42,4691$% 0
49,6161€% 0.03
56,8234£% 0.09
5.738,20%-0,03
9.463,00%0,32
4.200,75%-0,12
10.918,51%-1,07
฿%
$%
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada Devlet Bahçeli’nin ” KKTC 82. ilimiz olmalıdır” ifadesini kullandı. Müsavat Dervişoğlu KKTC için önemli açıklamalarda bulundu.
Müsavat Dervişoğlu;
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olduğunu savunup, bunu dünyaya kabul ettirmeye çalışırken, bağımsızlığına önce Türkiye’nin saygı duyması gerekir. Çünkü Türkiye’nin saygı göstermediği bir alanda başkalarının saygı göstermesi beklenemez.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız ve egemen bir ülke olduğuna inanan ve bu davayı destekleyen herkes, Kıbrıs Türk halkının hür iradesiyle yaptığı seçimlerin sonuçlarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını perçinlediğini kabul etmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir.
Bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimler sonucu seçilmiş devlet başkanıdır. Yapılan seçimleri federasyon ile bağımsız devlet arasında bir referandummuş gibi sunmak, hadiseyi bu şekilde ele almak, düşmanları sevindirmek, Türkiye için de bir mağlubiyet algısı yaratmaktır.
Okumadıkları, okuyup anlayamadıkları, anlayıp da inanmadıkları tarihî gerçeği tekrarlayayım ki o pamuk ipliğine bağlı millî özgüvenleri öğrensin. Kıbrıs Türk halkının bir devleti vardır ve garantörü de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.” dedi.
Bütçe ile ilgili konuşma yapan Müsavat Dervişoğlu şu ifadeleri kullandı;




“Kart Merkezi’nde yapılan ciddi usulsüzlükler tespit edilmiş ve devletimiz milyonlarca lira zarara uğratılmıştır.”
“Düşünebiliyor musunuz, ne hâle getirilmiş? Cebimizdeki parada imzası bulunan kişi yolsuzluk iddialarıyla tutuklanıyor. “İngiliz Mehmet”ten sabık damat bakana, oradan da ışıldayan gözlü bakanlara kadar; atandıkları dönemde öve öve bitirilemeyen, Türkiye’yi milyarlarca dolar zarara uğratan kur korumalı mevduatın mucitlerinden olan Merkez Bankası Başkan Yardımcısından bahsediyorum. Bu başka bir yerde olsa hükümetler istifa eder, bakanlar istifa eder… Daha neler var arkadaşlar! Hiç kimse kılını kıpırdatmıyor. Söz konusu soruşturmaya göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın iştiraki olan Bankalararası Kart Merkezi’nde yapılan çipli kart alımı ve troll yazılım geliştirme ihalelerinde ciddi usulsüzlükler tespit edilmiş ve devletimiz milyonlarca lira zarara uğratılmıştır. Bu mesele, devletin en güvenilir kurumu sayılan ve öyle de olması gereken Merkez Bankası’nın gölgesinde doğmuş bir yönetim zafiyetidir; saray çürümüşlüğünün en açık özetidir. ifadelerini kullanarak sert tepki verdi.”
“Bütçe eskiden bir hükümetin yol haritasıydı ve namusuydu. Şimdi ise yalanın resmî belgesi hâline gelmiş durumdadır.”
Bütçe açığıyla aynı miktarda, yani iki nokta yedi trilyon lira. Büyüme ise yüzde üç nokta sekiz olacakmış. Bu açıklamada enflasyon yüzde on altıya düşecekmiş. Üç haftada çöken üç yıllık orta vadeli yalanların yeni bir versiyonudur hazırlanan bu bütçe. Yahu arkadaş, bu bütçe açığıyla bu enflasyon o seviyeye nasıl düşecek, hiç düşündünüz mü? Rakamlar yalan söylemez ama bu bütçe yalan söylemekten imtina etmiyor. Çünkü iki bin yirmi altı rakamlarının gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok. Bütçe eskiden bir hükümetin yol haritasıydı ve namusuydu. Şimdi ise yalanın resmî belgesi hâline gelmiş durumdadır.
Kepenk kapatan esnaf, ay sonunu getiremeyen emekli, toprağına küsen çiftçi tükenmiştir. Emeği zayıf olan emekçi, maaşı kuşa dönen memur, maaşının yarıdan fazlasını kiraya veren kiracı tükenmiştir. Çarkı döndüremeyen KOBİ’ler, finansmana ulaşamayan sanayiciler, geleceğinden umudu kesmiş, kayırmacılık altında ezilen gençler tükenmiştir.
“Delikanlıysa gelsin bütçesini sunsun ya da milletin huzurunda o bütçeyi savunsun.”
Çünkü Sayın Recep Tayyip Erdoğan öyle emretmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmiştir ve Türk milletine dayatılmak istemektedir. Buradan açıkça söylüyorum: Bütçenin sahibi Recep Tayyip Erdoğan geride bıraktığımız yıllarda yaptığı gibi yapmasın. Bütçesini gelsin ya delikanlı gibi savunsun ya da bu büyük millete kendisi sunsun. Suçu bürokrasinin üstüne, bakanların üstüne atmasın.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden kaçmamaya davet ediyorum. Tekrar söylüyorum: Delikanlıysa gelsin bütçesini sunsun ya da milletin huzurunda o bütçeyi savunsun.”
Terörsüz Türkiye ilgili yaptığı konuşmasında Müsavat Dervişoğlu sert konuşmalar yaptı.
“Sözde Terörsüz Türkiye Komisyonu… Barış, kardeşlik, dayanışma, demokrasi, millî birlik… ne güzel laflar! Peki, sonuç? Teröristbaşı Öcalan’a özgürlük yürüyüşleri. Sonuç? Polise “ey düşman” diye megafonla seslenen terör sempatizanları. Sonuç? Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden postmodern siyaset feodalleri. Sonuç? Türkiye’nin tartışılmazlarının tartışma masasına yatırılıp tartışmaya açılması. Sonuç? Siyasetteki varlığını Türk milleti tanımıyla, Cumhuriyet’in nitelikleriyle yaptığı çekişmeye adamış, ana dil kılıfıyla ayrışma taleplerini meşrulaştıran sözde bir meclis başkanı.”
“Bu ülkeyi, Türk milletini provoke ederek varacağınız menzilde sizi bekleyen hiç ama hiç iyi bir gelecek yoktur.”
“Buradan bir kez daha uyarıyorum: Ey yanlış yolun şaşkın yolcuları! Bu ülkeyi, Türk milletini provoke ederek varacağınız menzilde sizi bekleyen hiç ama hiç iyi bir gelecek yoktur. Kimse için yoktur; ne Kürt için ne başka bir kimlik için yoktur. Öcalan’a indirgenmiş bir sürecin sonunda en çok benim masum Kürt kardeşime yazık edeceksiniz. Tablo açık ve nettir: Ya Öcalan’ı tercih edeceksiniz ya Kürtleri; ya Kandil’i tercih edeceksiniz ya Türkiye’yi; ya Cumhuriyet’i tercih edeceksiniz ya da sefilliği.” ifadelerini kullandı.
” Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle büyük Türk milleti olarak BİZ payidar kılacağız!”
Bizim de tavrımız bellidir: Biz kardeşlik diyeceğiz, biz eşitlik diyeceğiz, biz hürriyet diyeceğiz, biz cumhuriyet diyeceğiz! Ey yanlış yolun şaşkın yolcuları! Size rağmen Türk vatandaşlığını parçalatmayacağız. Kalkınmış, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni elbirliğiyle, Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle büyük Türk milleti olarak BİZ payidar kılacağız! dedi.
Biz, bu bölünmez vatanı millî mücadele ve irfanla kurduk, hukukla var etmek istiyoruz.
“Türkiye, ondan bir parça devşirmeye çalışan sözde gizli ajandalarla kuyusu kazılacak bir ülke değildir. Türk milleti, aç da kalsa, sefalet içinde de bırakılsa, varlığını bir faninin varlığına bırakacak bir millet değildir. Türk milleti, kendisine 40 sene silah doğrultmuş bir terör örgütüne de, onun elebaşına da barış güvercini muamelesi yapacak, yaptıracak bir millet de değildir.
Biz, bu bölünmez vatanı millî mücadele ve irfanla kurduk, hukukla var etmek istiyoruz.
Cumhuriyet’le savaşarak, devletin kuruluş felsefesiyle dalaşarak, Mustafa Kemal’le hesaplaşmaya kalkarak, milletin birliği ve bütünlüğüne karşı çıkarak, vatanın bütünlüğüne kastederek bize barış diye yutturmaya çalıştığınız o parçalanma hikâyesinin sonunda gökten üç elma filan düşmez! Böyle bir şeye Allah da rıza göstermez. Başınıza taş yağar, taş! Ha, bunu da böyle bilin!” dedi.






Lütfü Savaş Mahkemeden Tüm Kongrelerin İptalini İstedi!












Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.