yönelik adımların atılması muhtemeldir. Çünkü son birkaç gündür umut hakkından bahsediliyor. Planlanan düzenlemelere İYİ Parti olarak karşı duruş sergileyeceğimizi ifade etmek isterim” yanıtını verdi.

CHP’ye yönelik tepkisi sorulan Dervişoğlu, “Bu meselenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözümün aranması, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’un durumdan vazife çıkarmasının gerektiğinin ifade edilmesi son derece mahsurlu cümlelerdir. Bunlar zaten konuşuluyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tutanaklarını okuduğunuzda bunlara şahitlik ediyorsunuz. Bunlar konuşulmayan meseleler değil. Ne konuşulacak, çözüme dair ne konuşulacak? Burada ne isteniyor? Türk kimliğinin sorgulanması, vatandaşlık tanımının sorgulanması, üniter devlet yapısını sorgulanması, milli devlet anlayışının sorgulanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri arasında değildir. Bu yolda birtakım düzenlemelere gidelim yolunda adımlar atılacaksa şayet, bunlar bu mevcut melun planı masum hale getirmek üzere sevk edilmiş cümlelerdir.” şeklinde konuştu.

Dervişoğlu, DEM Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki diyalogların anımsatılması üzerine, “Uygulanmak istenen bir şey var. Roller dağıtılmış, replikler hazırlanmış, zamanlama planlanmış. Adeta set kuruldu. Dolayısıyla herkes zamanı geldiğinde kendi rolünü oynuyor.  Bir film setindeymişim gibi hissediyorum kendimi. Bu kadar insan birbirine bu denli komplimanlar yapıyorlarsa, belli ki aynı senaryonun bir parçası ve hazırlanmış replikleri okuyorlardır. Böyle sıkı fıkı ilişkilerde biliyorsunuz set aşkları doğar. Ben bunun süreç aşkları olarak tanımlanmasını ve siyasetten ziyade magazin konusu olmasını arzuluyorum” ifadesini kullandı.

Anayasa’ya göre Erdoğan’ın bir kez daha aday olamayacağını hatırlatan ve bu noktada iştahının kabartılmaması gerektiğini vurgulan Dervişoğlu, “Buna muhalefetin vesile olmasını içime sindiremiyorum” dedi.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.