40,2592$% 0.13
46,7280€% 0.07
53,9463£% 0.2
4.309,12%-0,18
7.021,00%0,34
3.335,67%0,36
10.222,02%-0,03
฿%
$%
10 Haziran 2025 Salı
Bir zincirleme yıkım senaryosu: Türkiye
Gelecek kaygısı ve tükenen gençler
Kerbelâ'nın yüzlerce yıllık yası: Muharrem ayı
Gaziantep’te Çevreyi Kirletenlere Anında Ceza!
Kırmızı Bültenin Maliyeti mi, Vicdanın Sessizliği mi?
Zam Yağmuru, Borç Dağları ve Sessiz Çöküş
Türkiye, kalite alanında uluslararası prestijli bir başarıya daha imza attı. Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) adayı olarak gösterilen Dr. Ömer Özkan, Avrupa Kalite Teşkilatı (European Organization for Quality – EOQ) tarafından verilen “2025 Avrupa Kalite Lideri” (European Quality Leader – EQL) ödülüne layık görüldü.EOQ’nun dört ana kriter üzerinden yürüttüğü kapsamlı değerlendirme sonucunda ödülü almaya hak kazanan Dr. Özkan, Türkiye’yi uluslararası düzeyde başarıyla temsil etti. Ödül, 12-13 Haziran tarihlerinde Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen 66. EOQ Kongresi’nde EOQ Başkanı Patrick Mongillon ve EOQ Genel Sekreteri Ulf Gustavsson tarafından takdim edildi.
Avrupa’nın Kalite Vizyonunu Şekillendiren Bir Lider: Dr. Ömer Özkan
Makine mühendisliği kökenli bir akademik geçmişe sahip olan Dr. Ömer Özkan, işletme yüksek lisansı ve doktorası ile teknik ve yönetsel bakış açılarını birleştiren çok yönlü bir lider profile sahip olan Ömer Özkan. Otomotiv, doğalgaz, hizmet ve üretim gibi sektörlerde önemli yöneticilik deneyimlerine sahip olan aynı zamanda akademik alanda da aktif olan Özkan, birçok üniversitede kalite yönetimi, inovasyon ve girişimcilik dersleri veriyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde yayımlanmış bilimsel çalışmaları, onun kalite alanındaki entelektüel derinliğini ortaya koyuyor. Ayrıca ISO baş tetkikçiliği, UNDP enerji yöneticiliği ve Yalın 6 Sigma sertifikasyonu gibi teknik yeterlilikleri de bulunuyor.
EOQ’nın Verdiği Bu Ödül Neyi İfade Ediyor?
Avrupa’da 24 ülkenin resmi kalite kurumlarının üyesi olduğu ve Avrupa’nın en prestijli 1956 yılında kurulan ve 24 Avrupa ülkesinin resmi kalite kurumlarının üye olduğu European Organization for Quality (EOQ), Her yıl yalnızca bir kişiye verilen Avrupa Kalite Lideri Ödülü, kalite yönetimi alanında örnek liderlik sergileyen, sürdürülebilir ve yenilikçi projelere öncülük eden, toplumsal etki yaratan yöneticilere takdim ediliyor.Bu ödülün en dikkat çeken yönlerinden biri, sadece kurumsal başarıya değil; liderlik becerilerine, profesyonel tanınırlığa ve sosyal etkiye de odaklanan çok yönlü bir değerlendirme süreci içermesi. Dr. Özkan, bu kapsamlı değerlendirme sürecinde tüm kriterleri karşılayarak ödüle hak kazandı.
Dr. Ömer Özkan Ekosisteme olan Katkılarıyla Ön Planda
Dr. Özkan, yalnızca kurum içindeki çalışmalarıyla değil; Türkiye Kalite Derneği (KalDer), Kalite Birliği Derneği (KalBir), TSE Teknik Komiteleri ve Kaizen değerlendirme kurulları gibi birçok platformda aktif rol alarak Türkiye’nin kalite ekosistemine önemli katkılarda bulunuyor. 2007’den bu yana EFQM modeli çerçevesinde yürütülen yerel, ulusal ve Avrupa düzeyindeki kalite ödüllerinde değerlendirici ve baş değerlendirici olarak görev yapıyor. Ayrıca, TSE MTC 184 Döngüsel Ekonomi Komitesi Başkanı ve MTC 139 İnovasyon Yönetimi Komitesi üyesi olarak ülkemizin teknik standartlarına yön veren isimler arasında yer alıyor. Dr. Ömer Özkan’ın Avrupa Kalite Lideri Ödülü’nü kazanması, bireysel bir kariyer başarısının ötesinde, Türkiye’nin kalite yönetimi alanındaki gelişimini ve küresel rekabet gücünü gösteren önemli bir göstergedir. Bu başarı, Türkiye’nin kalite yolculuğunda doğru adımlar attığını kanıtlarken, gelecek nesil profesyoneller ve yöneticiler için de güçlü bir ilham kaynağı oluyor.
HABER MÜSLÜM OKATAN /GAZİANTEP
Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde çevre temizliği konusunda örnek bir uygulama hayata geçirildi. Yaklaşık 2 ay önce başlatılan ve halen devam eden yeni sistemle, çöp atan ya da çevreyi kirleten kişilere anında cezai işlem uygulanıyor. Şahinbey Belediyesi’nin devreye aldığı kameralı takip sistemi, cadde ve sokakları 24 saat gözetim altında tutuyor. Bu sistem sayesinde, çöplerini gelişi güzel sokağa atan vatandaşlar tespit edilerek, Kabahatler Kanunu kapsamında cezalandırılıyor. Denetimler Sıklaştı, Uygulama Kararlılıkla Sürüyor. Yetkililer, uygulamanın başladığı günden bu yana onlarca kişiye para cezası kesildiğini, çevre temizliği konusundaki denetimlerin ise gittikçe sıkılaştırıldığını belirtti. Vatandaşlardan gelen olumlu tepkilerin ardından Şahinbey Belediyesi, kameraların sayısını artırmayı ve uygulamayı daha geniş alanlara yaymayı hedefliyor. “Temiz Şahinbey İçin El Ele “Belediye yetkilileri tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Şahinbey’in daha temiz, sağlıklı ve yaşanabilir bir ilçe olması için bu uygulamayı hayata geçirdik. Vatandaşlarımızdan da büyük destek alıyoruz. Çevreyi korumak hepimizin ortak sorumluluğu. Kurallara uyanlara teşekkür ediyor, ihlallerin ise tavizsiz şekilde cezalandırılacağını duyuruyoruz.”
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. eleme turu ilk maçında Feyenoord’a 2-1 mağlup oldu. Spor yorumcusu ve eski futbolcu Nihat Kahveci, Kontraspor YouTube kanalında maçı sert ifadelerle değerlendirdi.Kahveci, “İlk 30 dakikadaki rezalet futbolu izledikten sonra umutlandık. Bu umudun karşısında Brown’un kestiği topta Amrabat’la 1-1 yaptı ama sonra uzatmalarda gol.” dedi. “Şu uzatmalara dikkat edelim. Feyenoord’la ilgili ‘Şunu nasıl kaçırdı’ diye not almadım. Şu ikinci golü yemeyeceksin.” ifadeleriyle de takımın savunma zafiyetlerine vurgu yaptı. Nihat Kahveci, “Asensio hangi depoda bekliyor? Bu maçta prestij var. Şampiyonlar Ligi’ne girersen 17 yıl o müziği dinlemeyen Fenerbahçe taraftarı rahatlayacak. Geçen seneden tek farklı isim var. Aklım almıyor.” diyerek takımın transfer politikasına eleştiri getirdi. ‘BU OYUNLA ŞAMPİYONLAR LİGİ’NE GİRSEN NE OLUR’ başlıklı değerlendirmesinde, “Bu turu geçsen Benfica ile oynayacaksın büyük ihtimalle. Bu oyunla Şampiyonlar Ligi’ne girsen ne olur. Skor iyi. 2-1 döner içerde. İlk yarı seyirciyle beraber gol atıp eleyebilirsin. Feyenoord gol atar gol yer. Bu takımı Kadıköy’de boğacaksın.” dedi.
Kahveci ayrıca, “Oğuz oynuyor orta yok. Mert Müldür ileri çıkamadı. Kanat yok. Asensio hangi depoda bekliyor? Asensio sol ön oynar on numara oynar sağ ön oynar. Sağ ayağıyla bugün bazılarının yaptığından daha iyisini yapar. Kerem Aktürkoğlu konuşuluyor. Fenerbahçe’nin Kerem’e yüzde 200 ihtiyacı var.” ifadeleriyle takımın kanat eksikliğine dikkat çekti.
Hollandalı eski futbolcu Dirk Kuyt, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. eleme turunda oynanan Feyenoord – Fenerbahçe karşılaşmasını değerlendirdi. Kuyt, “Oldukça zorlu bir maçtı. Feyenoord, özellikle ilk yarım saati daha iyi oynayan taraftı ancak daha sonra Fenerbahçe, yavaş yavaş toparlanmaya ve daha iyi oynamaya başladı.” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe’nin maç boyunca topla daha fazla oynadığını ve “Güzel bir golle skoru 1-1’e getirdiler. Sanırım bu skor onları çok memnun ederdi çünkü herkes Kadıköy’de rakiplerin iyi sonuçlar almasının ne kadar zor olduğunu biliyor.” dedi. Maçta Feyenoord’un bir gol daha bulduğunu ve “bence bu iki ayaklı bir maçın ilk yarısıydı. Sonucu belirleyen Kadıköy’deki maç olacak.” değerlendirmesinde bulundu. Kuyt ayrıca, “Kadıköy’deki stadyumu çok seviyorum. İstanbul’da, Fenerbahçe’de 3 harika yıl geçirdim. Kadıköy’deki stadyumu çok seviyorum. Bazen gerçekten çok özlüyorum.” diyerek duygularını paylaştı.
Ezgi Apartmanı 6 Şubat’ta yıkıldı. 35 kişi hayatını kaybetti. Sorumlular kaçtı. Mahkeme 5 duruşmadır kırmızı bülten çıkarmıyor. Peki neden? Çünkü sanık avukatı şöyle dedi:
“Kırmızı bültenin devlete maliyetini biliyor musunuz?”
Bu cümleyi unutmayın.
Hikâyeyi baştan anlatayım:
Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde yer alan Ezgi Apartmanı, 6 Şubat 2023’teki ilk depremde yıkıldı. Betonun altından 35 insanın cansız bedeni çıkarıldı. Biri henüz 6 aylık bir bebekti. Adı Asude. Annesi ve babasıyla birlikte öldü. Üç kişilik bir aile tek bir mezara gömüldü.
O gün bugündür adalet arayanlardan biri, Nurgül Göksu. Oğlu, gelini ve torununu kaybettiği apartmanın enkazından geriye yalnızca acı ve mücadele kaldı. Göksu, her duruşmada aynı talebi yineliyor: “Firariler için kırmızı bülten çıkarılsın.”
Ama olmuyor.
Ol(a)muyor.
Mahkeme, 5 ayrı duruşmada bu talebi reddetti.
Oysa Emniyet artık açıkça yazıyor: Ezgi Apartmanı’nın altındaki pastanenin sahipleri olan sanıklar Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel’in yurt dışında oldukları değerlendiriliyor. Talep edilirse kırmızı bülten çıkarılabileceği de belirtiliyor. Yani top artık mahkemede.
Ancak sürecin hukuki boyutundan daha çarpıcı olan bir diğer boyutu var: Sanıkların avukatı Ersan Şen’in bu talepler karşısında mahkemeye hitaben söylediği şu cümle:
“Kırmızı bültenin devlete maliyetini biliyor musunuz?”
Bu ülkede 35 kişi ölmüş. Sorumlular firari. Adalet yerini bulsun diye kırmızı bülten talep ediliyor. Ve karşılığında, maliyet soruluyor.
Sayın Şen’e sormak gerek:
Adaletin fiyatı mı var?
35 hayatın bedeli, kırmızı bültenin kalem kalem dökümünden mi ibaret?
Kamuoyunun bildiği bir gerçek var: Firari sanıkların yurt dışında ticari faaliyetleri sürüyor. Hatta Emniyet’in tespitlerine göre, kaçtıkları değerlendirilen ülkelerle doğrudan bağları da var. Yani kaçış planlı, sistemli ve organize.
Ve şimdi, sanıklardan biri daha firar etti. Dosyanın tek tutuklu sanığı olan iç mimar da ortadan kayboldu. Nurgül Göksu, onun da diğer iki sanıkla birlikte yurtdışına kaçmış olabileceğini düşünüyor. Bir kırmızı bülten daha istiyor. Geç kalınmadan, göz göre göre bir firar daha yaşanmadan…
Mahkemeler geç kalmasın. Çünkü geç kalan her karar, adaleti geciktirmenin ötesinde, acıyı katmerliyor.
Bir annenin mezar başında ettiği dualar devlete fatura olmaz.
Ama adaletsizlik, her ülkeye çok ağır bir bedel olarak döner.
Ve bazı bedellerin karşılığı, hiçbir para birimiyle ödenemez.
Evet, herkes savunulmayı hak eder. Elbette savunma kutsaldır. Ama hukukun da bir vicdan terazisi vardır. Ve o terazi bazen, cübbeden önce konuşur. Çünkü bu ülkede kırmızı bültenin maliyetinden önce hesap sorulacak çok daha büyük bir bedel var: ihmallerin, görmezden gelmelerin, sorumluluktan kaçmaların bedeli.