İYİ Parti’nin İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin genel görüşme önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, “Siyasi iktidar temsilcilerinden şu ana kadar İsveç’in verdiği taahhütler çerçevesinde neler yapıldığını bize, milletimize, TBMM’ye açıklamasını arzu ediyoruz. Biz NATO’nun genişleme sürecine saygılıyız. Ancak Türkiye’nin onuru, saygınlığı ve güvenlik çıkarları bizim için her şeyden daha önemlidir” dedi.
İYİ Parti’nin, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin genel görüşme önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, “Siyasi iktidar temsilcilerinden şu ana kadar İsveç’in verdiği taahhütler çerçevesinde neler yapıldığını bize, milletimize, TBMM’ye açıklamasını arzu ediyoruz. Biz NATO’nun genişleme sürecine saygılıyız. Ancak Türkiye’nin onuru, saygınlığı ve güvenlik çıkarları bizim için her şeyden daha önemlidir” dedi.
İYİ Parti’nin, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin TBMM’ye verdiği genel görüşme önergesinin bugün Genel Kurul’da görüşülmesi için getirdiği grup önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, şunları söyledi:
“İSVEÇ’TE SADECE PKK TERÖR ÖRGÜTLERİNİN FAALİYETLERİ DEĞİL; FETÖ’NÜN DE 15 TEMMUZ SONRASI KENDİSİNE ZEMİN BULABİLDİĞİ GÖRÜLMÜŞTÜR”
“Ukrayna savaşının ardından Finlandiya ve İsveç kimi güvenlik endişeleri dolayısıyla NATO’ya girme kararı almış ve bu yönde başvuru yapmışlardır. Bu iki ülkenin PKK ve FETÖ başta olmak üzere terör konusundaki tutumları sebebiyle Türkiye ilk başta üyeliklerine sıcak bakmamıştır. Çünkü terör örgütü PKK/YPG yandaşları ülkede para toplama ya da gösteri organize edebilmekte, devlet radyosunun da örgütün ele başlarıyla röportaj yayınlayabildikleri görülmektedir. Bu kapsamda özellikle İsveç’te sadece PKK terör örgütlerinin faaliyetleri değil; FETÖ’nün de 15 Temmuz sonrası kendisine zemin bulabildiği görülmüştür.
Böyle bir manzara karşısında Sayın Cumhurbaşkanı 17 Mayıs 2022’de İsveç’i terör örgütlerinin kuluçka merkezlerinden biri olarak tabir etmiş ve NATO’ya girişinin mümkün olmadığını beyan etmiştir. Yine sayın Erdoğan bir gün sonra gerçekleşen AK Parti Meclis grup toplantısında ‘İsveç’ten 30 terörist istedik vermeyiz dediler. Siz teröristleri vermeyecekseniz bizde NATO üyeliği isteyeceksiniz. Hem PKK’ya destek verip hem bizden destek istemek olmaz biz evet demeyeceğiz’ şeklindeki açıklaması hepimizin malumudur. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da teröristlerin iadesine konusunda hiç bir adımın atılmadığına yönelik ifadeleri kamuoyumuza yansımıştır.
“NE DEĞİŞTİ Kİ SAYIN ERDOĞAN İSVEÇ’İN KATILIM PROTOKOLÜNÜ İMZALAYARAK TBMM’YE GÖNDERMİŞTİR?”
İsveç’te yeni terörle mücadele yasası 1 Haziran 2023’te yürürlüğe girmiş olsa da uygulamada beklentilerin ne ölçüde karşılandığı irdelenmeye muhtaçtır. Türkiye’nin iadesini talep ettiği teröristlerden kaçının teslim edildiği de belirsizdir. Bir başka hususta kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i hedef alan saldırılar maalesef Türk milleti tarafından da kaygıyla takip edilmektedir. İsveç’in ifade özgürlüğü adı altında Kur’an-ı Kerim yakılması eylemlerine de izin vermeye devam ettiği görülmüştür.
Şimdi soruyoruz bu ve benzer sözler ortadayken şimdi ne değişti ki Sayın Erdoğan İsveç’in katılım protokolünü imzalayarak TBMM’ye göndermiştir? Biz İYİ Parti olarak bu konuda iki temel husus üzerinde duruyoruz. Birincisi; son ve nihai kararı Meclis’imizin verecek olması. Elbette siyasi iktidarın bu sorumluluğu üzerinden atması için bir sebep olamaz. Siyasi iktidarın özellikle seçim döneminde yüksek perdeden yaptığı açıklama ve eylemlerle iç politika malzemesi haline getirdiği bu meselenin ülkemizin ciddiyetine yaptığı olumsuz etkinin de farkındayız. Bunun elbette bir altyapısı var Rahip Brunson geri dönüşü, Deniz Yücel faciası, Cemal Kaşıkçı çarkı gibi bir çok konuda biz bu örneklerle karşı karşıyayız.
Bizim açımızdan meselenin ikinci boyutu da; TBMM’nin vermesi gereken bir kararın siyasi iktidarın bu tutarsız çizgisiyle değil elimizdeki somut, adım ve imkanlarla değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Siyasi iktidar temsilcilerinden şu ana kadar İsveç’in verdiği taahhütler çerçevesinde neler yapıldığını bize, milletimize, TBMM’ye açıklamasını arzu ediyoruz. Biz NATO’nun genişleme sürecine saygılıyız. Ancak Türkiye’nin onuru, saygınlığı ve güvenlik çıkarları bizim için her şeyden daha önemlidir. Türkiye ekonomisi böyle bir krize sokularak bağımlı bir iktisadi yapıya getirilmişken bu kararların Gazi Meclis’imizce titizlikle incelenmesi gibi bir sorumluluğumuz var.”
“İSVEÇ’TE BİR GELİŞME OLDUĞUNU GÖRMEDİM. KUR’AN YAKMAYA DEVAM ETTİLER”
Saadet Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, “Nasıl olduysa Finlandiya istenilen şartları karşıladı, İsveç’te bir gelişme olduğunu görmedim. Kur’an yakmaya devam ettiler, Türkiye’ye iade edilen bir teröristte duymadık. Ne değişti de Sayın Cumhurbaşkanı bunu imzaladı da Meclis’e gönderdi” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ BÖYLESİNE ÇELİŞKİLİ BİR DIŞ POLİTİKAYI HAK ETMİYOR”
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise şunları kaydetti:
“Daha NATO zirvesine giderken Cumhurbaşkanı, ‘Avrupa Birliği’nde önümüzü açsınlar biz de İsveç’in önünü açalım’ demişti. Açıldı mı önümüz? Hiçbir gelişme yok. F16 satışıyla ilgili bir ilerleme var mı? Yok ama bu tezkere Meclis’e geliyor. ‘F35’ler için 1 buçuk milyar para ödedik, daha onu bile alamadık’ demişti. Kuzey Irak’taki ‘PKK/YPG varlığına dönük herhangi bir şey yapmıyorlar. Buna devam ederlerse İsveç’i NATO’ya sokmayız’ demişti. Burada bir gelişme var mı? Yok. İsveç’te Kur’an yakılmaya devam ediliyor mu? Bunun için ne yaptınız hiçbir şey gelip burada gözyaşı dökmekle olmaz. Ne oldu da tezkereyi getiriyorsunuz? Biz NATO’nun genişlemesinden yanayız İsveç’in NATO’ya katılmasından yanayız ancak Türkiye Cumhuriyeti bir dış politikayı belirlerken bunun devamlılığı olmasını düşünmek zorundadır. Dünü unuttururum zannederek asla bu yolda yürüyemezsiniz. Türkiye’yi böylesine çelişkili bir dış politikayı hak etmiyor.”
+ Yorum Yok
Yorum ekle