42,8213$% 0.03
50,3761€% 0.41
57,6641£% 0.64
6.098,32%2,12
9.786,00%1,88
4.431,44%2,13
11.311,06%-0,27
3792809฿%0.46182
42.8$%0.14673
Türkiye’de özel hastanelere yapılan başvurularda son yıllarda dikkat çekici bir düşüş yaşanıyor. 2012’de 87,9 milyon olan özel hastane başvuruları, 2023 itibarıyla 68,5 milyona geriledi. Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamındaki başvurular da 2010’da 71 milyon seviyesindeyken, 2024 sonunda 66 milyona düştü.
Uzmanlara göre bu düşüşün temel nedeni, ekonomik krizin orta sınıfın sağlık hizmetlerine erişimini ciddi biçimde daraltması. Artan yaşam maliyetleriyle birlikte özel hastaneler artık yalnızca “ödeyebilen” bir kesime hitap eder hale geldi.
“Orta sınıf özel hastaneyi karşılayamaz durumda”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Özel Hekimlik Kolu Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Güray Kılıç, ekonomik koşulların özel sağlık hizmetlerine yönelimi belirgin şekilde azalttığını söyledi. Kılıç, “Bir dönem kamu hastanelerinde randevu bulamayan hastalar özel hastanelere geçiyordu. Gelirlerdeki düşüşle birlikte artık bu imkân ortadan kalktı. Orta sınıf, özel hastane ücretlerini karşılayamaz hale geldi” dedi.
Kılıç, özel hastanelerin hasta profili açısından da önemli bir dönüşüm geçirdiğine dikkat çekerek, “Bugün özel hastanelerin büyük kısmı yabancı hastalar ve özel sağlık sigortasına sahip kişilerle ayakta duruyor. GSS’li yurttaşların özel hastanelere erişimi giderek kısıtlanıyor” diye konuştu.
“İlave ücret uygulaması kontrolden çıktı”
Dr. Kılıç, özel hastanelerde yasal olarak sınırlandırılmış olan ‘ilave ücret’ uygulamasının artık fiilen denetlenemez hale geldiğini belirtti. Yasal düzenlemeye göre özel hastaneler, SGK Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının en fazla iki katını talep edebiliyor. Ancak Kılıç’a göre bu sınır sistematik biçimde aşılıyor:




“SUT fiyatları düşük olduğu için hastaneler bu sınırı yok sayıyor. Denetimler yetersiz, yaptırımlar caydırıcı değil. Kurumlar, cezaları ‘gider kalemi’ olarak değerlendirip hastalardan çok daha yüksek ücretler alıyor.”
“Kamu hastaneleri yeniden tıkandı”
Özel hastanelere erişimin zorlaşmasıyla birlikte yükün yeniden kamu hastanelerine bindiğini vurgulayan Kılıç, “Kamu hastanelerinde başvuruların önemli bir kısmı artık acil servislerden geliyor. Kronik rahatsızlıklar ya da ciddi cerrahi işlemler acil servislerde çözülemez hale geldi” dedi.
Bu tabloyu “medikal yoksulluk” olarak tanımlayan Kılıç, “Artık insanlar kanser ameliyatlarını ya da kalp tedavilerini karşılayamaz durumda. Kamu hastanelerinde sıra bulamıyor, özel hastaneye gidemiyor. Birçok kişi evinde hayatını kaybediyor olabilir. Bu tablo, sağlık sistemimizin tıkandığını açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Sağlık, hak olmaktan çıkıp tüketime dönüştü”
Kılıç, sorunun sadece ekonomik değil, yapısal olduğunu belirterek, birinci basamak sağlık hizmetlerinin zayıflığının sistemi kilitlediğini söyledi:
“Koruyucu sağlık politikalarının zayıflığı nedeniyle insanlar doğrudan ikinci ve üçüncü basamağa yöneliyor. Bu da hem kamu kaynaklarını tüketiyor hem de gereksiz yoğunluk yaratıyor. Türkiye’de sağlık sistemi artık korunması gereken bir hak değil, tüketilecek bir hizmet haline geldi. Ödeme gücü olan yararlanıyor, olmayan dışlanıyor.”
Dr. Kılıç’a göre mevcut tablo, neoliberal sağlık politikalarının Türkiye’deki somut sonucu: “Sağlık artık kamusal bir hak değil, parası olanın erişebildiği bir ayrıcalık.”






Şener Üşümezsoy Kritik Bölgeyi İşaret Etti: “Asıl Tehlike Orada”














Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.