Doğa için mücadele eden kadınlar: ”Cesaretin önünde durabilecek hiçbir şey yok” | Tivi 6Tivi 6

9 March 2025 - 13:58

Doğa için mücadele eden kadınlar: ”Cesaretin önünde durabilecek hiçbir şey yok”

Doğa için mücadele eden kadınlar: ”Cesaretin önünde durabilecek hiçbir şey yok”
Son Güncelleme :

07 Mart 2025 - 13:58

Türkiye’de maden ocağına, altın madenciliğine, termik ve hidroelektrik santrallere karşı olarak gelişen ekoloji mücadelesi aynı zamanda kadın hareketi içerisinde de önemli bir rol oynadı.

Türkiye genelinde doğanın, yaşam alanlarının ranta ve talana açılmasına karşı kadınların mücadelesi öne çıkıyor. Kazdağları’nda Kanadalı Alamos Gold şirketi ile Akbelen Ormanları’nın kesimine karşı mücadele eden Füsun Kayra, ”Cesaretin önünde durabilecek hiçbir şey yok aslında. Ekoloji mücadelesinde en çok gördüğümüz şey bu. Çünkü bu cesareti herkes göstermiyor. Özellikle erkekler yerelde mücadele alanlarında göstermiyor” dedi.

Ekoloji Birliği Kadın Meclisi Eş Sözcüsü ve Kazdağları Ekoloji Platformu Koordinasyonu üyesi Füsun Kayra, ekoloji mücadelesinde yer alan kadınları anlattı:

Kayra, kadınların doğalarını, yaşam alanlarını sahiplendiklerini ve var etmek etmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.”Ekoloji hareketlerinde kadınların mücadeleyi nasıl sırtladıkları, nasıl ileriye taşıdıkları üzerine çok şey söylendi. Aslında bu yeni bir şey de değil. Biz bu işi bin yıllardır yapıyoruz. Tabii kapitalizm, ataerkil kapitalist sistem ilerledikçe bu saldırılar çok daha yoğunlaştı ve ülkemiz gibi ne yazık ki bütün bu sömürgecilik madenciliğine, sömürgecilik tavırlarına maruz bırakılan ülkelerde bu saldırılar çok daha yoğun yaşanıyor. Bu anlamda kadınlar ülkenin demokratik kaybedişleri düşünüldüğünde aslında büyük bir cesaretle, büyük bir özveriyle ve korkmadan, yılmadan ekoloji mücadelelerindeki yerlerini koruyorlar” ifadelerini kullandı.

Kadınlar mücadele kazanımlarından dolayı neleri değiştirebileceklerini görüyorlar vurgusu yapan Kayra, “Toplumsal cinsiyet rollerinin dayatıldığı bu ülke topraklarında kadınlar bütün cinsiyet rollerini ellerinin tersiyle iterek var olmak istedikleri şekilde, doğayı da nasıl var etmek istiyorlarsa o şekilde savunarak ve kendilerinin de o savunmanın içerisinde konumlandırarak hareket ediyorlar” dedi.

Kadınların mücadele alanlarında çok büyük değişikliklere uğradığını belirten Kayra, “Bu mücadele sonunda kendilerini dönüştürdükleri, değiştirdikleri gibi aynı zamanda içinde bulundukları aile bireylerini de değiştiriyorlar, çocuklarını da değiştiriyorlar, eşlerini, babalarını, abilerini değiştiriyorlar. Bunun çok önemli sonuçları oluyor. Bu kadınlar öncelikle kendileri gibi başka kadınlar olduklarını da öğreniyorlar. Dolayısıyla bir yalnızlıklık duygusundan da arınıyorlar. Bu yalnızlık duygusundan çıktıkları için de o dayanışmayla, o bir arada olmayla, o kız kardeşlik duygusuyla daha da bir yakınlaşma ve o samimi mücadelenin birbirine aktarılması dizisi oluşuyor. Böyle olunca da tümüyle o kapitalist sisteme karşı da bir duruş sergilemek daha kolay oluyor” ifadelerini kullandı.

Kayra, cesaretin ne denli önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Cesaretin önünde durabilecek hiçbir şey yok aslında. Ekoloji mücadelesinde en çok gördüğümüz şey bu. Çünkü bu cesareti herkes göstermiyor. Özellikle erkekler yerelde mücadele alanlarında göstermiyor. Eğer kadınlar bu cesareti gösterip hem devlete hem de şirketlere karşı ayakta durup, yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını, çocuklarının geleceğini sahiplenip, bunun mücadelesi ve hak savunuculuğu yapıyorlarsa bence her zaman öne çıkartılmalılar. Desteklenmeliler ve hakları yenilmemeli. Bu anlamda toplumsal cinsiyet dile getirmek, göstermek ve başkalarının da bundan örnek almasını sağlamak önemlidir bu noktada. O yüzden kadınların ekoloji hareketinde öne çıkartılması, desteklenmesi, fark edilmelerini sağlanması, gündeme taşınması her şeyden daha önemli diye düşünüyorum ”dedi.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.