42,4548$% 0.07
49,0347€% 0.23
55,8380£% 0.32
5.631,06%-0,08
9.390,00%-0,86
4.125,87%-0,15
10.847,37%-0,37
3695922฿%1.40628
42.44$%0.06071
Türkiye’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yüzlerce kadın meydanlara çıkarken, TÜİK’in açıkladığı yeni veriler kamuoyunda geniş tartışma yarattı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 7 Ekim’de yayımladığı “Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması”, ülkedeki fiziksel şiddet oranını yüzde 12,8 olarak duyurdu.
Araştırmaya göre, 15 yaş üzerindeki kadınların yalnızca yüzde 12,8’i hayatının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldığını bildirdi. Bu oran; itme, saç çekme gibi şiddet türlerini de kapsıyor.
Ancak kadın örgütleri ve akademisyenler, TÜİK’in açıkladığı bu oranın gerçekçi olmadığını savunuyor.
Hacettepe’nin verileri çok daha yüksek: Yüzde 35,5
Aile Bakanlığı, Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmaları’nı 2008 ve 2014 yıllarında Hacettepe Üniversitesi’ne yaptırmıştı. Hacettepe Üniversitesi’nin 2014 araştırmasına göre yalnızca eşinden veya birlikte olduğu kişiden şiddet gören kadınların oranı yüzde 35,5.
2014 çalışmasının yürütücüsü Doç. Dr. İlknur Yüksel Kaptanoğlu, TÜİK’in açıkladığı yeni oran için net konuşuyor:
“Gerçeği yansıtmadığı ortada.”
Kaptanoğlu, 12,8’lik oranın toplumdaki şiddet deneyimini açıklamasının mümkün olmadığını şöyle ifade ediyor:
“100 kadından sadece 13’ü hayatında hiçbir şekilde fiziksel şiddete maruz kaldığını söylüyor. Keşke böyle olsa. Ama bu sonuçlar kadınların yaşadıkları şiddeti çok da açıklamadıklarını düşündürtüyor.”
Kadın örgütleri: “Ciddi bir güvensizlik oluştu”




Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Selime Büyükgöze de TÜİK verilerine şüpheyle yaklaşıyor:
“Bir azalma eğilimi, keşke görsek. Böyle bir eğilim söz konusu değil… O nedenle bu araştırmaya dair ciddi bir güvensizlik duyduk.”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Şirin Yalıncakoğlu ise Türkiye’deki şiddet tablosunun “azalma değil, tam tersine artış” gösterdiğini belirtiyor.
TÜİK’e göre Türkiye, İsveç’ten daha ‘iyi’ durumda
TÜİK’in verileri, Türkiye’de kadına yönelik şiddet oranının birçok Avrupa ülkesinden daha düşük olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler’e göre dünya genelinde her üç kadınından biri (yaklaşık %33) fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor. BM’nin ülkeler arası verilerine bakıldığında:
Fransa: %26
İsveç: %28
Norveç: %27
Birleşik Krallık: %29
Bu durumda Türkiye’nin TÜİK verilerine göre bu ülkelerden çok daha düşük bir şiddet oranına sahip olduğu görülüyor.
Uzmanlara göre bu durum, veri toplama yöntemlerindeki eksikliklerden kaynaklanıyor.
Etik kurallar ve görüşme koşulları tartışılıyor
Kaptanoğlu, kadına yönelik şiddet araştırmalarında kullanılan yöntemlerin kritik olduğunu vurgulayarak şunları söylüyor:
“Araştırmanın kim tarafından, nasıl yapıldığı çok önemli. Etik ve güvenlik kuralları olmazsa doğru veri toplanamaz.”
Hacettepe’nin 2014 araştırmasında görüşmelerin kesinlikle yalnız yapılması, üçüncü kişilerin araştırma içeriğinden haberdar edilmemesi gibi kurallara yer veriliyordu. TÜİK’in yayımladığı çalışmada bu etik ayrıntılara yer verilmemesi dikkat çekti.
Bir diğer nokta da şu: TÜİK araştırmalarında sorulara yanıt vermek yasal olarak zorunlu. Yanıt vermeyenlere para cezası uygulanabiliyor. Kaptanoğlu’na göre bu durum da gerçek şiddet deneyimlerinin saklanmasına yol açmış olabilir.
“Aile yılı, aile imajı” tartışması
Kaptanoğlu, Aile Bakanlığı’nın yaklaşımına dair şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Geri planda ‘bizim ailemiz iyi’ mesajı verme isteği olabilir. ‘Sorun yok, olanları biz çözeceğiz’ gibi bir yaklaşım…”
Bakanlık: “Dezenformasyon”
Aile Bakanlığı ise eleştirilere karşı şu açıklamayı yaptı:
“Araştırmanın gerçeği yansıtmadığı yönündeki eleştiriler dezenformasyondan ibarettir.”
Tuğba Tekerek






İstanbul Boğazı’nda Tarihi Zeki Paşa Yalısı 10 Milyar TL’den Satışta












Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.